Daha fazlası değil Çeviri İngilizce
539 parallel translation
Ölmek, uyumaktır. Daha fazlası değil. Çünkü bir uykuyla, kalp acısını ve doğanın, bedene yaşattığı kahırları sona erdiriyoruz diyebilmek, bir sondur herkes için canı yürekten istenecek.
To die, to sleep, no more... and by a sleep to say we end the heartaches... and the thousand natural shocks that flesh is heir to.
Daha fazlası değil.
I wouldn't put it higher than that.
Büyük, canavar gibi bir balina, evet, ama balina, daha fazlası değil.
A monstrous big whale, aye, but a whale, no more.
- Daha fazlası değil.
- No more.
Daha fazlası değil.
There's nothing wrong in that.
Evet ama bir batıl inançtan daha fazlası değil.
Yes, but I don't attach any importance to that sort of old wives'tale.
Bu kişiyle aramızda bir dostluk gelişti, hem de derin bir dostluk. Ama daha fazlası değil.
It's true, there's been a friendship, a profound friendship, if you will, but nothing more.
Daha fazlası değil.
Nothing more.
Daha fazlası değil.
Nothing more, nothing more.
- Bir hayal, madam daha fazlası değil..
A pipedream, Madame. He is no more.
Bu yaşlı bir adamın son dileği, daha fazlası değil.
It's an old man's last attachment, nothing more.
Ara sıra işe yaraman için seni küçük bir ortak olarak aldım. Daha fazlası değil.
I took you on as a junior partner to be an occasional convenience, nothing more.
Daha fazlası değil.
No more.
Sekiz sene yersin, daha fazlası değil.
You'll do eight years, no more.
Daha fazlası değil, değil mi?
But it does not look much to the world, right?
- Nezaket gereği yaptım bunu çat kapı girip bir selâm vermekten daha fazlası değil bu yaptığım zaten.
H., It was a courtesy heads-up, nothing more. Nothing more than I would have done in any other knock-and-talk.
- Daha fazlası değil.
- Nothing more.
Bakın, bu sadece basit bir karşılama, daha fazlası değil.
Now, look, this is a simple ceremonial greeting, nothing more.
- Bir buluttan daha fazlası değil.
- He is not much more than a cloud.
Federasyon ile olan ilişkilerimize verdiğimiz değerden daha fazlası değil.
No more than we value relations with the Federation.
Bir beyin hücresinden daha fazlasına sahip olduğun için sana saygı duymalıyım. Ama hala anlamıyorsun, değil mi?
Gotta give you props for having more than one brain cell, my friend, but you still don't get it, do you?
Sizinki gibi bir plan ancak iki kişiyle başarıya ulaşabilir. Daha fazlasıyla değil.
A plan like yours can only work with two men.
Ama daha fazlasını değil.
But nothing more.
Paslanmış ol veya olma benim için her hangi bir avukattan daha fazlasını yapabilirsin ve sanırım bu hiç zor değil.
Ah, rusty or not, you can do as much for me as any other lawyer... and I reckon that ain't hardly anything at all.
Farkında değil gibisin, burada sadece seni korkutmak veya üzmekten daha fazlası var.
You don't seem to realise, there's more in this than me just trying to scare you or your being sorry.
bunun için daha fazlasını zevkle giderdim, ama nedeni bu değil.
I'd gladly go farther than that, but she wasn't the reason.
- Bundan daha fazlasına layığım, değil mi?
- More than I'm worth, is it?
Sen de herkesin gördüğü kadarını görüyorsun, daha fazlasını değil.
You don't see it any more than anyone.
- Daha fazlasını da istiyorlar, değil mi?
- That's asking rather a lot, isn't it?
O kadar emin değilim... Çok daha fazlasını elde etmeye çalışan Napolyon Bonapart la değil.
I'm not so sure of it, not with Napoleon Bonaparte trying to grab up more and more.
Bahşişlerden daha fazlasını alıyorsun, değil mi?
You get more thanjust tips, right?
Bundan başka bir şey yok değil mi senin için? Zaten yeterince oğlun var. Daha fazlasını ne yapacaksın ki?
That is the single thing... of which I would have thought you had enough.
Daha yalın, değil mi? Fazlasıyla.
[Chuckles] It is simpler, isn't it?
Antonia bizim sahip olduklarımızdan daha fazlasına sahip değil.
But Antonia doesn't have any more than us.
Sana 5000 verebilirim, daha fazlasını değil.
I can lend you 5,000, but not more.
Daha fazlasını almak kullanışlı değil.
It's not practical to take more.
Sanırım vampirlere inanmam için, boş bir tabuttan daha fazlasına ihtiyacın olacak, değil mi?
I think you're gonna need a little more than an empty coffin to convince me of vampires, wouldn't you say?
- Bu sadece bir şarkı değil.Daha fazlası.
- It's not just songs. It's much more.
Daha fazlasını değil.
Nothing more!
Ama daha fazlasını istedim. Ve her şeyi bozan bu, değil mi?
But I wanted it to be more, and that gets in the way, doesn't it?
Onlar için bundan daha fazlasını edeceğine inanmıyorsun sen de, değil mi? Beni şimdi bırakırsanız kimseye anlatmamaya söz veririm.
Thanks for the offer, but I prefer money for yourself.
Önemli değil. onun hakkında dünden daha fazlasını biliyoruz.
It doesn't matter.We know who he is, which is more than before tonight.
Bir erkek daha fazlasını isteyemez değil mi?
A man can not ask much more than that, girls.
Hayır, öyle değil, sanki, her neyse ben ve Robi'den daha fazlası, kocam uzun zamandır dans etmeye gitmemiştik.
No, it's not like, so to say, whatever... more that me and Robi, my husband, we haven't gone dancing for a long time.
Daha fazlası yok değil mi?
But no more than that?
Bak Luke Jer-Jun'dan anlarım biraz ama büyükbabanda kullandığın şey akapunturdan daha fazlasıydı değil mi.
You know, Luke, I know a little about Jer-Jun, but that was more than acupressure you were using.
- Çok daha fazlası geliyor, değil mi?
- They're movin'a lot more in, aren't they?
- Burası, bir sanal güverteden daha fazlası, değil mi?
- This room is more than a holodeck?
Ama bana baktığında daha fazlasını görüyorsun değil mi?
But there's something more when you look at me, isn't there?
Biliyorum, bir milyon sizin için fazla para değil. Ama elimde daha fazlası olsaydı verirdim.
I know a million dollars isn't much money to you but if I had more, I'd give it to you.
ama 100,000 $ yeterli değil daha fazlasına ihtiyacım var neden kumar oynamıyorsun?
But $ 100,000 just isn't enough. I need more. Why don't you go on the gambling junket?
daha fazlası 45
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25