English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Y ] / Yapamadım

Yapamadım Çeviri İngilizce

4,328 parallel translation
Sana söylemek istedim ama yapamadım. Nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum.
I wanted to tell you, but I-I couldn't ;
- Adam gibi babalık yapamadım.
I fucked it up.
Ne dediğini anlamak için onunla konuşacaktım ama bir türlü yapamadım.
I've been meaning to talk to him about that but I never seem to get around to it.
Bu benim görevimdi ve sen benden onu korumamı istedin ve ben bunu yapamadım...
It was my job, and you asked me to keep him safe, and I, and I didn't...
Ayağına krem sürecek başka birini bul. Hiç doğru yapamadım zaten.
And find someone else to put cream on your feet, since I never could do it right anyway.
Ben hiçbir şey yapamadım!
I couldn't do anything!
Bunu ben teşvik etmedim elbette, Bölüm'ün içinde yapamadım.
I didn't encourage it, of course. Not inside Division.
Yapamadım.
I couldn't do it.
Sana sürpriz yapmak istedim ama seksi fermuarlı elbisem ve iç çamaşırım arasında seçim yapamadım. - Ve şimdi yanlış olanı seçtiğimi anlıyorum.
I wanted to surprise you, but I-I couldn't decide between my sexy zippered dress or my sexy lingerie and now I know I chose wrong!
O erkeklerle yarışıp onları yenmek istedim, ama yapamadım, çünkü kadınların o zamanlar bunu yapmasına izin verilmiyordu.
[Donna Forstall] I wanted to ride with the guys on the track and beat'em, but I couldn't, because women didn't do it then.
İşimi düzgün yapamadım.
I've never worked right.
Dürüst olmak gerekirse, iyi bir başlangıç yapamadım.
I get off on it, actually, let's be honest.
Ben yapamadım.
I couldn't do it.
Yapamadım ama.
But I couldn't.
Yapamadım.
I couldn't.
O benim dostum ve ona yardım etmek için bir şey yapamadım ve düşündüm de...
She's my friend, and I just... I just... I didn't do anything to help her, and I--I think...
Ama daha fazlasını yapamadım.
I couldn't do it anymore.
Demek istediğim, şehirden ayrılmak istedim ama yapamadım.
My point is, I should have left town, but I couldn't.
- Hayır, yapamadım.
- No, I couldn't.
Yapamadım.
I just couldn't do it.
Ben denedim ama bir şey yapamadım.
I tried to do something, but I couldn't- -
Çabalarıma rağmen yapamadım. Bitirdiğim sadece o.
From all my efforts I haven't it is the only one I have finished.
Yapamadım. - Ziva nereye gitti?
I could not.
- Yapamadım.
I just couldn't do it.
Evet ama başka bir şey yapamadım.
but I couldn't do anything else for her.
Pek zekice yapamadım sanırım.
Apparently without much subtlety.
Denedim... onu uyarmayı denedim ama yapamadım.
I tried to call out a warning, but... I couldn't.
Ona mektup yazabileceğimi düşündüm, ama yapamadım...
Ah, I thought of writing her a letter, but I couldn't...
Onları durdurmam için bana yalvardın ama ben yapamadım.
You begged me to stop them, and I couldn't.
- Bunu yapamadım.
- I couldn't...
Burada ne işin var? Yapamadım.
What are you doing here?
Bunu kendime yapamadım.
I couldn't do it all by myself.
Ve kıza prenses çay partisi yapamadım. Bana neden bağırıyorsun?
And she didn't get her princess tea party.
Hiçbir zaman olmayan bir şey ve ben bunu yapamadım.
Those never happen, and I didn't get to do it.
Bunca olan şeyden sonra. O bana sahip. Yapamadım.
Your father, even after all that time... even after everything, he owns me.
Ayağımı çekmem gerekirdi ama yapamadım.
I should have pulled my foot away, but I didn't.
Belki böyle düşündüğüm için elimden gelenin en iyisini yapamadım ama sen bugün iyi iş çıkardın.
Maybe I haven't done the best job of keeping them to myself, but what you did today was good work.
Yine Asahi'yle karşılaştım, ama yapamadım.
but I couldn't do it.
İkisi de hayatına devam etti, sanırım ben de öyle yapmalıydım. Ama yapamadım.
They both moved on, and I guess I should've, too, but I just couldn't.
Ama yapamadım.
It just never happened.
Ama senin yapamadığını ben yaptım.
But I did what you could not. I...
Bunu yapamadığımızda da, onları güvende tutarız.
And when we can't do that, we keep them safe.
Ne, yapamadınız mı?
Why, you didn't make it?
Yani siz işinizi düzgün yapamadığınız için benim bu pazarlığı kabul etmem gerekiyor.
So I'm supposed to accept this plea because you guys haven't done your job? No way...
- Yapamadım.
I couldn't do it.
Yapamadığın bir şey var mı?
Is there anything you can't do?
"Senden tek istediğim, benim yapamadığım şeyi yapmak için söz vermen."
"All I ask is that you promise to do " the one thing that I was never able to do. "
Çünkü bence Peder Paul benim yapamadığım tek bir şeyi yapabilir.
Because I think Father Paul can do the one thing I haven't been able to.
Bunu artık yapamadığımı fark ettim.
I realize I can't do that anymore.
A.I.M. ajanların bir hafıza kartına bile koruyuculuk yapamadılar.
Your A.I.M. agents couldn't guard a simple memory drive.
Yapamadı mı?
He couldn't transform?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]