Iyi de Çeviri İngilizce
39,987 parallel translation
Donanım seviyesi de pek iyi değil.
It's not a very well-equipped car either.
Evet, ancak ~ 131.000 Porsche'yi harcayacağım Yolda pek iyi olmayan bir BMW'de ã120.000'den daha fazla, Bir pistte çok iyi değil,
Yes, but I'd rather spend £ 131,000 on the Porsche than £ 120,000 on a BMW that's not very good on the road, not very good on a track, and no good at all in the rain.
Hammond, bunu yaptığım için üzgünüm ama program başlamadan önce Amazon başka bir reklam daha yaptı. Biri bana Twitter'dan gönderdi, ben de ekran görüntüsü aldım. Kalitesi çok iyi değil ama yanımda getirdim.
Hammond, I'm sorry to do this, but before the show launched, Amazon did another advert, OK, which somebody sent to me on a tweet, which I screen grabbed, so the quality's not good, but I have brought it along.
Yine de otobana geri dönün, Işler pek iyi değildi.
Back out on the highway, though, things weren't so good.
Maalesef, mücadelen hiç de iyi değil.
Unfortunately, combat isn't cute.
Ben de hiç iyi değilim.
And i don't feel good either.
Senin de görebileceğin gibi, çok da iyi değilim.
I'm not very well, as you can probably tell.
Eskisinden de iyi ve güçlü olacağımızı söylemiştiniz.
That we would rise better and stronger than ever before.
Amarillo'ya vardığımızda, söylediğimi yapsanız iyi olur, ikiniz de.
When we get to Amarillo, I think it would be best to do as I say, both of you.
Ona daha iyi hissettirmek için burada değilim, ve seni de daha iyi hissettirmek için burada değilim Tom.
I'm not here to make him feel better, and I'm not here to make you feel better, Tom.
Anladığım kadarıyla onu çok iyi tanıyorsun ve aramamın esas sebebi de...
From what I can tell, you know him so well, and point is, why I called,
Selam şekerim, ne iyi ettin de geldin.
Hey, buttercup. Glad you could make it.
Siz de teslim olsanız iyi olur.
You might as well surrender now.
Asıl sen kiminle seviştiğin üzerinde düşünmeye başlasan iyi olur belki de.
Maybe you should start thinking about who you're sleeping with.
- Bilim için bitirmelisin belki de! - İyi.
For science, maybe you should!
Şimdi de en iyi gemiyi, oğlum Bjorn'a vereceksin.
And now, you're giving your ideal boat to my son Bjorn.
Rumplestiltskin'ın çok iyi olduğu bir diğer şey de açık kapı bulmaktır.
There's one more thing Rumplestiltskin's quite good at, and that's finding loopholes.
Bak tüm saygımla ikimiz de tanıdığımız, değer verdiğimiz insanlara yardım etmeye çalıştık ama iyi sonuçlanmadı.
Listen, all due respect, you and I both tried to help people that we knew, that we cared about and it didn't turn out well.
Ben de anahtarımı kullandım. İyi mi?
Is she okay?
Ben de deodorant alsam iyi olur.
Code Rad. - Good choice.
İyi de neden kafandan vurulup arabanın çalınması riskini artıran bir araba alırsın ki?
So why would you buy a car which increases your chance of being shot in the head and your car being stolen?
İyi de neden altınızdan çalınacak arabalar alıyorsunuz ki?
But why do you all buy cars that you're going to get carjacked in?
Problem şu... Gerçekten de incelik için çok iyi yanıt vermiyor.
The problem is... it doesn't really respond very well to delicacy, either.
Ve ben de James'in iyi yanına denk gelmemiştim.
And I wasn't in James's good books, either.
İngiltere'de hep İskandinavların tüm bu karla başa çıkmaları gerektiğinden çok iyi sürücüler olduğu söylenir.
Now, look, in Britain we are always being told that the Scandinavians are brilliant at driving, and that's because they would be, because they have to deal with all that snow.
Pek de iyi bir iş çıkaramamış.
She didn't do a really good job.
Hem de çok iyi.
It's very nice.
En iyi şekilde hem de.
In all the best ways.
- Böylece ben de Beaver oluyorum. İyi duyamıyorum.
I can't hear too well.
Çikolata, Cam'de iyi bir etki yapmıyor.
Cam doesn't react well to candy.
Ben de iyi iz sürerim.
I'm a tracker.
İkimiz de işin içinde olduğumuz için iyi bir fikirdi. Beraber yapacaktık.
This was a good idea because we had it, because we were gonna do it.
Ben de hata yaptım ve beni yetiştirenler bunu büyüme fırsatı olarak değerlendirmemi sağladılar. Ben de Karev kadar iyi bir cerraha aynı şekilde davranacağım.
Now, I've made mistakes, and those who trained me afforded me the opportunity to grow, and I'm damn sure continuing that tradition with a surgeon as good as Karev!
Ordudayken kimliği belirsiz yüzlerce hasta ameliyat ettim. İşimi de gayet iyi yaptım.
I operated on hundreds of John Does when I was in the army, and I did just fine.
İyi haber ikinizin de sporu seviyor olması...
Great news.
Düşündüm de buraya gelip, size çizimimi göstermek, ve oyunum hakkında ne düşündüğümü söylemek belki kendimi iyi hissettirebilir.
I thought I would come up here, show you my painting, tell you what I think my play is about.
Pekala, şimdi, 3 bebek de gayet iyi görünüyorlar, Jack.
Well, now, all three of these babies are looking very good, Jack.
Kendisi sadece zamanın hızlı geçtiğinin çok farkında. Ben de düşündüm ki her günün doyasıya yaşamak iyi bir şeydir, değil mi?
he's just super aware of the passage of time, and I figure anything that makes you live every day to the fullest has got to be a good thing, right?
Hem beni hem de kendini iyi hissettiriyor ve bu yeterli.
Makes me feel good, it makes him feel good, and that's enough.
Pek de iyi gibi gelmedi bana.
That didn't seem okay.
Evet, iyi anlaşmamızı istedin biz de iyi anlaşıyoruz.
Yeah, you wanted us to get along, we're getting along.
Ve babam ona tapardı ve en sonunda beni de yanına alarak ayrıldı çünkü öyle birinin çevresinde bulunmanın bir çocuk için iyi olmadığını biliyordu.
And my dad worshipped her, and when he finally moved out, he took me with him because he knew being around her was unhealthy for a child.
En iyi yaptığın şeyi yap, ben pisliğini temizlerken sen de çekip git.
So do what you do best, walk away while I clean up your mess.
İyi ve kötü kaberleri kötü ve kötü haberlerle bölmek istemezdim, ama Delaware'de 3 çocuk kayıp.
Understood. I hate to interrupt the bad news / good news with bad news / bad news, but we've got 3 missing kids in Delaware.
- O... The Manny'de en iyi arkdaşımı oynuyordu.
- He... played my best friend on The Manny.
İyi ki sen de bu yapış yapış duvarı buldun.
Thank God you found this mysteriously sticky wall.
Tıpkı benim de Hindistan yemeklerini pişirmede iyi olmam gibi.
Just like I'm no good at cooking Indian food.
İkinizin arasına çok girmek istemesem de kafam biraz dağılsa iyi olur.
As much as I want to stay out of the middle of you two, I also just want to get my mind off of all this other junk.
Hiç de iyi bir maskot değil.
See, that's not even a good mascot.
Sen de balkabağına başlasan iyi olur, Charlie ile ben neredeyse bitirdik.
You might want to start your pumpkin, Charlie and I are almost done.
O bana hakaret eder ben de kız arkadaşının onun için iyi olmadığını söylerim.
He calls me gross, and I say his girlfriend isn't good enough for him.
iyi değilim 99
iyi deneme 76
iyi dedin 60
iyi de neden 21
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi değil misin 27
iyi değilsin 46
iyi denemeydi 77
iyi değildi 25
iyi deneme 76
iyi dedin 60
iyi de neden 21
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi değil misin 27
iyi değilsin 46
iyi denemeydi 77
iyi değildi 25