Bıraktım Çeviri İngilizce
22,702 parallel translation
Sana bir hediye bıraktım kalbinde neyin doğru olduğunu bilmen ve senin olana savaşman için kendi yaptığım bir şey.
I have left you a gift, something I made for you to fight for what is yours, and for what you know in your heart is right.
Karını ofisine bıraktım.
Hey, I left our wife in your office.
Bıraktım, bazen...
I did. I have. Look.. just once in a While.
Yüzüstü bıraktım bugün.
I let him down today.
Çok kötü bir ilk izlenim bıraktım.
I really made a hell of a first impression.
Onu bıraktım.
I left him.
İçkiyi bıraktım.
I stopped drinking.
Ve ne zaman hazır olduğunu hissetiğimde seni bıraktım.
And when I knew you were ready, i let you go.
Kadın mı, erkek mi olduğumu soran kısmı bıraktım.
The part where it asks male or female?
- Onu bıraktım.
- I left her.
Seni yüzüstü bıraktım.
I failed you.
Sesli mesaj bıraktım.
I kept getting his voicemail.
Sadece doğal akışına bıraktım.
.. I wanted to just..... let nature just take its course.
Declan, senin peşimden gelmek için her şeyi bıraktım.
Declan, I abandoned everything to follow you.
- Ben aramayı yıllar önce bıraktım.
Oh, I gave up looking for mine years ago.
Francine'e mesaj bıraktım.
[Emma] I left a message for Francine.
Okulu bıraktım.
I quit school.
- Sevdiğim kadını bugün mihrapta bıraktım.
- I left the woman I love at the altar today.
Evet, gece yarısını biraz geçe ona servis yapmayı bıraktım.
Yeah. I stopped serving him a little after midnight.
- Onu annem ve komşumuzla bıraktım.
You know, I left him with my mother and our neighbor.
Bıraktım çünkü benim duygularımı incittin sürekli şeyden konuşarak şeyden konuşup durarak müzikten ne kadar nefret ettiğinden.
I left because you hurt my feelings when you kept talking about... You kept talking about how much you hate my music.
Hayır, Warren'la bıraktım.
No, I left her with Warren.
Ve okuman için masana bıraktım.
And I've left the reading on your desk.
Evet, çünkü "Yüz" ü yapmayı bıraktım.
Yes, because I stopped doing The Face.
Onu bıraktım.
I left her.
Bence bunun bir sebebi de annelerimizin, babalarımızın, ninelerimizin ve dedelerimizin bizim için yemek pişirmelerinin bıraktığı etkili anılardır.
And I think some of it has to do with the fact that we all have powerful memories of being cooked for by our moms, by our dads, by our grandparents.
Geride bıraktığımız insanlarla bizimle gelemeyenlerle ilgili.
It's about the people we leave behind, the ones that can't come with us.
Geride bıraktığımıza sevindiğimiz birçok şey var.
Well, there are plenty of things we're grateful to leave behind.
Cesedi, Sophie'yi bıraktığım gece barakaya koydum.
I put her body in the shed the night I let Sophie out.
- Stan film bıraktı mı ya?
Did Stan drop off any movies?
Rick'te nasıl etki bıraktığını görmem lazım, tamam mı?
I need to see how it affects Rick, okay?
Yoksa bıraktı mı?
Or did he?
O zaman yüzüstü bıraktığım son kişi sen olursun.
Then you'll be the last person I disappoint.
Hayır, bıraktım.
Nope.
Size şunu söyleyeyim sizin pisliğinizi temizlemeyi bıraktığım gün...
And I'll tell you something, the day I stop taking care of your bullshit...
Bana bıraktığın görüntülerle bir hikaye yayınladım.
I ran this story with the footage that you left me.
Sadece ona aldığım saati bıraktı.
the watch that I bought him.
Onu bıraktın mı?
And you just let him go?
babyGap'tan alacağım bebek tulumunu geride bıraktı.
That beats the onesie I was gonna get them from babyGap.
Bıraktığım jileti kullanmaman yazık, ama ev, sizin kokunuz olmadan da güzel. "
That's the only way I could come home. Too bad you didn't borrow that razor I left
- Mike'ı bıraktığımı söylemeye geldim ve olabildiğince iyi gözüküyordu.
- I came to let you know that I dropped him off, and, um, he looks as good as he could look.
Yıllar boyunca arkanda hep acı ve yıkım bıraktın.
For years you've left behind a wake of misery and destruction.
Tam da onları bıraktığım şekildeler.
They're exactly the way I left them.
Kurbanımızın karınıza bıraktığı kartın aynısı.
It's identical to the card our victim left your wife
- İşi bıraktı mı?
- Was he let go?
Dwight Darnell'in arkasında bıraktığı yıkıma aşinayım.
I'm familiar with the destruction Dwight Darnell leaves behind him.
Kamyonlarımı yakalattığını, beni malsız bıraktığını biliyorum.
I know it was you that stole my trucks, drying up my drug supply.
Seni Yeraltı Dünyası'nda bıraktığımızı sanıyorduk.
We thought we left you in the Underworld.
Evet, bıraktınız ama geri döndüm işte.
Aye, you did. But now I'm back.
Bunları geride bıraktığıma memnunum.
Well, I'm doing better at putting it behind me.
Seni işe Nina mı bıraktı?
Nina brought you to work today?
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak kalsın 58
bırak şimdi 60
bırak artık 86
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak kalsın 58
bırak şimdi 60
bırak artık 86