Bu işe yaramaz Çeviri İngilizce
1,947 parallel translation
Hayır, bu işe yaramaz, neden biliyor musunuz?
No, that's not gonna work, you know why?
Bu işe yaramaz.
That won't do.
Bu işe yaramaz.
It wouldn't work.
Bu işe yaramaz.
Look, this is not gonna work.
Bu işe yaramaz.
That's vanity.
Doğru, senin için bu işe yaramaz baba ne yapabilir?
That's right, what can this useless father do for you?
- Bu işe yaramaz.
- That's not gonna work.
Bu işe yaramaz buzağıları o metal yığını gemiye kadar götürürüm.
I drove those no-good cheeky bulls into the big, bloody metal ship.
Genellikle hastanelere, morglara ve polise başvurursun, ama senin durumunda bu işe yaramaz.
Well, usually you start with the hospitals, the morgue, the police, but that wouldn't work in this case.
- Bu işe yaramaz!
It won't work.
Bu işe yaramaz.
This isn't gonna work.
# Bu işe yaramaz şeyleri konuşmaya geldin Şimdi düreceğiz defterini senin
You come talkin'that trash we gonna pull your card
Bu işe yaramaz.
That's just not workable.
Bir dahakine bu işe yaramaz.
This won't work next time
Bu Luthorcorp'un ilgisi olduğunu göstermekten başka bir işe yaramaz.
There's nothing on that that could implicate luthorcorp.
Bu olmadan çukur işe yaramaz.
The hole is useless without it.
Bu şekilde işe yaramaz. Başka şeylere ihtiyacım var. Şu ilginç öğretmen şeyini sevdim.
The sike doesn't work. I need to have some sort of... I like the interesting teacher thing, if you want, but you're here because I'm gonna be the teacher for... let's just say some sort of teacher
Bu yeni İşe yaramaz Beyaz Fahişemiz.
I show you, who Cindy Cramord is.
Porno dünyasında olmayanlar, olanlardan çok daha fazla ikiyüzlü bu yüzden gidip İşe yaramaz Beyaz Orospu'yu satın alıyorlar.
People outside of porn are way more twisted then people inside of porn.
Onun sana pek çok kapıyı araladığına ve yatağı açtığına eminim ama bu benim üzerimde hiç işe yaramaz.
I'm sure it's gotten you in a lot of doors And in a lot of beds, But it's not gonna do you any good with me.
Bu şey işe yaramaz.
This thing is useless.
Çünkü bu bir işe yaramaz.
Because it won't work.
Fakat işe yaramaz, bu yüzden yapmam.
But it wouldn't do, so I don't do it.
Bu hiçbir işe yaramaz biliyorsun.
You know this doesn't help anything at all.
Bu sebepten dolayı Dünya'da yaptığımız gibi tavana bir duman detektörü takmak bir işe yaramaz.
So putting a smoke detector on the ceiling like we do on Earth... doesn't work in space.
Sanırım bu dünyadaki en aşağılık şey çok kötü ve işe yaramaz bir orkestrayı yönetmektir.
I think in this world, the most despicable thing is... To conduct an orchestra as bad as rubbish.
Bu harita işe yaramaz.
It's too huffy!
Bu düşmanınızı uyarır ve başka işe yaramaz.
It only warns your enemy and does nothing else.
Bu asla işe yaramaz.
It never works.
Bu bir işe yaramaz.
It doesn't matter.
Net nakit akışınızın yüzde bir veya ikisini vererek bir kolluk, bileklik veya kurdele gibi şeyler alırsınız. Ama bu bir işe yaramaz.
You give one, maybe two percent of your net cash and you get an armband, or a ribbon or whatever.
Herkes dondurma sever, bunu anlarım. Ama bu şekilde bir işe yaramaz.
Everybody loves a Nutty Buddy, I get it, but this doesn't work, sir.
Korumalar bu şehirde işe yaramaz.
Security guards are useless in our country.
Bu çocuk işe yaramaz.
This child is useless.
Bu bir işe yaramaz artık.
Well, I guess this is useless.
Bu tarz bişey hiçbir işe yaramaz.
This piece of crap's not worth anything.
Tatlım, atlar hakkında bilgine saygı duyuyorum ama bu dünyada kimse işe yaramaz hayvanları Basham'dan iyi bilemez.
My dear, I have a lot of respect for your knowledge of horses, but there's no man alive can cull a litter like Basham.
Bu yöntem Remzi Amcamda işe yaramaz.
That strategy sure didn't work for uncle Ramzi.
Bu asla işe yaramaz.
It'll never work.
Bu gözlükler işe yaramaz neden aldın?
These glasses are crap. Where'd you buy these?
Bu her zaman işe yaramaz.
It don't always work.
Ona bebek gibi davranmasaydın bu kadar işe yaramaz olmazdı.
If you'd stop babying him, he wouldn't be such a fuck up.
Ama bu kadar işe yaramaz olduğunuzu bilmiyordum.
But I had no idea of your utter unsuitability.
Eğer ruhunun derinliklerinden bana inanmazsan bu bir işe yaramaz.
It won't work unless you believe in me right down to your very soul.
Bu savaşı bitirmeye yardım edecek misin, yoksa işe yaramaz mısın?
Are you going to help end this war or are you useless?
Tekneye ulaşmalıyız yoksa bu helikopter hiçbir işe yaramaz!
We've gotta get to the boat, or this chopper's useless!
Bırak şok silahını. Gerçek bir suçluya karşı işe yaramaz bu.
Forget it, it is not for criminals.
# İşe yaramaz, bazen merak ederim neden bu kadar aptalsın
It's useless, sometimes I wonder if you're stupid
Haftada en az bir kere bu haplardan almazsanız tekrardan çok hasta olursunuz ve artık işe yaramaz hale gelirsiniz.
If you do not take this pill at least once a week, you will get very sick again, and you will be of no use.
Bu işler senden geçmiş, sahada vitaminler işe yaramaz.
I don't play no octagons, all right? There's no Geritols on the court.
Bu adam işe yaramaz.
Man, that dude is garbage.
bu ise 19
bu işe yarar mı 16
bu işe yarayacak 22
bu işe karışma 37
bu işe yaramıyor 29
bu işe yaramalı 20
bu işe yarar 53
bu işe yaramayacak 44
bu işe yarayabilir 33
işe yaramaz 340
bu işe yarar mı 16
bu işe yarayacak 22
bu işe karışma 37
bu işe yaramıyor 29
bu işe yaramalı 20
bu işe yarar 53
bu işe yaramayacak 44
bu işe yarayabilir 33
işe yaramaz 340
işe yaramazlar 21
işe yaramazsa 22
yaramaz 74
yaramaz çocuk 28
yaramazlık yapma 18
bu iş bitti 57
bu işi seviyorum 19
bu iş buraya kadar 16
bu işte 52
bu işi bana bırak 43
işe yaramazsa 22
yaramaz 74
yaramaz çocuk 28
yaramazlık yapma 18
bu iş bitti 57
bu işi seviyorum 19
bu iş buraya kadar 16
bu işte 52
bu işi bana bırak 43