Yerde kal Çeviri İngilizce
5,423 parallel translation
Olduğun yerde kal.
Stay where you are.
Sınıra yakın bir yerde kalıyormuş. Dolayısıyla artık onu yakalamak için California ve Texas'ın güney bölgeleri ile yarışıyoruz.
He's staying close to the border, so now we're racing both California and Texas on the districts to get an indictment.
Olduğunuz yerde kalın. Bir şeyler ayarlayacağım.
Stay where you are, we'll make arrangements.
Olduğun yerde kal, yoksa vururum.
Stop where you are or I will shoot you.
Olduğun yerde kal.
Hold it right there.
Olduğun yerde kal!
Stay down!
Olduğunuz yerde kalın.
OFFICER : Stay where you are.
- Magnus! - Hayır, olduğun yerde kal.
Magnus, no!
- Siz tam olduğunuz yerde kalın.
And you can stay right where you are.
Olduğunuz yerde kalın!
Stay where you are!
Olduğun yerde kal!
Stay where you are!
Bana, "Olduğun yerde kal ve kılını bile kıpırdatma," dediler.
They said, "Stay right where you are and don't move a muscle."
Ross, olduğun yerde kal.
Ross, stay where you are.
Olduğun yerde kal!
Freeze. All right, hold it.
William Tate, olduğun yerde kal!
William Tate, stop where you are! Federal agents!
FBI! William Tate, olduğun yerde kal!
William Tate, stop right there!
Olduğun yerde kal.
Stop where you are!
Yerde kal.
Stay down.
Yerde kal!
Stay down!
- Olduğun yerde kal ve bana ellerini göster!
Stay where you are show me your hands! Oh, man.
Bekle, olduğun yerde kal!
Wait, hold it.
Sana olduğun yerde kal dedim.
I said hold it.
Olduğun yerde kal!
Hold it.
Olduğun yerde kal!
Hold it right there.
Olduğun yerde kal.
Don't move at all from there.
Olduğunuz yerde kalın, çıkar çıkmaz alırız.
Hold your positions, and we'll pick him up as he exits.
Bay Cushing, olduğunuz yerde kalın!
Mr. Cushing, stay where you are!
Oldugun yerde kal.
Stop right there.
Olduğun yerde kal ve üstündekileri çıkart.
Stop where you are and take off your clothes.
Hayır, yerde kal!
No. Get down.
Bayan Wood, olduğunuz yerde kalın.
Police! Ms. Wood, stay where you are.
- Olduğun yerde kal.
Police! - Don't move!
- Olduğun yerde kal.
Stay right where you are.
- Yerde kal.
- Stay down.
- Olduğunuz yerde kalın.
- Stay put
Gelecek mevsim başka bir yerde kalıyorum.
I'm staying somewhere else next season.
Eğer yaşamak istiyorsan, olduğun yerde kal.
Tell me the truth if you wish to live.
- Olduğun yerde kal sen!
- You stay put!
Doğru, olduğunuz yerde kalın.
Right, stay put.
- Jana, olduğun yerde kal.
Jana, I need you to stay where you are.
Oldugun yerde kal.
Stand still
Leslie. Olduğun yerde kal.
Leslie.
Susun ve yerde kalın!
Shut the fuck up and stay down!
Burada bizimle kalın. Sıcak olan yerde.
Why don't you stay in here with us where it's nice and warm?
- Olduğun yerde kal!
- Stay where you are! - No!
Kal olduğun yerde, Walker, daha işimiz bitmedi!
CHARLIE : Sit tight, Walker, we're not done yet!
Ah, kal olduğun yerde.
Ah, stay there.
Olduğun yerde kal! Tam orada!
Don't move!
Olduğunuz yerde kalın!
Freeze.
Doğruyu söylemek gerekirse üç yıl Vietnam'da kalınca gerçekten Tanrı'yı hiçbir yerde göremiyorsunuz.
Well, to tell you the truth, three years in Vietnam, uh... Really didn't see God anywhere.
Şarkı, kafanızda bir yerde takılıp kalıyor.
A song gets stuck in your head, and it just stays there.
kaldırın 181
kalıp 21
kalabalık 41
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalıyorsun 17
kalmam 16
kalıp 21
kalabalık 41
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalıyorsun 17
kalmam 16