Isı Çeviri İngilizce
2,933,525 parallel translation
- Yani, bu boktan şeylerin hepsi ne hakkında ki? !
- I mean, what the fuck is all that about?
Ne ki o?
What is that?
Şey gibi, dünyanın tamamının burada olduğunu biliyorum, ama hiç biriyle ilgilenmiyorum.
It's like I know the whole world is there, but I'm not interested in any of it.
Laurence, ismi buydu dimi?
Laurence, is that her name?
Kimse var mı orada?
Is there anyone in there?
Benim adım Lisa.
My name is Lisa.
Lupu köyü nerede?
Where is Lupu Village?
Bu yapı, tümüyle bir seyahat aracı.
This entire structure is a traveling machine.
Dünya değişiyor.
The world is changing.
Sanırım şeytana, bizden intikam almamasını söylüyor. Bu da neredeyse övülesi bir şey bir cadı için.
I believe she's exhorting Satan not to take revenge on us, which I suppose is almost commendable, for a witch.
Karım nerede?
Where is my wife?
- İş görüşmesi.
- Job interview.
Aradığın şey her neyse artık onu Michigan'ın dışında mı arıyorsun?
You find whatever it is you were looking for outside of Michigan?
- Bu nedir?
- What is it?
Normalde "gözlerim tam burada" demem gereken an gibi.
Normally, this is where I'd say,'My eyes are up here.'
Bu olağanüstü.
This is... extraordinary.
Nereden geldiğini de bilmiyorum. Bu tür taşlar Zambesi'de M'Changa iline özgüdür.
That type of stone is indigenous to the M-Changa Province in Zambesi.
Rahatl ol. Bunların hepsi sadece birer efsane.
All of this is just a myth.
Gerçekte bu kolye sadece ince cilalı bir taş parçası.
In reality that pendant is just a finely polished piece of stone. Too bad.
Bu kesinlike olayların lehimize dönüşü.
That certainly is a fortunate turn of events.
- Sence kolyen büyülü mü?
- You think your necklace is magic?
Kolyenin büyülü olduğu düşüncesinin delice olduğunu düşünüyorum.
I think the idea that your necklace is magic might a little bit crazy.
Evet ve bunun kesinlikle inanılamaz bir şey olduğunu sana söylüyorum.
Yeah, and I'm here to tell you that seeing is definitely not believing.
- Ki burada değil.
- Which is not.
Başkomiser Singh beni öldürecek.
Captain Singh is going to kill me.
Çünkü tilki de ondan.
Because she is a fox.
Bekle burası Central City'de mi?
Wait, where in Central City is this?
Ve gider.
And he is gone.
Ve kulağa delice geldiğini biliyorum ama ya beni birkaç cevaba götürebilecek en önemli şey buysa?
And I know it sounds crazy, but... what if the most amazing thing it can do is lead me to some answers?
Işınlanabiliyor.
She can teleport.
Çok havalı.
That is so cool.
Aslında bu ışınlanmaktan daha da havalı.
That is actually cooler than teleportation.
Yaptığını gördüğümüz şeyler de mümkün değil.
What we've seen her do is not possible.
Çoğu insan senin yaptığın şeylerin de mümkün olmadığını söyler.
A lot of people would say what you do is impossible.
Bakın size diyebileceğim tek lanet şey, bu konuda yapabilecek hiçbir şeyinizin olmadığıdır.
Look, the only thing I give a damn about is nothing you two can help me with.
- Her şey yolunda mı?
- Is everything all right?
Tek bilmek istediğim bunun nereden geldiği.
All I wanna know is where it came from.
Özellikle benim nereden geldiğimi, ailemin kim olduğunu.
Specifically, where I came from, who my family is.
Burası Zambesi.
This is Zambesi.
Burası M'Changa ili ve Afrika'da bulunan mı?
It's in M-Changa Province, which is in -... Africa? You took me to Africa?
Seni buraya getirmemin nedeni buranın totemin ait olduğu yer olması.
I brought you here, because this... is where the totem belongs, where you were born.
Zambesi'de kül ve kordan başka bir şey olmayabilir ama hâlâ benim evim ve onu korumak hâlâ benim gizli sorumluluğum.
Zambesi may be nothing but ash and cinder, but it is still my home, still my secret obligation... - to protect it.
Ölmek için bile sorumluluk vardır.
There is responsibility even to the dead.
Daha yeni bir araya gelmiş olabiliriz ama ilk sorumluluğum Zambesi'ye karşı.
We've only just been reunited, but my first obligation is to Zambesi.
Bir örümcek Anansi'nin gerçek halidir.
The spider is the true form of Anansi.
- Daha vaktin gelmedi Dişi Ruh.
It is not yet time for you, She-Spirit.
Bu yüzden annen bu toprakları terk etti.
That is why your mother left this land.
Totem benim.
The totem is mine!
Totem bize, ailemize ait.
The totem is ours. Our family's.
Bu iş burada bitmedi.
This... isn't... over...
Tüm hayatım boyunca nereden geldiğimi öğrenebilirsem nereye doğru gittiğimi ve hayattaki amacımı da öğrenebileceğimi sanmıştım.
My whole life... I thought if I knew where I came from, I'd learn where I was going, what my purpose in life is.
işim yok 17
işimi 37
işınla 31
işık yok 16
işim var 162
işıkları aç 25
isırmaz 18
işığı kapat 29
işıkları söndürün 27
işim bitti 87
işimi 37
işınla 31
işık yok 16
işim var 162
işıkları aç 25
isırmaz 18
işığı kapat 29
işıkları söndürün 27
işim bitti 87
işin var mı 24
isimsiz 20
işıkları açın 23
isimleri 17
işıkları kapat 24
işin bitti mi 39
işığı aç 22
isimler 56
işıkları söndür 24
işim çıktı 17
isimsiz 20
işıkları açın 23
isimleri 17
işıkları kapat 24
işin bitti mi 39
işığı aç 22
isimler 56
işıkları söndür 24
işim çıktı 17