Uzun sürdü Çeviri İngilizce
3,279 parallel translation
Maalesef bunu anlaması bayağı uzun sürdü ama.
Unfortunately, he was a little too slow to figure it out.
Çok uzun sürdü.
It's been so long.
Buraya gelmemiz çok uzun sürdü.
It took us a long time to get here.
Buraya kadar gelmemiz çok uzun sürdü.
It took us a long time to get here.
Yazması, ilk ikisinin toplamından daha uzun sürdü, orası kesin.
Took longer to write than the first two put together.
* Bizim yılımız olacak bu yıl, çok uzun sürdü gelmesi *
And this will be our year Took a long time to come
Amca telgraf göndermiş, demiş ki, "Niye bu kadar uzun sürdü?"
Uncle sent a telegram asking why is it taking so much time?
Neden bu kadar uzun sürdü?
What took you so long?
- Neden bu kadar uzun sürdü?
- Yep. - What took you so long? - Well--I--you know- -
Sizi desteklemesi neden bu kadar uzun sürdü?
Why has it taken him this long to endorse you?
- Neden bu kadar uzun sürdü ki?
- No. - Ah! What's taking so long?
Çok uzun sürdü.
You took too long.
Niye bu kadar uzun sürdü, evlat?
What took you so long, sonny boy?
Niye bu kadar uzun sürdü, babacık?
What took you so long, daddy boy?
Merhaba, pislik. Neden bu kadar uzun sürdü?
What took you so long?
- Niye bu kadar uzun sürdü? Çeviri : Nejat EROL
What took you so long?
Neden bu kadar uzun sürdü?
Why uncle take so long?
Neden bu kadar uzun sürdü?
What took yöu so long?
Maalesef seni geri getirmem çok uzun sürdü.
It's too bad it took me so long to get you back.
Düşündüğümden daha uzun sürdü.
It took more time than... than I had thought.
- Selam leş, ne bu kadar uzun sürdü?
Hey, stinker, what took you so long?
Neden bu kadar uzun sürdü?
What's taking so long? !
Selam, telefon biraz uzun sürdü.
Hi. That call kind of dragged on.
Yolculuk düşündüğümden uzun sürdü.
The trip was longer than I thought.
Gelmesi çok uzun sürdü.
She's been gone a long time.
Çok uzun sürdü.
He takes overly long.
Gelmen çok uzun sürdü.
Took you long enough.
Anal aşama çok mu uzun sürdü?
Stayed in that anal phase too long?
-... çok uzun sürdü.
- to get out.
Nick'i Dead Rent konserine götürdüm ve Fearherhead'den buraya yol uzun sürdü anneciğim.
I took Nick to a Dead Rent concert, and it's a long drive back from Featherhead, mom.
- Çok uzun sürdü.
- This is too fucking long.
Diyorum ki, "A" nın kötülük döngüsü çok uzun sürdü. Aramızdaki bağı neredeyse kopartıyordu.
I'm saying, "A's" been turning the screws so long, one of us was bound to snap a string.
- Neden bu kadar uzun sürdü?
- Uh, what's taking so long?
Neden bu kadar uzun sürdü?
What's taking her so long?
Bulman uzun sürdü.
It took you long enough.
Biraz uzun sürdü ama galiba buldum.
It's taken me some time, but I... I think I found it.
Dışarı çıkmam gerekti ve tahminimden uzun sürdü.
I had to go out and, er, it took longer than I thought...
Bu sefer kontrolsüz hali uzun sürdü.
Bangs were a little long, anyway.
Sanırım bu kadar uzun sürdü bilmiyorum.
I don't know how she lasted this long.
Peki neden Keystone'u bulmaları bu kadar uzun sürdü?
Then why did it take them so long to get to Keystone?
Birkaç çocuğun dikeninin çıkarılma ameliyatına katıldım. Volm makinesinde hala ellerim biraz titriyor. Olması gerekenden biraz uzun sürdü yani.
I had several extractions of spiked kids today, and I'm still a little shaky on the Volm machine, so it took longer than it should.
Niçin bu kadar uzun sürdü?
What took you so long?
Özür dilerim, beklediğimden uzun sürdü.
I'm sorry, it took longer than I expected.
Ne bu kadar uzun sürdü ki sanki?
What took you so long anyway?
- Gözüm üzerindeydi tatlım ama istediğimden biraz daha uzun sürdü sadece.
Look, I had you on a rope, baby. It just got a little longer than I intended. What were you doing?
Ne oldu da bu kadar uzun sürdü?
What the hell is taking you so long?
Uyanman bu kadar uzun mu sürdü?
Woke up so late?
- Neden uzun sürdü?
Hey, what took you so long? Were you just smoking those cancer sticks. LING :
Buraya gelmen çok uzun sürdü.
You took forever wheeling up here.
- Bunun kötü bir fikir olduğunu anlaman bu kadar uzun mu sürdü?
And that's what it took for you to realize that this was a bad idea?
Uzun bir ömür sürdü.
She lived a long time.
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun bir zaman 22
uzun mu 25
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun bir zaman 22
uzun mu 25