English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ B ] / Bu sana kalmış

Bu sana kalmış Çeviri İngilizce

398 parallel translation
- Bu sana kalmış
- It's up to you.
- Bu sana kalmış, Rocky.
- That's up to you, Rocky.
Şimdi, bu sana kalmış.
Now, it's up to you.
Bence bu sana kalmış, Alvin?
Well, I think that's up to you, Alvin.
Gitmem! - Bu sana kalmış.
- Well, it's up to you.
Pekala, bu sana kalmış.
Well, that's up to you.
Bu sana kalmış, ya o ölür ya sen.
IT'S UP TO YOU. HE DIES... OR YOU DIE.
Bu sana kalmış bir şey.
That's entirely up to you.
- Bu sana kalmış.
- That's up to you.
Bu sana kalmış.
And that's up to you.
Bu sana kalmış ama kararını vermeden önce bence sanıklardan birinin Di Pace adlı bir çocuk olduğunu bilmelisin.
That's up to you, but before you make any decision I think you ought to know one of the defendants is a kid named Di Pace.
- Bu sana kalmış.
- Well, that's up to you.
Söylediklerimi unutma, Bu sana kalmış.
Remember what I told you, it's up to you.
Daha sonra başka bir şansın olmaya bilir. Bu sana kalmış.
Because you might not get another chance to.
Yakında bu sana kalmış...
Soon it is up to you...
Bu sana kalmış.
That's up to you.
İstediğini düşünebilirsin, bu sana kalmış.
You can think what you want, that's up to you.
Bu sana kalmış.
It's up to you.
Bu sana kalmış.
It's up to you, my dear.
- Bu sana kalmış.
- It's up to you.
Bu sana kalmış.
This one's on you, slick.
Bu sana kalmış, Sergey.
It's up to you, Sergei.
Bu sana kalmış, Myrtle. İşleri yoluna koymak istersen.
It's up to you, Myrtle, if you wanna straighten yourself out.
Bu sana kalmış.
Well, it's up to you.
Bu sana kalmış değil.
Well, that's not up to you.
- Bu sana kalmış, Rick.
It's really up to you, Rick.
- Bu sana kalmış, teğmen.
- Well, that's up to you, lieutenant.
- Bu sana kalmış...
- It's up to you...
- İşte bu sana kalmış birşey.
- That is up to you.
Jason, bu sana kalmış. Bunu başarabilirsin.
Jason, it's up to you.
Bu sana kalmış.
It's on you.
Bu şimdi sana kalmış.
It's up to you now.
Bu iş sana kalmış.
It's up to you.
- Bu sana kalmış.
- That depends on you.
Benim bir kolum ve bir ruhum var, fakat sana çok içten tavsiye ederim ki, ellerini bu pis işe bulaştırma! Faşist politikalar. Geza, param evde kalmış.
I have only one arm and one soul - but I advise you, most sincerely, keep your hands off that dirty business!
Bu tamamen sana kalmış.
Well, that's entirely up to you.
- Bu sana kalmış.
That's up to you, Sarah.
" Bu fırsatı kabul edip etmemek sana kalmış.
" It's up to you to decide whether to take it or not.
Yapıp yapmamak sana kalmış, bu sana önerebileceğim en iyi teklif.
Do what you like, it's the best I can offer.
Sana şunu söyleyeyim, Bayan Davenport... bu dönem Tarih'den sınıfta kalmış bil kendini!
I can tell you one thing, Miss Davenport... you can count on a failing grade in Geography this term!
Sana yemin ederim bu adam onlardan daha uzun süre su altında kalmış.
I swear to you right now, he's been down longer.
Sen bilirsin, eğer bu zavallı adama zarar vermek istiyorsan... -... sana kalmış.
It's up to you, if you want to injure the poor man it's all up to you.
Kapının bu tarafında ne yapacağın artık sana kalmış.
What you do on this side of it is up to you.
Bu değişmeyecek, o yüzden, bu geçişi diğerleri için de olabildiği kadar kolaylaştırmak sana kalmış.
That will not change, so make the transition as easy as possible for the others.
Bu sana pek adil gelmeyebilir ama onun her haliyle uğraşmak sana kalmış.
Well, it may not seem fair to you, but it's up to you to deal with her moods.
Bu parayı patronundan borç alıyorum. Kabul edip etmemek sana kalmış.
Now I borrow these money from your boss lt`s up to you, take it or not!
Bu, sana kalmış.
I won't if you won't.
Ve bu durumda senin adamlarınla olan sorunları nasıl çözeceğin tamamen sana kalmış.
And I really don't think it would be proper for us to have to go into your neighbourhood to solve our problem.
Bu sadece ticaret, anlaş ya da anlaşma, sana kalmış
It's a trade only, deal or no deal, it's up to you
Bu sana bir anne ve dul kalmış bir kadından lanettir!
God will never forgive you. You'll want to live, but you'll neither be able to live nor die.
Bu yüzden sana evde kalmış kızlara layık bir ev bıraktı.
Nothing left for you but a home for old spinsters.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]