Yalan söylüyorsun Çeviri İngilizce
5,095 parallel translation
Yalan söylüyorsun.
You're lying.
- Yalan söylüyorsun hepsine.
You're lying to them.
- Yalan söylüyorsun.
- You're lying.
- Yalan söylüyorsun, sadakatsiz pezevenk!
- Fucking lying, cheating twat!
- Neden bana yalan söylüyorsun?
Why are you lying to me?
Yalan söylüyorsun.
Bullshit!
Yalan söylüyorsun!
You're lying!
- Bana ne zamandır yalan söylüyorsun?
- How long have you been lying to me?
- İşe bakar mısın? - Yalan söylüyorsun.
- You're lying.
Anneme niye yalan söylüyorsun?
Why are you lying to mom?
Yalan söylüyorsun!
You lie!
Neden yalan söylüyorsun bize?
Why would you lie to us?
Neden bana yalan söylüyorsun?
Why are you lying to me?
- Yalan söylüyorsun.
You're lying.
Hayır, yalan söylüyorsun.
No, you're lying.
Bana neden yalan söylüyorsun, Lizzie?
Why do you lie to me, Lizzie?
Herkese yalan söylüyorsun.
You lie to everyone.
- Hayır, yalan söylüyorsun. İnanmıyorsan kalk gel ve gör.
- Come see us if you don't believe me.
- Yalan söylüyorsun.
You are lying.
- Yalan söylüyorsun. - Hayır.
You are a liar.
Ve o zamandan beri aralıksız yalan söylüyorsun.
And lied through your teeth about it ever since.
- Yalan söylüyorsun.
- Oh, you're lying.
Bana neden yalan söylüyorsun?
Why are you lying to me?
Sam'e karına söylermiş gibi yalan söylüyorsun. Bu da beni senin metresin yapıyor.
You're lying to Sam like he's your wife, which kind of makes me your mistress.
Neden sürekli yalan söylüyorsun? !
Why do you keep lying to me!
Yine yalan söylüyorsun.
You're lying, again.
- Neden bana yalan söylüyorsun?
- Why are you lying to me?
- Öyle bir şey yapmadım. Yalan söylüyorsun.
- And you're going through his pockets.
Bana kalırsa o fotoğrafı bana verirken olduğu gibi, şimdi de yalan söylüyorsun.
I think you lied to me when you gave me that photo,
Tüm şişeyi almadıysan yalan söylüyorsun.
You're lying, unless you took the whole bottle.
- Yalan söylüyorsun. - Hayır.
- You are a liar.
- Yalan söylüyorsun.
- That's a lie.
Yalan söylüyorsun.
You're lyin'.
- Yalan söylüyorsun.
We're alone. - You're lying.
Yalan söylüyorsun.
That's a lie. He is godfather
- Yalan söylüyorsun!
Damon, you're lying.
Bana yalan söylüyorsun.
You're lying to me.
Hayır, yalan söylüyorsun! Sen de o canavarlardan birisin!
_
- Yalan söylüyorsun.
You are a liar.
Silahlı, kocaman adamlarla bir dolu bir odada tutulmaya alışkın değildim. Sürekli "Yalan söylüyorsun" diyorlardı, bir şeyler yapmış olmalıydım.
I was very unused to being in a room with large men, well-armed, that are continually telling me I'm lying, and that I must have done something.
Ama bunca zaman boyunca bana sadece yalan söylüyorsun.
And the whole time, you're just lying, lying, lying to me.
O zaman neden korkuyorsun, neden yalan söylüyorsun?
Then, why so scared? Why lie?
Yalan söylüyorsun lan!
Shit, you're lying!
O yalan söylüyorsun tavırları sen buraya geldiğinin 6. dakikasında mazi oldu.
That whole lying bit got old, six minutes after you got here.
Yalan söylüyorsun!
DYLAN : You're a liar!
- Yalan mı söylüyorsun? - Hayır!
♫ Telling lies. ♪ - ♫ No.. ♪
- Bana yalan mı söylüyorsun?
♫ Telling lies.. ♪
Bana yalan mı söylüyorsun?
Would you fuckin'lie to me?
Bana artık yalan mı söylüyorsun?
Are you lying to me now?
Bize neden yalan söylüyorsun, Biff?
Why are you lying to us, biff?
Yalan söylüyorsun.
That's a lie.
yalan söylüyorsunuz 45
söylüyorsun 17
yalancı 695
yalan 387
yalancısın 41
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalandı 35
yalan söylemedim 30
yalanlar 47
söylüyorsun 17
yalancı 695
yalan 387
yalancısın 41
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalandı 35
yalan söylemedim 30
yalanlar 47