Yalan söylemiş Çeviri İngilizce
1,224 parallel translation
- Belli ki yalan söylemiş.
- Obviously she is lying.
Bana yalan söylemiş olmandan söz ediyorum!
I'm talking about you lying to me!
Başından beri planım bu deseydim yalan söylemiş olurdum.
I'd be lying to you if I told you it was my plan all along.
Joyce bunun farkına varır varmaz, Derek, Lulu hakkında ona yalan söylemiş onu asla affetmez.
As soon as Joyce realized that he'd lied to her about Lulu she'd never forgive him.
- Kahretsin, asker yalan söylemiş.
- Shit, the kid wasn't lying.
Ama yalan söylemiş sayılmazsın.
But lie? Nah.
Geçen birkaç haftada yaşananları itiraf etmeseydim, yalan söylemiş olurdum, döngünün bir parçası haline gelirdim.
I'd be lying if I didn't admit the events of the past few weeks have knocked me for a bit of a loop.
O halde yalan söylemiş.
Well, then she lied.
Bildiğine eminim. Niye yalan söylemiş olabilir?
Why would he lie about that?
Bugün aileme yalan söylemiş olmamdan dolayı,..
So today,
Eğer bildiğimi söyleseydim, şu anlama geliyor ki bu iki yıl gereksiz, ama aynı anda yalan söylemiş olurdum.
If I told you now that I know, it'd mean those two 2 years were unnecessary, but also that I lied.
Sanırım Derek Bronson yalan söylemiş.
I think Derek Bronson lied to her.
Korkmadığımı söylesem yalan söylemiş olurum ama kaçmayacağım.
I-I'd be lying if I said I wasn't scared, but I'm not gonna run.
Sloane yalan söylemiş olabilir.
Sloane could be lying.
Sadece bir kez yalan söylemiş olsan büyütmezdim.
Well, if you'd only lied to me about it once, it wouldn't be.
- O zaman yalan söylemiş olurum.
That would be lying.
Van Damme'dan nefret ederdi. Ve polislere nerede olduğu konusunda yalan söylemiş.
And he lied about his whereabouts to the cops.
Bize yalan söylemiş.
She lied to us.
İsmi hakkında yalan söylemiş olabilir mi?
Ever think he might have lied about his name?
- Yalan söylemiş.
- He lied.
Dan'in maksadı konusunda yalan söylemiş olmam, bir şeyleri değiştirdi mi?
And the fact that I lied about Dan's intentions, does that change all that?
Yaptığın şey muhtemelen yasalara da aykırı Nate. Ayrıca bize yalan söylemiş olman da beni kızdırıyor.
What you did is probably illegal, Nate, and it really pisses me off that you lied to us.
Bana yalan söylemiş Tony. Yani ablası da yalan söylemiş.
He lied to me, Tony, which means that they both lied.
Hepsini kontrol edebildiğimizi söylersem yalan söylemiş olurum.
I'd be lying if I said we controlled it all.
Sanırım birimize yalan söylemiş, ve diğerimize de.
I think one of us has been lied to and the other one, too.
Sana göründüğünden daha zekisin demek isterdim ama dersem yalan söylemiş olurum.
I'd like to say that you're smarter than you look, but then I'd be lying.
Dikkat çekmemek için yaşı hakkında yalan söylemiş olabilir.
He could've lied about his age to avoid suspicion.
Martin, Eric'in dün oyun salonunda olmadığını söyledi... Ailesine yalan söylemiş.
Martin says that Eric wasn't at the arcade yesterday... in which case he lied to his parents.
- Maymun yalan söylemiş.
- The monkey lied.
Sonuçta Hermes-san'a yalan söylemiş olacaksın.
You ended up lying to Hermes-san.
Hermes-san'a yalan söylemiş olacaksın.
You ended up lying to Hermes-san.
Tanrının önünde yalan söylemiş olurum.
It would be a lie before God.
Yalan söylemiş olursun. Şimdi ne yapmam gerektiğini söyle.
Then you lie and tell me you do know what to do
Harry, hala birkaç sorum olduğunu söylemezsem, yalan söylemiş olurum.
Well, Harry, I'd be lying to you if I didn't say that I still didn't have a few questions.
Size bir sürü yalan söylemiş.
He told you a pack of lies.
Arkadaşın sana yalan söylemiş.
Your friend lied to you.
Neden birisi bize yalan söylemiş olsun ki?
You know what, that's really crappy, why did somebody lie to us?
Daha önce yalan söylemiş olabilirim, ama bu gözyaşları sahte değil.
I do lie at times, But these tears are not fake
Annen yalan söylemiş.
Hey. Your mom was lying.
Detayları daha sonra konuşuruz, fakat iyimser olduğumu söylersem yalan söylemiş olurum.
We could go over the details later, but I'd be lying to you if I told you I was optimistic.
Ray Brass'Becky'nin notları görmediğini söylemiş, demek ki yalan söylemiş.
Ray told Brass that Becky never saw that note, which means he was lying.
Yani Bruce çocuk hakkında yalan söylemiş.
So bruce lied about the kid.
Niye yalan söylemiş?
Why would she do that?
Yalan söylemiş.
They're lying.
Bayan Jennings, eşiniz size yalan söylemiş.
Actually, he lied to you, Mrs. Jennings.
Yalan söylemiş.
She lied.
Çünkü bana söylediğin şey ; sanık cinayet aletine sahip olması konusunda yalan söylemiş.
Because what you're telling me is that the defendant not only possessed the murder weapon, but he lied about it.
Tek bildiğim şu ki... burada kalırsak ve ilişkimizi sürdürürsek... ona her gün yalan söylemiş ve tekrar tekrar hakaret etmiş olacağız.
I only know... that for us to stay and not sever connection... would add lying to her humiliation, renew her humiliation daily.
Yani sana yalan mı söylemiş?
You mean, she's been lying to you, all this time?
Evet, ama bu herif yalan da söylemiş olabilir.
Yeah, but this guy could weave a tale. So this was just one of them.
- Çünkü yalan söylemiş olurum. Jared haklı.
Jarrod is right.
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söylemiştim sana 33
söylemişti 21
yalancı 695
yalan 387
yalancısın 41
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
söylemiştin 61
söylemiştim sana 33
söylemişti 21
yalancı 695
yalan 387
yalancısın 41
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalandı 35
yalan söylemedim 30
yalanlar 47
yalan söyledim 210
yalan bu 39
yalan söylemiyorum 138
yalan söylediğini biliyorum 18
yalan söylüyorum 20
yalan mı söylüyorum 23
yalan söyledin 99
yalan söylemedim 30
yalanlar 47
yalan söyledim 210
yalan bu 39
yalan söylemiyorum 138
yalan söylediğini biliyorum 18
yalan söylüyorum 20
yalan mı söylüyorum 23
yalan söyledin 99