Hiçbir şey hatırlamıyorum Çeviri İngilizce
578 parallel translation
Hayır, hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't remember anything.
Hiçbir şey hatırlamıyorum ama yapmadım diyemem çünkü ne olduğunu bilmiyorum.
I don't remember anything, but... I can't say that I didn't'cause I don't- - I don't know what happened.
Hayır. Hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't remember a thing.
Hiçbir şey hatırlamıyorum.
But I still don't remember... anything.
Niye hiçbir şey hatırlamıyorum?
So, why can't I remember a damn thing?
Hiçbir şey hatırlamıyorum!
But I don't remember anything!
Hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't remember a thing.
Sonrasında hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't remember anything after that.
Hayır, hiçbir şey hatırlamıyorum.
No, I remember nothing.
Sahneye üçüncü çıkışımdan sonra hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't remember anything after the second encore.
"... Ama bunun ötesinde, hiçbir şey hatırlamıyorum.
But beyond this, I remember nothing.
"Hiçbir şey hatırlamıyorum."
"I remember nothing."
Hiçbir şey hatırlamıyorum, sanki aynaya bakıyorum ve kendimi göremiyorum.
I have no memory. It's like looking into a mirror and seeing nothing but the mirror.
Ben de o tarz hiçbir şey hatırlamıyorum.
I have nothing to remember of that nature, either.
Bununla ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum.
I do not remember anything about it at all.
Beş ayla ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum.
Five months, and I don't remember a moment of it.
Bu konuda hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't remember anything about it.
Destarte hakkında mutsuz hiçbir şey hatırlamıyorum.
I can't remember anything unhappy about Destarte.
Hiçbir şey hatırlamıyorum, benim hizmetkarım olduğun dışında.
I do not remember anything except that you are my servant.
- Hiçbir şey hatırlamıyorum.
- I couldn't remember.
Size söyleyebileceklerim çok az. Hiçbir şey hatırlamıyorum.
THERE IS VERY LITTLE THAT I CAN TELL YOU AS I DON'T REMEMBER ANYTHING.
Hafızamı kaybetmiş olmalıyım çünkü hiçbir şey hatırlamıyorum.
THAT MUST BE WHAT I GOT 'CAUSE I JUST DON'T REMEMBER A THING,
Hiçbir şey hatırlamıyorum, Henry.
DID IT LOOK OKAY? JUST LIKE A CHAM P.
- Hiçbir şey hatırlamıyorum.
- I don't remember anything.
Geçen gece korkunç bir şekilde uyandım, Bernard oradaydı, bir canavar gibi bana bakıyordu, sonra elleriyle sanki benim boğazımı sıktı, sıktı... ve sonra hiçbir şey hatırlamıyorum, bayılmış olmalıyım.
The other night I woke up in a horrible place there was Bernard, looking at me through the eyes of a monster then I felt his throat as the hands tightened, and tightened... and then I don't remember anything, I must have fainted.
Mücevher tanıtımında fotograf çekiyordum... Sonra... hiçbir şey hatırlamıyorum! Her şey çok karanlık.
I was taking pictures during the jewellery show and that's the last I remember.
Onlar hakkında hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't remember nothin'about them.
Şöyle ekledi : "Ya sonra? Sonra ne mi ekledim?" "Öylesine korkmuştum ki hiçbir şey hatırlamıyorum."
I recently read an old issue of Le Moniteur du Puy-de-Dôme, on which most of the front page was dedicated to the words of Laval :
Hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't remember nothing.
Hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't remember a thing
Hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't remember anything
Hiçbir şey hatırlamıyorum.
I can't remember anything.
Hiçbir şey hatırlamıyorum. Öldürseniz nafile, hatırlamıyorum.
No, guys, I can't remember anything.
Hiçbir şey hatırlamıyorum.
I, I remember... nothing.
Hiçbir şey hatırlamıyorum.
I remember nothing!
Hiçbir şey hatırlamıyorum!
I don't remember anything!
Beni sarhoş ettin, hiçbir şey hatırlamıyorum.
You got me drunk, I don't remember a thing.
Hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't remember a thing...
Oh, Marina, berbat biriyim, hiçbir şey hatırlamıyorum.
Oh, Marina, I'm terrible, I don't remember anything.
Burası hakkında hiçbir şey hatırlamıyorum.
I can't remember anything about this place.
Hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't remember doing it.
Ben hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't remember anything.
Hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't remember none of this.
Bir gece sürüyor ve sonra gidiyor. Sabah olduğunda hiçbir şey hatırlamıyorum.
I, myself, forget everything the next morning.
Hiçbir şey hatırlamıyorum, bunadım ben.
I don't remember anything, because I'm senile.
Hiçbir şey hatırlamıyorum.
I just don't remember.
Hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't remember anything.
... ben bunu yaparken yoklar.... ve sonra hiçbir şey hatırlamıyorum.
And then I don't remember anything.
Bu konuda hiçbir şey hatırlamıyorum.
I DON'T RECALL ANYTHING ABOUT IT.
Hiçbir şey hatırlamıyorum diyorsun.
But you don't remember anything.
Öyle bir konuşmayı hiç hatırlamıyorum. Yüzbaşı Hunt'la Kuzey Transvaal'da vazifeleriyle ilgili hiçbir şey konuşmadım.
I have never spoken to Capt. Hunt with reference to his duties... in the Northern Transvaal.
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye 82
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye 82