Yapamazsın Çeviri İngilizce
13,697 parallel translation
Ama hazır olana kadar bunu yapamazsın.
But can't do that'til he's ready.
Yapamazsın.
You cannot.
Bana kızma, çünkü yapamazsın
Don't be mad at me because you can't
- Yapamazsın ibne herif.
- You can't, you asshole!
Ama ondan bir balon hayvan yapamazsın.
You can't really make a balloon animal out of that.
- Sen doğru şeyleri yapamazsın!
- You can't make things right!
Daha önce bana yapılmamış hiçbir şeyi yapamazsınız.
There ain't nothing you can do to me that ain't already been done.
Pekâlâ, Ronnie, üzgünüm, ama sen yapamazsın...
All right, Ronnie, I'm sorry, but you can't be...
Bunu yapamazsın.
You can't be doing that shit.
Gizli görevdeyiz. Bunu yapamazsın. Üzgünüm.
This is undercover stuff, man, you really can't, sorry.
Sen çok küçüksün, bunu yapamazsın.
You're too small, you can't do this
Yapamazsın bunu!
You can't do this.
Sen de kızı gey yapamazsın.
And you can't turn her gay.
Bebeğin artık ailen çünkü bebeğine artık ebeveynlik yapamazsın.
You baby your parents because you can't parent your baby no more.
- Bunu yapamazsın!
You can't do that!
Ve böylece yapamazsın.
And so you can't.
Bana bunu yapamazsın.
You cannot do this to me.
Bunu bize yapamazsınız!
You cannot do this! Let us inside!
Bunu bana yapamazsın.
You can't do this to me.
Hayır. Bunu yapamazsın.
No, you can't do that.
Bana bunu yapamazsın!
You can't do this to me!
- Yapamazsın...
- You cannot...
- Hayır, yapamazsın.
- No, you don't.
İnsanlara bunu yapamazsın.
You can't do that to people.
Ben söyleyene kadar baskın yapamazsın.
You don't do a fucking raid unless I tell you.
Bunu yapamazsınız!
You can't do that to him.
- Bunu bize yapamazsınız.
- You don't do this to us!
Bunu yapamazsın!
You can't do that! You can't do that.
Bunu yapamazsın.
- Oh, no. You can't do that, man.
Bunu yapamazsın.
You can't do that.
Yapamazsın.
You can't do that.
Çünkü yetişkin değilsin kendi başına yapamazsın Ben... ben mütevelliyim
'Cause you're a minor, you can't take it out alone. I'm... I'm the trustee.
Hayır yapamazsın.
No, you can't.
Buna öpüşmek denir ama henüz yapamazsın.
Okay, that's called kissing, but you can't do that yet.
Bunu yapamazsın!
You can't do this!
- Hayır evlat, bunu yapamazsın.
You can't do that.
Hayır, yapamazsın!
No, you can't!
- Bunu yapamazsınız.
- You can't.
Bunu yapamazsın, Nathalie.
You can't do that, Nathalie.
Hayır, yapamazsınız.
Well, no, you couldn't.
Hiçbir şeyi doğru yapamazsın sen.
You can't do anything right.
Hayır, hayır, yapamazsınız.
No, no, you can't make it.
Grev falan yapamazsınız.
There will be no striking.
Yok, bana antrenörlük yapamazsın.
Nah... you can't oversee my training.
- Bunu yapamazsın.
- You can't do this.
- Bunu yapamazsınız!
- You can't do this!
Ama yapamazsın.
You won't, though.
- Bunu yapamazsın.
- You can't do this to me.
- Efendi Samuel, bunu yapamazsınız.
Please, you can't do this.
Bunu yapamazsınız, lütfen!
You can't do this! Please!
Bunu yapamazsınız.
You cannot do this.
yapamazsınız 119
yapamam 3103
yapamıyorum 389
yapamaz 108
yapamadım 122
yapamayız 200
yapamayacağım 77
yapamazdım 44
yapamazlar 48
yapamam işte 17
yapamam 3103
yapamıyorum 389
yapamaz 108
yapamadım 122
yapamayız 200
yapamayacağım 77
yapamazdım 44
yapamazlar 48
yapamam işte 17