Sorun şu ki Çeviri İngilizce
2,905 parallel translation
Sorun şu ki kocanız kim olduğumu zaten biliyor.
The only problem is... your husband already knows who I am.
Ama sorun şu ki ben sana çalışmıyorum.
Just the trouble is I sure as hell don't work for you.
Sorun şu ki, o evli.
The thing is, she's married.
Sorun şu ki artık toplumun itibar sahibi bir üyesi olacağıma göre seninle birlikte görülmemem benim için en iyisi olur.
Well, the thing is... now that I am about to become a highly esteemed member of the community, it's probably not the best time to be seen with you.
Sorun şu ki ; - Yüz kaplamasının olmadığını düşünüyor.
Here's the problem - he thinks he doesn't have face plate.
Sorun şu ki, o ilişki yaşayabileceğim türde bir kız.
The problem is, she's the kind of girl I could see myself having a relationship with, except for one little thing.
Sorun şu ki ; herhangi bir silah gibi bazen bu silahta bize karşı dönebilir.
Problem is, like any weapon, sometimes it can be turned against us.
Asıl sorun şu ki nasıl olacak da ona aynı gemide olduğumuzu düşündürteceğiz?
The question is, how do I make Ben think I'm one of him?
Sorun şu ki hiç konuşmuyoruz.
The problem is is we don't talk.
Sorun şu ki, bilgi paylaşımında bulunuyorlar.
Now, the problem is they're sharing information.
Sorun şu ki...
What seems to be the problem?
Sorun şu ki Nikki Atkins bize farklı bir versiyon anlatıyor.
The problem is that Nikki Atkins is telling us a different version.
- Sorun şu ki... Şu anda kimseyi görmek isteyeceğini sanmam.
I don't think she's really up to seeing anyone at the moment.
Sorun şu ki, zarflara bakılırsa bir kadın tarafından yazılmış olan mektupları aslında yazan bir erkek.
Problem is, envelopes look like they were written by a Wan, letters by a dude.
Ama sorun şu ki çıkan yangın ayarlanmıştı.
But here's the thing... The fire was a setup.
Sorun şu ki, artık bunu yapamam.
And the problem is, I can't do that anymore.
Sorun şu ki, Başkan'ın eşi Flotus da şu an kendine bir köpek arıyor.
The thing is, ma'am, FLOTUS is currently procuring a canine for herself.
Mühendisliği ve alternatif... güç kaynağı takmayı bir kenara bırakırsak... asıl sorun şu ki, ona ihtiyacım var.
Leaving aside engineering rigging some kind of alternate power source my primary sticking point is I actually need the thing.
Ben de. Sorun şu ki ; Kamyonetteki adamlar, Wes'ten nefret ediyor.
The problem is the guys on the truck, they hate Wes.
Sorun şu ki, Jimmy'nin ne zaman ne yapacağı hiç belli olmuyor.
Now, Jimmy here, we never know what he's gonna do, so that's a problem.
Sorun şu ki ; geç kaldın. Senin yüzünden şarap ısındı.
What's wrong is you're late, and the wine's getting warm.
Sorun şu ki, iyi bir açıklama olduğunu sanmıyorum.
But the problem is, I don't think it's a good one.
Ama sorun şu ki, editörün buna izin vermeyecektir.
Problem is... your editor won't let you do it.
Evet, sorun şu ki, ben... bir çeşit...
Yeah, the thing is, I've, uh, I've just been kind of...
Sorun şu ki, onu hayal de etmiş olabilirim.
But th-the thing is, um, I could have been imagining it.
Sorun şu ki bu şeyleri anlamsızın da ötesinde buluyorum.
That's the problem, I find, that things are a little bit on the meaningless side.
Ama sorun şu ki, evliliğe bu şekilde başlamak istemezsiniz. Ve biliyorum ki, o da bunu istemez.
But the problem is, is that, this isn't where you want to start from for a marriage and I know that she doesn't really want to.
Sorun şu ki, istenmeyen durumun üstesinden nasıl geleceğiz?
So the question remains, how do we deter this undesirable element?
Sorun şu ki...
The thing is...
Sorun şu ki, ateş eden ben değildim, Frank.
Problem is, it wasn't mine, Frank.
Sorun şu ki çıktığın bazı kadınlara yaptıkların biraz bu adamı andırıyor.
The problem is, the way you treat some of your dates is a little similar to this guy.
Sorun şu ki, Noshimuri'ye silah doğrulturken görülen sensin.
The problem is, you were the one who was seen taking Noshimuri at gunpoint.
Sorun şu ki, iş arkadaşım sana şampanyalar için yüz bin doları karttan ödemene izin vermiş ve kartın karşılıksız çıkmış.
The problem is my colleague here let you charge a hundred grand on champagne, and your card bounced.
Sorun şu ki kendisi erkek.
Well, the trouble is, it's a man.
Tek sorun şu ki, bir hastaya aşık olmak ondan nefret etmek kadar ön yargılı bir durum.
The only problem is that being in love with the patient is just as judgmental as being in hate.
Sorun şu ki seçilirse 150,000 Rupi ödememiz gerekiyor.
The problem is the Rs. 150,000 to be paid after that
Sorun şu ki, Kevin'ın kötü genleri 103 çocuğa geçti.
The problem is, Kevin passed on his bad genes to 103 kids.
Sorun şu ki yerel kaynaklarda, parlak turuncu renkli olanından hiç göremedim.
Trouble is, I can't seem to find a local source for one in that bright orange color.
Sorun şu ki, Scott Perfito da olduğu gibi suçlu olduğundan emin olana kadar Nicholas Bristow'u cinayet ile suçlayamayız.
Trouble is, like with Scott Perfito, we can't charge Nicholas Bristow with murder - until we know he's guilty of it.
Sorun şu ki, tüm bunların nereye gideceğini bilemezsin, adamım.
Point is, you never know where all this could lead, man.
Sorun şu ki, Danimarka'dan kötü haberler aldık.
Thing is, we've actually just had some bad news from Denmark.
Sorun şu ki her şey benim suçum.
The problem is, it's all my fault.
Sorun şu ki
This is the problem of medical research.
Ama benim yaşadığım sorun şu ki sadece biriniz ölürseniz diğeriniz kurtuluyor!
But the problem that I'm having with all of this is if only one of you dies, the other will go free!
Sorun şu ki, pantolon Wrangler.
The problem is they're wranglers.
Ama sorun şu ki alt kısımda kas yapıyordum.
But the problem is I've been building muscle underneath.
Sorun şu ki, sen bunların önemli olduğunu düşünüyorsun.
The problem is, you think all those things are important.
Sorun şu ki, bu doğru değil.
The problem is, that ifs not true.
Sorun şu ki başarmadım.
The trouble is I haven't.
İşin aslı şu ki Andrew Gemma öldüğünden beri güven konusunda sorun yaşıyorum.
Look, the truth is, Andrew, I, um, I've been having what you might call "trust issues" since Gemma died.
Sorun su ki... benim sadece bir yavrum var.
Problem is... I only have one.