Kor Çeviri İngilizce
11,490 parallel translation
Sağ göğsümün üstündeki etime kor demirle bastırılarak. Göstermem gerekiyor mu efendim?
Hot iron was pressed into my flesh above my right breast.
Kabul ediyorum öfkeden kör oldum, ama senin verdiğin karşılıklar korku ve sindirme olduğundan beri, senin seviyene indim çünkü hala çocuğumun Daniel'ın gerçekte nasıl biri olduğunu bilmeyen bir dünyada büyümesine neden oluyorsun.
I admit I was blinded by rage, but since the only thing you respond to is fear and intimidation, I sank to your level because you're still preventing my child from growing up in a world that knows who Daniel truly was.
Panzehir yapmak için biraz zehir verebileceğimiz bir taşıyıcı gerekir öldürmeyecek ama karşıkor üretimine yetecek kadar. Şurada.
- To make an antidote, we need a host to inject a little bit of venom into, not enough to kill it, but enough to develop antibodies.
Kocam kör olabilir ama ben değilim.
My husband might be, but I'm not.
- Bir kör nokta.
- A blind spot.
Nefretin gözünü bu kadar mı kör etti?
Are you so lost to hate?
- Ne zaman kör oldun?
When did you go blind?
Oğlumu kör etti.
She blinded my boy.
Çocuğun kardeşi kör olduğu için üzgünüm.
I'm sorry to hear that boy's brother went blind.
Filmlerde gösterdikleri gibi polisler kör değildir.
The law isn't blind, like they show in films.
Tabii aşktan gözün kör olmamışsa.
Unless you're in love and not thinking clearly.
Ve babam, kör bir adamı ikna edene kadar koca bulamayacağın konusunda haklıymış.
Oh, and dad was right, you'll never find a husband Unless you convince a blind man You're a seeing eye pig!
- Hayır dinle annem hakkında ne kadar kör olduğumu şimdi görebiliyorum.
I can see now how blind I've been about Ma.
Evet, ama unutma güçlerinin işe yaraması için görmek zorundalar bu da demek oluyor ki bir şekilde görüşlerini zayıflatırsanız, onları kör ederseniz gelecek sefere adil bir kavga olur.
Yeah, but remember, they have to see for their powers to work, which means if you could somehow impair their vision, blind them... - It might make it a fair fight next time. - Exactly.
Kasadaki numara kör santrale çıkıyor.
The number from the safe traces to a blind exchange.
Bak, tatlım yarı kör Fransız bulldog'umu seviyorum,... ama onu boynumda taşımıyorum.
Well, honey, I love my half-blind French bulldog, but I don't wear her around my neck.
Hepiniz kör müsünüz?
Are you all blind?
Kör falcı, Jerome'un babası, onu ekti ve şehirde kaldı.
The blind fortune teller, Jerome's dad, bailed on him, stayed in town.
Kaçışımı planlayan kör alfabesiyle yazılmış gizli mesajlar.
A secret message written in Braille between you and your son, discussing my escape!
Açıkça öyle ki, polis bu mektupları bulduğunda yaşlı kör aptalın oğlunu gerçekten de sevdiğini düşünecek.
Obviously. So... the police will find these letters, hmm, and they'll think : " The blind old fool really loved his son.
Evet, yalnız yaşayan, çatlak, kör ihtiyar.
Yeah, crazy old blind man that lived alone.
Zeki, çatlak, kör ihtiyar.
The clever crazy old blind man.
Polislerin sahip olduğu tek ipucu kör bir adamdı be.
I mean, the cops'only lead is an old blind man, for God's sake.
Kör bir adam!
A blind man!
O benim kargam olsaydı onu kör edip bacaklarını keserdim.
If he was my crow, I'd have blinded him and cut off his legs.
Kör ve eyerlenmiş olmaktansa topal ve ayakta olmak daha iyidir.
Better lame and on foot than blind and in the saddle.
Kül suyunu sabun için karıştırırken kör oldum.
Got blind mixing lye for soap. An explosion went off.
Eğer kör noktada oturmak istiyorsan, doğru yere bakmalısın.
If you're sitting on the blind, you're gonna be looking over on the right.
Kör müsün?
Are you blind?
Kör noktalar ile ilgili birkaç soru.
And a question about blind spots.
Hiç kör nokta yok.
There are no blind spots.
Güvenlik kameraların kör noktaları var mı diye öğrenmek istedi.
She wanted to know if there were blind spots in the security cameras.
Pam, ben kör edici beyaz bir ışık gördüm.
Pam, I saw a blinding white flash, that's it.
Biri yaşlıydı, bir başkası iş arkadaşlarından nerdeyse kör olduğunu gizlemeye çalışıyordu.
One was a geriatric, and one was trying to hide the fact that he's nearly blind from the rest of his colleagues.
Her gün. Sen bunu göremeyecek kadar kör olmuşsun.
You're simply too blind to see it.
- Kör değilim dostum. Ona nasıl baktığını gördüm.
I saw the way you were looking at her - you're fucked!
Lyman dün gece kör kütük sarhoş olduğu için.
Since Lyman was four sheets to the wind last night.
Kör olabilirim, ama biraz sıkıntılı olduğunu görebiliyorum, Yargıç.
Emily : I may be blind, but I can see you're in a bit of a pickle, Judge.
Eğer konuşmazsan kör olduğun gibi bir de sağır ederim seni.
You need to start talking or you'll be deaf as well as blind.
kendini kör edeceksin dediler
You'll blind yourself they said.
Kör kütük aşığım.
I'm desperately in love.
Kör bir iti yenemezsin, evlat.
- I beat you. You couldn't beat a blind dog, boy.
Senin şu kör cahilliğin beni hiç şaşırtmıyor.
Your blind ignorance never ceases to amaze me.
Hem kör hem sağır.
Blind and deaf.
- O zaman kör kör mü gidiyoruz?
- So, we're driving blind?
- Hava basıncı değişimi, gözünde yırtık oluşturabilir. ... ve biran önce tedaviye başlamam lazım yoksa kör olacak. - Beni hazırlayın.
Change in air pressure will rupture her eye, and I have to treat her stat, or else she'll go blind.
Diğer herkes kör gibi gelmeye başlıyor.
Everyone else just seems blind.
Hassiktir! Işıktan gözlerim kör olacak.
Asshole, I'm going blind from the light!
Kör oldum.
I'm blind.
Evet, evet. Siktiğimin bir kör noktası var sende.
Yeah, yeah, you have a fucking blind spot.
- Baban da çok kör.
~ Your daddy is too blind. So funny.
kore 169
korkma 1266
korku 183
korkuyorum 1153
korkunç 714
koru 17
korkmuyorum 335
korkusuz 57
koruma 34
korkmak 19
korkma 1266
korku 183
korkuyorum 1153
korkunç 714
koru 17
korkmuyorum 335
korkusuz 57
koruma 34
korkmak 19
korkuyorsun 140
korkutucu 69
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkmayın 368
korkuyor 70
korkmana gerek yok 112
korkuttun beni 63
koru beni 79
korkak 247
korkutucu 69
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkmayın 368
korkuyor 70
korkmana gerek yok 112
korkuttun beni 63
koru beni 79
korkak 247
korkuyordum 55
korku mu 17
korkmak mı 66
korkmadım 36
korktum 162
korumalar 31
korkmanıza gerek yok 47
korkmuş 39
korkmuştum 106
korkulacak bir şey yok 21
korku mu 17
korkmak mı 66
korkmadım 36
korktum 162
korumalar 31
korkmanıza gerek yok 47
korkmuş 39
korkmuştum 106
korkulacak bir şey yok 21