Bunu da Çeviri İngilizce
26,593 parallel translation
Bunu da arabasının yanında bulduk.
And we found this... beside his car.
Bunu da bir araştır istersen.
Might want to research that.
Kemerin Morales'e ait olduğu kanısındayız ki bunu da bir yakın akrabasıyla teyit edeceğiz.
Now, we believe that the belt belonged to Morales, which we're gonna confirm with his next of kin.
Al, bunu da boşalt.
Here, make sure this one's empty.
Bunu da gösterebileceği en iyi şekilde gösterdi.
And he did that the best way he could.
Bunu da beğenmedim.
I don't like that bit, either.
Bunu da.
And that.
Bunu da çalabilirim.
I also play this.
Dur, bunu da mı yanında getirdin?
Wait, you're bringing that?
Bunu da işin kalanında vasfı olmayan kadın söylüyor.
Says the woman who doesn't have to figure it out later.
Bunu başardık da.
And we did.
Bunu başardı da.
And he has.
Seni Gotham'da gördüğüm an söylemem gerekirdi bunu.
Something I should have told you the moment I saw you back in Gotham.
İnşaat işçisi kızıl saçlı bir kızın onu bayıltıp, soyup sonra da bunu bıraktığını iddia etti.
A construction worker claimed that a redhead knocked him out, robbed him, and she left this.
Bunu da Nicky Nail'ın kapısının önüne bırak. Kapıyı iki kere çal, ucunu yak ve kaç.
And this...
Tüm Gotham'ın da bunu bilmesini istiyor.
And he wants all of Gotham to know that.
Bunu nasıl bildiğimi ya da ne yapmam gerektiğini sorma ama Sybil seni gördüğüne çok mutlu olacak.
Don't ask me how I know this, or what the hell you're supposed to do, but Sybil's gonna be very happy to see you.
Matt, biliyorsun, bunu yarın da yapabiliriz.
Uh, Matt, you know, we can do this tomorrow.
Matt, eğer bunu okuyorsan ölmüşüm demektir, ki bu da boktan bir durum.
Matt, if you got this, it means I'm dead, which sucks.
FBI da yıllardır bunu yapmaya çalışıyor.
The FBI has been trying to do that for years. He's Teflon.
Bunu anlayabiliyorum. Benim babam da yılbaşında arayacaklarımın arasında değil.
My father's not on my Christmas card list either.
O duruşma salonunda ya da başka bir yerde yaptığın hiçbir şey bunu değiştirmeyecek.
And nothing you could do in that courtroom or anywhere will ever change that.
Bunu duyup da stres yapmasına gerek yok.
She does not need the stress of hearing from me.
Ya da okumak istediğin zaman yanında olmayan ve bunu telafi etmek isteyen annenden yardım alabilirsin.
Or... you could have a mother who wants to make amends for not being there the first time you tried to get an education.
Bunu da bana.
This one... to me.
Güzel, o da bunu istiyordu zaten.
Good. That's good. Good.
Atım'da bunu yapmamı isterdi.
It's what she would've wanted.
Bunu bilmek dışarıda sadece bir kişi benim arkamda... bu... bu bana herkesle yüzleşme gücünü verdi.
Knowing that there's just one person out there who supported me... it... it gave me the strength to face everyone else.
İhtimaller ne kadar az olsa da bunu denemek zorundayım.
However small the odds are, I have to try.
Senin için bunu duymak zor biliyorum. Ama Piper onun da kızıydı.
I know this is hard for you to hear, but Piper was his daughter, too.
En kötü tarafı da, bunu bilmiyor olmandı.
And the worst part is, you didn't even know you were doing it.
Bunu seninle ya da sensiz yapacağım.
I'll do this with or without you.
Pekala eğer doğru anladıysam gerçekleştireceğimiz bu şey bir şekilde bu büyük çevrimiçi ağları da kapsayacak. Ve bunu yaratacak.
Okay, uh... if I'm understanding this correctly, an implementation would somehow take these massive online networks and do this.
Bunu tersine çevireceğiz. vücudunuzu ve ağzınızı da.
To reprogram your mind, your body and your mouth.
Biraz da bunu dene.
How about you fucking try that for a fucking change.
Gitmesine izin vermelisin. O da bunu isterdi.
He would want you to.
Sokaktaki tüm polislerle bunu unutmak kolay olsa da burası hala Escobar'ın şehriydi.
With all the cops on the street, it was easy to forget... this was still Escobar's town.
Öyle ya da böyle bunu ödeyecek.
And one way or another, he pays.
Ve kaçakçılar da bunu yaptı.
And the narcos did that.
Ve o da bunu yapmış.
And that's what he did.
Sizin veya başka birinin bunu yapmasına da kesinlikle karşıyım.
I am categorically opposed to you or anyone else doing so.
Artık çocuklar da tıraşlamıyor. Bunu şaşırtıcı buluyorum çünkü bana yetiştiler sonunda.
You know, the kids aren't shaving now, either, which is amazing because they've finally caught up to me.
Yarın ya da yarından sonraki gün bunu halledecek elemanlarım var.
- Uh, I have a crew that can handle it tomorrow or the next day.
Ben bürokrat birinin elinde ölmeyi reddediyorum ve bunu sana da öneririm.
I refuse to die at the hands of a bureaucrat, and so should you.
Pekâlâ. Kilitlenene dek geri çek. Sonra da bunu kur.
All right, pull that back till it locks, and then set this.
Tanrı aşkına, illa da bunu söyletecek misin?
Oh, for Christ's sake, are you gonna make me say it?
Bunu YouTube'da videolarını paylaşan adam mı söylüyor?
Said by the guy posting videos of himself on YouTube?
Logan'a da bunu mu yapmaya çalışıyordun?
That what you were trying to do with Logan?
Bunu bir kağıda yazıp arabada radyonun yanına yapıştırmıştın.
You had that written on a Post-it note in the Subaru by the radio.
Şey, Ay'a gitmeyle alakalı da böyle demişlerdi, ta ki hayalgücü yeterince güçlü birisi bunu mümkün kılana dek.
Well, that's what they said about the moon shot, until someone with enough imagination made it very possible.
Herkes bunu düşünüyor, ama o kadar da kötü değil.
Everyone thinks that, but it's not that bad.