Selam ver Çeviri İngilizce
427 parallel translation
Misafirlere selam ver!
Bow to the guests!
- Selam ver.
- Take a bow.
Bekle biraz. Selam ver. Sen ver.
Wait a minute, take a bow.
Öne çık, selam ver
Step up and take a bow
Selam ver
Take a bow
Ve selam ver.
And salute.
Eğilerek selam ver.
Take a bow.
Selam ver Toto.
Say "How do you do?" Toto.
Selam ver.
Now, take a bow.
Hayır. Ayağa kalk, şapkanı çıkart ve büyük bir selam ver.
No, get on your feet, take off your hat.
Selam ver.
Take a bow.
Beyefendiye selam ver.
Make a bow to the gentleman.
Onlara doğru yürü ve selam ver.
You walk past and say hello.
Haydi Shizu, selam ver.
Go Shizu, say hello.
Sen benim tarafıma selam ver ve ben de senin tarafını selamlıyayım.
Supposing you bow on my side of this goldfish bowl and I'll salute on yours.
Selam ver, Lily.
Take a bow, Lily.
"Sen, gelip geçmekte olan yolcu kimse, Bak yukarı ve selam ver Meryem'e."
"You wanderer passing by, look up and to Mary say hi."
- Bana selam ver.
- They feel landlubberly and that's the - - Salute me!
- Bana selam ver.
- Salute me, you two-and-a-half striper!
- Hadi Denise, beyefendiye selam ver.
- Say good-bye, Denise.
Selam ver.
Salute.
Selam ver.
Say hello to them.
Başını eğerek sağa-sola selam ver.
Bow to the right, left.
Selam ver, her gün.. ... Beş kilometre yürü...
five kilometres on foot five kilometres on foot...
Pekala asker, selam ver.
All right, soldier, salute me.
Selam ver, dedim.
I said, salute.
Selam ver piç herif.
Salute me, you bastard.
Sen başınla selam ver, ben reverans yapayım.
Now you bow and I curtsy.
Git onlara selam ver.
Go greet them.
Hadi Dickie, selam ver!
Aw, come on, Dickie! Bow!
- Dünyaya selam ver.
- Say hello to the big world.
Selam ver.
Make your manners.
Allahın belası selam verme işini boş ver!
Never mind the goddamn salutes!
Selam ver bakalım.
A little bow.
Selam ver Bryan, çok başarılıydın.
Take a bow, Bryan, you did that beautifully.
Selam ver!
Eyes right!
Selam ver bakalım.
So, take a bow.
Buraya gel ve selam ver.
Come on over here and say hello.
- Ona selam ver, ozaman gelir.
- Call him. - All right.
Hey, karım Verna'ya selam ver.
Hey, say hello to my wife verna.
Bırak şunu ve çocuğa selam ver!
Stop that, say hello to the boy.
Selam ver.
Bow.
Selamı boş ver şimdilik.
Ah, never mind the salute now.
Ver selamını
Take a bow
Selamını ver.
Take your bow. Take your bow.
Selam ver!
Bow, will ya!
Şimdi onlara güzel bir Japon selamı ver ve devam et.
Now give them a nice Japper bow and on you go.
Kuşu Leyla'ya ver, selamımı söyle.
Give the bird to Leyla.
Selam, bana Cybertron hakkında daha fazla bilgi ver.
- What would you like to know?
Ver şunu bana! "Selam komşum" muş!
Give me that! "Howdy, neighbour"!
Selam, Stephanie, hasta mısın... Babamı telefona ver.
hello, Stephanie, you stick... get my dad on the phone.
vern 90
veronika 32
vereceğim 68
verdim 70
verildi 28
vermeyeceğim 54
vereceksin 16
veririm 64
versene 43
ver bana 123
veronika 32
vereceğim 68
verdim 70
verildi 28
vermeyeceğim 54
vereceksin 16
veririm 64
versene 43
ver bana 123
verir misin 17
vereyim 16
veremem 78
vermem 64
verdin mi 17
vermedim 31
veriyorum 68
vermiyorum 24
verdiler 18
ver onu bana 367
vereyim 16
veremem 78
vermem 64
verdin mi 17
vermedim 31
veriyorum 68
vermiyorum 24
verdiler 18
ver onu bana 367