English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ B ] / Bu kabul edilemez

Bu kabul edilemez Çeviri İngilizce

907 parallel translation
Bu kabul edilemez.
It is intolerable.
Bu kabul edilemez.
It's intolerable
Bu kabul edilemez.
This is insupportable.
Ama bu kabul edilemez!
But how shocking!
Bu kabul edilemez.
But that's unacceptable.
- Bu kabul edilemez!
This is intolerable.
Bu kabul edilemez.
Was capable of something.
Bu kabul edilemez!
Come on, this is inconceivable.
O halde söylemeliyim ki bu kabul edilemez.
Then, I regret to say, they're inadmissible.
Bu kabul edilemez!
This is intolerable!
- Ne? Bu kabul edilemez. - Heyecanlanmayın, Vali Bey.
- Don't get excited, Governor.
Bu kabul edilemez.
This is unacceptable.
İkincisi, meclisin büyük çoğunluğu, kentin çıkarları söz konusuyken.. .. bilgilendirilmedi. Ki bu kabul edilemez.
Secondly, the council at large was never informed, which is inadmissible when public interests are at stake.
Bu kabul edilemez!
That's not acceptable!
Bu kabul edilemez.
This won't do.
Ama bu kabul edilemez.
Thas downright immoral.
Bu kabul edilemez.
It's inadmissable.
- Bu kabul edilemez.
- That isn't acceptable.
Bu kabul edilemez!
It is intolerable!
- Bu kabul edilemez bir risk.
- That's an unacceptable risk.
Bu kabul edilemez, Leo.
It's inadmissible.
Bu kabul edilemez!
- Three thousand? !
Bu kabul edilemez Bay Data.
That is not acceptable, Mr Data.
- Bu kabul edilemez.
- Unacceptable.
Bu kabul edilemez!
This is disagreeable!
Bu kabul edilemez.
That wouldn't be acceptable.
Bu, kabul edilemez!
That, I would not endure.
Bu tür kanıtlar kabul edilemez.
We can hear no evidence of that nature. It's inadmissible.
Ancak, bu gerçeği doğaüstü bir şeyin varlığının nihai kanıtı olarak yorumlamak sadece varsayımdır. ve bu nedenle ilave bilgi olmaksızın kabul edilemez.
However, the interpretation of this fact as being final proof of the existence of the supernatural is merely supposition and therefore cannot be accepted without further data.
Şerefli bir erkek için bu durum kabul edilemez.
For a man of honour, this situation is impossible.
- Bu söylediğiniz kabul edilemez...
- It's inconceivable... - Major Marco.
Bu iş değil, bilim, Formuller kabul edilemez biçimde ve ben DN6 üretime gitmek için izin izin veremem Mr.Forester
This isn't business, this is science, the formulae is unacceptable and I can't and I do mean can't Mr Forester, allow DN6 to go into production!
Bu, kabul edilemez!
It's unacceptable!
Bu kesinlikle kabul edilemez.
This is totally unacceptable.
yok artık daha neler! bu kesinlikle kabul edilemez
This is outrageous, completely insane.
... ayrıca her bireyin teknik veya bilimsel kaynaklardan türlü yaratıcı yetilerinden yararlanıp yararlanmaması bakımından kapitalizmin dün olduğu gibi bugün de kabul edilemez olduğuna karar kıldınız ya da belli belirsiz bu hisse kapıldıysanız ve bu hissi temel alarak sosyalizmi benimsediyseniz...
What of Siniavsky? And if you adhere to socialism with that feeling the problem of its rise to power is put in those terms.
Ama bu kabul edilemez, insanlık dışı, şok edici...
Horrible.
Shogun'a karşı bu kötü niyetli hareket kabul edilemez ve affedilemez.
"This is undeniably an act of ill-will towards the Shogunate..." "... and as such, it shall not be forgiven. "
Bu saatten sonra yolcularımıza başka yollar aramalarını söylemek kabul edilemez.
It's inexcusable that our passengers have to make other travel arrangements this late.
Neden bu güne kadar kabul edilemez olarak gördümüz şeyleri kabul etmeye hazır olduğumuzu düşünsünler ki?
Now, why should they believe we are now willing to accept that which we have always found to be unacceptable?
Bırak, bunu kabul edilemez adaylar düşünsün, çünkü bu geceden sonra sen... Kent'sin. Ben de Greg Marmalard.
Let the unacceptable candidates worry, because after tonight, they're you are...
"Bu önemli bir kayıp olarak kabul edilemez".
"Cannot be regardedas a significant loss of amenity".
Fakat bu durum kabul edilemez.
The situation is unacceptable.
Hayır! Bu asla kabul edilemez
No, it can't be
Bu çok iğrenç ve kabul edilemez.
It's so dirty, so despicable.
- Bu... ... kabul edilemez.
- That is unacceptable.
Sayın Yargıç, bu sorgulama tarzı kabul edilemez.
I'm going to allow it.
Kabul edilebilir ya da edilemez efendim... gerçek bu.
Acceptable or not, sir,... it is the truth.
Giderse, onu bir daha asla görmeyiz... ve bu benim için kabul edilemez.
If he goes, we're never going to see him again... and that is unacceptable to me.
Efendim, bu, onu kabul edilemez risk haline getirmiyor mu? Hayır!
All due respect, sir, though, doesn't this make him an unacceptable risk?
"Ah" diye bağırmak bu dojo'da kabul edilemez Bay LaRusso.
"Ow" is not an acceptable kiai in this dojo, Mr. LaRusso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]