Bu olağanüstü Çeviri İngilizce
1,576 parallel translation
Bu olağanüstü.
That remarkable.
Bu olağanüstü.
It's uncanny.
Başka kim arazi olup, kötü Kung Fu filmleri izler ve bu olağanüstü pahalı Fransız şarabını içer ki?
Who else might want to hide away, watch bad Kung Fu movies and drink this outrageously expensive bottle of French wine?
- Bu olağanüstü bir fikir, Joe.
That's a great idea, Joe.
Oh, bu olağanüstü.
Oh, that's fantastic.
Bu olağanüstü bir cesaretti Lee.
That was extraordinarily courageous, Lee.
Bu olağanüstü!
It's outstanding!
Bir ağır çekim kamerası, kadife kurdunun bu olağanüstü hamlesini gözler önüne seriyor.
A slow motion camera shows the remarkable way in which the velvet worm attacks.
Doğal boyuna ulaşması için beş yıl daha gerekecek ve sonunda bu olağanüstü yaratık haline dönüşecek.
It will take a further five years to reach full size and become this remarkable creature.
Bu olağanüstü hayallerin her biri, senin kendi fantezilerin.
Each of these wonderful visions arise from your own fantasies.
Bu olağanüstü yıllık olayı çok az insan görmüştür.
Few people ever see this extraordinary annual event.
Bu olağanüstü bir icat.
It's a remarkable invention.
Bu olağanüstü.
That's fantastic.
Barış için çalışan, zaferi mümkün kılan bu olağanüstü makinemizi ortaya koyarsak insanlık tarihindeki en büyük çağı dört gözle bekleyebiliriz.
If we can put this tremendous machine of ours which has made this victory possible, to work for peace we can look forward to the greatest age in the history of mankind.
Bu olağanüstü bir çadır.
This is an exceptionally great tent.
Ayrıca bir daha bu duyguyu hissedebileceğimi düşünmüyordum yani bu olağanüstü bir şey.
And I never thought I'd feel this way again, so that's pretty phenomenal.
Davayı aldım, çünkü bir meydan okumaydı. İlk olarak, bu olağanüstü insanlardan etkilendim. İkinci olarak, bu konular daha önce hiç şimdiki biçimleriyle Amerikan mahkemelerinde görülmedi.
I took the case because it was a challenge, first of all, because I was impressed with these extraordinary people, and second, because these were issues which had never been previously ruled on in their present form in American courts.
Komedi aracılığıyla politik mesajlarını veriyor. Ve bence bu olağanüstü eğlenceliydi.
He was making political points through his comedy, and it was incredible entertainment.
Aman Tanrım, bu olağanüstü.
Oh, my gosh. This is fantastic.
- Bu olağanüstü bir buluş olur.
This would be an extraordinary find.
Yazdığınız bu çok komik, olağanüstü senaryo için teşekkür ederim.
Thank you to the writers for this... funny, wonderful, great script.
Eğer zorunda kalırsam bu ülkeyi olağanüstü hal durumuna sokarım.
I'll put the country under martial law if I have to!
Efsanedir, bunu bir yere yaz, bu da harika Mickey Bricks olağanüstü bir dolandırıcıdır, herkes arasında...
Legend, take note, this is the great Mickey Bricks... con man extraordinaire, all round top....
Bu sabah erken saatlerde Justin Church'ü kurtarırken gösterdiğiniz olağanüstü cesaret için herkes adına size içtenlikle teşekkür ediyorum.
I think I speak for everyone when I offer my heartfelt thanks for your extraordinarily brave rescue of Justin Church early this morning.
Bir seri katil ve tecavüzcü olan Ivan Kinetko'nun davasında. Bu jüri olağanüstü bir biçimde iğneyle ölüm kararından dönmek için en az iki buçuk saat harcadı.
Remarkably, this jury spent less than 2 ½ hours to return a sentence of death by lethal injection in the case of Ivan Kinetko, a serial murderer and rapist.
Bu onun için hala olağanüstü birşey, dostum.
It's still awesome for her, man.
Bu... Olağanüstü!
This is... wonderful!
Bu, olağanüstü zor bir işti.
It was an extraordinarily difficult task.
Şimdi bu geceki ilk konuğum, hakikaten olağanüstü bir adam pek çoğu tarafından bir dahi olarak kabul ediliyor Einstein'dan bu yana tartışmasız en büyük teorik fizikçi.
Now my first guest tonight is a truly remarkable man, regarded by many as a genius, arguably the greatest theoretical physicist since Einstein.
Teori, " bir gözlemcinin birisini olay ufkuna doğru düşerken izlemesi halinde, onun bu kişiye olağanüstü bir şeyler oluşunu göreceğini söylemekteydi.
The theory stated that if an observer watched someone falling in towards the event horizon, they would see something extraordinary happening to that person.
Düşen bu kişi, karadeliğe yaklaştıkça, buharlaşacak iyonize olacak ve olağanüstü yüksek sıcaklıktan kayanaklanacak bütün korkunç şeyler gerçekleşecektir, ve nihayetinde sadece elektron, proton ve nötronlara dönüşecektir.
As that person gets closer and closer to the black hole, they will be evaporated, ionised, all the terrible things that will happen from extremely high temperatures will happen to them. and eventually they would just be converted to electrons, protons, neutrons.
Olağanüstü bir şekilde korunmuş olan bu kanatta zar tabakalarını destekleyen damarların desenleri, günümüz türlerinde olanlar ile neredeyse birebir aynı.
This marvellously preserved wing has very much the same pattern of veins supporting panels of membrane as living species.
Olsaydı bile bu, kesinlikle böcek dünyasındaki en hayret verici ve en olağanüstü olaylardan biri olarak kalırdı.
But even if we did, this surely would remain one of the most astonishing, amazing events in the insect world.
Ve burada, omurgasızların sahip oldukları bu eşi benzeri olmayan olağanüstü maddeyi içeren liflerden oluşmuş tuzağa yakalanırlar.
And here, they are trapped by threads of this extraordinary material that is the unique possession of the invertebrates.
Daha sonra, öteki türler bu ağı olağanüstü değişik biçimlere uyarladılar.
Subsequently, other species modified it in some quite extraordinary ways.
Hiç bu dünyaya olağanüstü bir şeyler yapmak için geldiğin hissine kapıldın mı?
Do you ever get the feeling like you were meant to do something extraordinary?
Küçük bir araştırma yaptım ve bu olağanüstü. kitabı yazan o isimsiz genç adamın aslında kendi öğrencilerimden biri olduğunu buldum, inanılmaz değil mi?
¶ Politics and dirty tricks. ¶ ¶ I got no time for stones and sticks. ¶ ¶ Politics and dirty tricks. ¶
Bence bu, en olağanüstü, teatral bir düğün kutlaması olacak.
I think this is going to be the most extraordinary, theatrical, wedding love celebration.
Bu görevimiz bay Ahmet Dasan için olağanüstü bir milyoner.
This is our assignment for Mr. Ahmet Dasan... a billionaire extraordinaire.
Bu çocuklar olağanüstü.
I mean, these kids are incredible.
Bu da Dave ve Tatlılar'ın olağanüstü "Kadillak Araba" şarkısının yeni kayıdıydı.
That's Dave the Sweethearts with their marvelous new recording, Cadillac Car.
Bu gerçekten olağanüstü.
This is really amazing.
Aslında Londra'ya, bu harika şehre her gelişimde hep samimi bir heyecan kaplıyor içimi çünkü siz... siz olağanüstü bir halk, çok güzel insanlarsınız.
You know, every time I come to London, this great city, I always get a sincere sensation, because you're marvelous people, beautiful humans.
Bunlar gerçekten çok... bu bardaklar olağanüstü! Nereden aldınız?
These are really... these glasses are really sublime.
Bu olaganüstü bir bulum olabilir.
This could be an extraordinary find.
Bu sorunun olağanüstü cevabı : Klasik müzik.
Classical music is the extraordinary answer to that question.
Bu gerçekten olağanüstü.
This is so unreal. Okay, I'm good!
Bu dünyaya, olağanüstü bir şeyler yapmak için geldiğin hissine kapıldığın oldu mu hiç?
Do you ever get the feeling like you were meant to do something extraordinary?
Genelde bu kadar uygunsuz davranmam, ama... gerçekten olağanüstü güzelsiniz.
I'm usually not this awkward, but... you're just so extraordinarily beautiful.
Bu polisin zamanını olağanüstü boşa harcamaktı.
Well, that was a spectacular waste of police time.
Hayatın istikrarlı ve çok yavaşça evrildiği fikri Darwin'in olağanüstü görüşüydü, 4 milyar yıldan fazladır santim santim ilerleyen bir evrilme sürecidir bu.
Darwin's great insight was that life evolved steadily and slowly, inching its way gradually over four billion years.
olağanüstü 409
olağanüstü bir şey 19
olağanüstüydü 34
olağanüstügüzelfevkalademsi 18
bu olabilir 58
bu olsun 16
bu olmaz 67
bu olur 45
bu olay 48
bu olmayacak 50
olağanüstü bir şey 19
olağanüstüydü 34
olağanüstügüzelfevkalademsi 18
bu olabilir 58
bu olsun 16
bu olmaz 67
bu olur 45
bu olay 48
bu olmayacak 50
bu olacak 24
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16
bu olabilir mi 19
bu oldu 16
bu olmamalıydı 17
bu olmalı 51
bu olduğunda 20
bu olanaksız 43
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16
bu olabilir mi 19
bu oldu 16
bu olmamalıydı 17
bu olmalı 51
bu olduğunda 20
bu olanaksız 43