Ey Çeviri İngilizce
2,889 parallel translation
Yok bişey oğlum.. yok bişey
No.. no son biþey biþey
Bişey yok
No Biþey
Biraz farklı bişey yapalım
Some different biþey yapalým
Bişey bize ait olan her anı bizden alıyor
All that any of us Biþey It takes us
Bişey duydun mu?
Biþey hear?
- Hayır hiçbişey duymadım
- No hiçbiþey heard
- Kötü bişey mi bu?
Not biþey this?
Korkunç bişey bu.. ben kendimi öldüremem ki
Biþey this terrible.. I I can not kill myself
Tanrım.. muhteşem bişey bu
This magnificent biþey
Öyle bişey yok
No such biþey
Lütfen... Bu konuda ben de duacın olurum ey kudretli Tanrıça'mız Nagato.
Please... great goddess Nagato!
Zo-ey!
Zo-ey!
Ey Rabbimiz, affına sığındık!
" Lord, grant us Thy forgiveness.
Rabbimiz, unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz!
Lord, take us not to task if we forget or make mistake.
İşlerini yapıyorlar.
, e ey'dointh their job.
"Ey Millet" demiş. " Ey Müslümanlar, Ey Hırisitiyanlar el birliği edip mutluluğumuza mani oldunuz siz de mutluluk göremeyesiniz.
He says " Ye people, ye Muslims and Christians you joined hands to prevent our happiness.
"Ey insanlar" demiş Esma. Ey Müslümanlar! Ey Hıristaiyanlar!
Ye people says Esma, Ye Moslems, ye Christians.
Pencereden dışarıya bak.
Ey up. Look out your window.
Dik dik bakmak zorundalar mı?
They don't half fucking stare, do'ey?
Ey Yarabbi.
god.
Gitmekte özgürler.
ey're free to go.
Ne için seçildim, ey yüce salatalık?
Chosen for what, o mighty gherkin?
Hey, Leydi Mary çok şaşıracak.
'Ey, Lady Mary's in for a surprise.
Biz de şöyle dedik : "Ey ateş, İbrahim'e bir serinlik ol, bir selam ol!"
And We said, "O fire! Be cool and harmless for Abraham!"
Sonra dediler, "Ey İsrailliler, bunlar seni Mısırın dışına kadar getiren tanrılar."
Then they said, "These are your gods, O Israel, who brought you up out of Egypt."
Ey yüce ve kudretli ruhlar... Sizce ninem, Chet Palaburn'den ayrılmalı mı?
Oh, great and powerful spirits, tell us, should Gram break up with Chet Palaburn?
bir? ey duydunuz mu?
Dld you hear something?
r. - YAni sen baska bir? ey gordun.
- So you've seen something else.
Sinir? ey!
The nerve!
Yani ben de ona bir ey almalı mıyım ya da...
Uh-oh. I mean, am I supposed to get her something back, or...
Ey hayalet, senin için geliyoruz.
We're coming for you.
Şimdiden söyleyeyim, eğer bakarsan çok yoğun bir an yaşarsın. O yüzden sakın direkt gözlerine bakma.
If you do peek, I'll tell you, it's intense, so don't look directly into its ey...
Bana bak! Ey İdrisi kimi yanlişi ikum. Sen karini değul çocuklarini cezalandiriysun.
You punish the children not your wife.
Ey Avcı bey, babamın deyişiyle "ben ne bilem?"
To rephrase my dad : "How do I know?"
Ş ey, ben...
You know, I...
Ş ey...
And uh...
- Kes şu gürültüyü!
Ey! Turn that noise down!
Å ey 4.000 Avro gönderebilirim.
Well I can send four thousand.
Å ey...
Well...
Bir gün bir uzaylı size gelip " Ey Dünyalılar, sizi öyle zeki yapacağım ki savaşlar ve yoksulluk son bulacak.
One day a space alien comes to you... and says, "People of the Earth, we will make you smart so that... there will be no wars or poverty, and that everyone will get along."
Peki.
Hey-ey. All right.
Ey bebelere kıyanlar insaf!
O, killers of babies! Have mercy!
Ey şeytanların şeytanı, insaf...
O, spawn of Satan, have mercy!
Ey melanet yuvası, insaf, insaf, insaf!
Mercy! O, nest of abominations, mercy, mercy, mercy!
Her ey yolunda mı?
Everything okay?
- Ey şu kafanı.
- Fucking head down.
N'aber, Trudy, nasıl gidiyor, dostum?
'Ey up, Τrudy, hοw are yοu dοing, duck?
- Selam dostum, iyi misin?
-'Ey up, mate, are yοu all right?
Şimdi beni dinleyin, şu anda hepiniz tehlike bölgesindesiniz.
Oοh,'ey. Nοw listen, currently yοu are all in the danger zοne.
N'aber evlat, maaşını mı almaya geldin?
'Ey-up son, you here to get your wages?
"Ben Ortodoksum, Ey Ahali!" diyeyim.
Ye folks I am Orthodox. "