Bu kadarı çok fazla Çeviri İngilizce
440 parallel translation
Böyle bir gence bu kadarı çok fazla.
He's a bit young for this lot.
Bu kadarı çok fazla!
This is too much.
Bu kadarı çok fazla.
This is too much.
Bir adamın, aylarca, yıllarca arzuladığı şey... Ve o an geliyor... Tek bir an için bu kadarı çok fazla.
A man can be alone for months, years, and then a moment comes, that one moment that is too much.
Bu kadarı çok fazla.
That's too much for me.
Sıradan bir polis için bu kadarı çok fazla.
Oh, this is too much for a simple policeman.
Bu kadarı çok fazla.
It's too much.
Bu kadarı çok fazla.
That's too much.
Bu kadarı çok fazla, çok fazla!
It's too much, too much!
Kardeşinle senin aranda, bu kadarı çok fazla.
Between you and your sister, this is all too much.
- Bu kadarı çok fazla. - Tamam, ablana söylemeyeceğim.
That's too much Well, I won't tell your sister
Galyalılar, sarhoş Galyalı, kırık heykeller, Küçük bir General için bu kadarı çok fazla!
Gauls, drunken Gauls, broken statues, it's too much for one little General!
Benim için bu kadarı bile çok fazla.
It's almost too much for me.
Eğer bu kadar mutlu olmasaydım, size çok fazla kızgın olurdum.
If I weren't feeling so happy, I'd be very annoyed with you.
Bu kadar fazla çalışarak kendini çok yorma Sinbad.
Don't tire yourself working so hard, Sinbad.
Bu kadar parayla çok fazla kalabilir miyim sanıyorsunuz?
How long can one stay here on this stage money?
Şimdi hata yaptığımı biliyorum, hayatımı değiştirmek istiyorum ama bu kadarı da artık çok fazla.
Now I know I was wrong and I would like to change my life, but this is too much...
Ama bu çok fazla. O kadar da tutması mümkün değil.
But that's not right... for two little grapefruits.
Bu kadarı benim için çok fazla.
That's too much for me.
Bu kadarı da çok fazla.
This is too much.
Bu kadar çok şey söz konusu iken bu süre fazla.
Surely that's not too much time when so much is at stake.
Bu kadarı da çok fazla!
Ah, no, too much!
Nedenki? Bu kadarı da çok fazla ama!
Why, this is outrageous!
Ancak o günden bu güne o kadar fazla şey oldu ki çok uzun zaman geçmiş gibi.
And yet so much has happened since then, that it seems more like an eternity.
Bu kadarı fazla, hem de çok fazla.
Oh, it's too beautiful. It's much too beautiful.
Bu kadar çok fazla.
It's too much.
Bologna ya da Milan'a gittiyse bu kadarı da çok fazla!
It was already a lot if he got to Bologna or Milan!
Onu bu kadar çok istiyorsanız, bizim de daha fazla işimize yarayamaz.
If you want him so badly, he's no good to us anymore.
Dokunulamayacak kadar saf bir güzellik. bu dünyaya çok fazla.
Beauty too rich for use, for earth too dear.
Ben de Villa kadar iyi bir adamım ama bu her ikimiz için de çok fazla demek değil.
I'm as good a man as Villa and that's not saying a hell of a lot for either one of us.
Bu kadarı da çok fazla.
It's too much.
Eğer onu bu kadar çok seviyorsan daha da fazla ağla.
If you miss her so much, cry hard.
Çok fazla olduğunu biliyorum, fakat talep edeceğimin hepsi bu kadar.
L-I know it's a lot, but that's all I'll ever ask for.
Bu kadarı da çok fazla.
- Hey. Hey. This is too much.
Bu kötü. duman çok fazla, ne kadar yayıldığını bilemiyoruz.
This is a bad one. The smoke is so thick we can't tell how far it's spread.
Evet, ben de bekledim, ama bu kadarı da çok fazla.
Yes, and I did wait, but this is too much.
Ne kadar bu "çok fazla" dediğiniz?
How much is "so much"?
Bu aşamaya kadar hayatta kalabildiniz... ama işimiz şimdi daha zor... çok adam kaybettik ve hala çok fazla düşman var!
The Second Division is fighting on our right, the enemy can't attack us for now. But we have lost lots of men in our regiment, all communications are down, couldn't locate the Regimental Commander.
Bu kadar yeter. Benim zevkime göre biraz fazla çağdaş ama çok güzel.
A little contemporary for my taste, but very nice.
Bu kadarı da çok fazla.
Too much.
Çok fazla pratiğin olmaksızın bu kadar iyi çalamazsın.
You don't even get this good without a lot of practice.
Ama bu kadarı da çok fazla.
But this is too much.
Seni kaybetmenin acısı, sevgili kızım, benim gençliğinin baharında kızım, o kadar önemli değil. Ölümünden sorumlu olan bu canavarı bilemenin bana verdiği azabı çekmek ; işte bu, senin acını, bir babanın katlanabileceğinden çok fazla yapıyor.
It is not so much the pain of losing you, my dearest daughter... in the flower of your youth, that makes your loss more... than a father can bear... as the torment I suffer... at not knowing what monster was the cause of your death.
- Yeter ama, bu kadarı da çok fazla oldu!
- Ah stop it, he's too much!
Bu kadarı benim için çok fazla.
It's too much for me.
Eğer bu kadar kıskanç olmasaydın, senden çok daha fazla hoşlanırdım.
I'd like you so much if you weren't so jealous.
Bir sözcüğe bu kadar çok iş yaptırdığımda daima fazla ücret öderim.
When I make a word do a lot of work like that, I always pay it extra.
Eğer daha fazla erkek kadın gibi davransaydı, bu kadar çok şiddet yaşanmazdı.
If more men acted like women, there wouldn't be so much violence like that.
Hiç farkettin mi ki, hayal gücü çok kuvvetli olan sen, bu kadar az şey elde ederken çok daha değersiz kişiler çok daha fazla şeyler elde ettiler?
Has it occurred to you how many men of less worth have attained so much, while you, who can imagine so much, have so little?
Bu kadar fazla veren ve az ihtiyacı olan birinin etrafında olmak çok zor.
It's hard to be around someone who gives so much and needs so little in return.
Sana salata vermek bile fazla aslında. Damadın istiridyeyi bu kadar çok sevdiğini söylemeseydi sana hiç yedirmeyecektim.
You only deserved vegetal abalone lf your son-in-law didn`t say you love eating abalone, I won`t let you have it!
bu kadarı da fazla 67
bu kadarı yeterli 87
bu kadarı yeter 342
bu kadarı fazla 47
çok fazla 266
çok fazla değil 61
çok fazla konuşuyorsun 37
çok fazlalar 23
çok fazla parazit var 16
bu kadar 1215
bu kadarı yeterli 87
bu kadarı yeter 342
bu kadarı fazla 47
çok fazla 266
çok fazla değil 61
çok fazla konuşuyorsun 37
çok fazlalar 23
çok fazla parazit var 16
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeter mi 31
bu kan 29
bu kadar yeterli 43
bu kadar erken mi 37
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeter mi 31
bu kan 29
bu kadar yeterli 43
bu kadar erken mi 37
bu kadar çabuk mu 71