Yürüyüşe çıkıyorum Çeviri İngilizce
176 parallel translation
- Yürüyüşe çıkıyorum.
- I'm going for a walk.
Yürüyüşe çıkıyorum.
I'm going out for a walk.
Yürüyüşe çıkıyorum.
I'm going for a walk.
Seni anlamak için yürüyüşe çıkıyorum.
I'm going for a walk... Be seeing you!
"Deniz kenarında yürüyüşe çıkıyorum" nasıl dersin?
And how do you say, "I am going for a walk by the sea today"?
Yürüyüşe çıkıyorum.
A walk.
Ben yürüyüşe çıkıyorum.
I'm going out for a walk.
- Önemli bir şey yok, yürüyüşe çıkıyorum.
- Nothing important, going for a walk.
Ben yürüyüşe çıkıyorum.
I'm going for a walk.
- Ben yürüyüşe çıkıyorum.
- I'm taking a walk. - What?
Mesela hoş bir çocuk var. Canım sıkılmışsa onunla yürüyüşe çıkıyorum.
A boy is nice, so I go for a walk with him, if I'm bored, for instance.
- Yürüyüşe çıkıyorum.
- Take a walk around the block.
- Yürüyüşe çıkıyorum.
- I am going for a walk.
İyi geceler Eugenio, yürüyüşe çıkıyorum.
Goodbye, Eugenio, I'm taking a walk.
Bitişikteki herifle birlikte sabahları yürüyüşe çıkıyorum.
Early-morning walk with the chap next door.
Ben yürüyüşe çıkıyorum.
I'm going to take a walk.
Dinleyin beni kızdırıyorsun yürüyüşe çıkıyorum.
Listen, you're getting on mine, I'm taking a walk.
Oldukça normal. Yürüyüşe çıkıyorum, okuyorum akşam yemeğinden sonra kestiriyorum.
I go for walks, read... take naps after dinner.
Ben... yürüyüşe çıkıyorum.
And I... will go for a walk.
Sesini biraz alçaltamaz mısın? Yürüyüşe çıkıyorum.
Can't you lower your voice?
Ben yürüyüşe çıkıyorum.
I'll take a walk.
Yürüyüşe çıkıyorum.
I`m going for a walk
Yürüyüşe çıkıyorum.
I was going for a walk.
- Ben yürüyüşe çıkıyorum.
- I'm going for a walk.
Ben yürüyüşe çıkıyorum.
I'm walking again.
Bayan Gimble ile yürüyüşe çıkıyorum hemen geri döneriz.
I'm going for a walk with Mrs Gimble and we shall be back shortly.
Ben biraz yürüyüşe çıkıyorum.
I think I'll take a walk.
Bak, yürüyüşe çıkıyorum, tamam mı?
Look, I'm going to walk, OK?
Yürüyüşe çıkıyorum.
Takin'a walk.
Ben yürüyüşe çıkıyorum.
I'm going for a walk, and when I come back,
Ben yürüyüşe çıkıyorum.
I'm gonna go for a walk.
Biraz yürüyüşe çıkıyorum.
Think I'll take a walk.
Ben bunlarla yürüyüşe çıkıyorum.
I'm going to take this couple for a walk.
Yürüyüşe çıkıyorum.
I take my walks.
Ben yürüyüşe çıkıyorum.
I'm just going to take a walk.
Yürüyüşe çıkıyorum.
I'm taking a walk.
Yürüyüşe çıkıyorum.
- Hi. I'm gonna go for a walk.
Çocuklar, ben yürüyüşe çıkıyorum.
I'm gonna go out and take a walk.
Ben yürüyüşe çıkıyorum.
I am going for a walk.
Ben uzun bir yürüyüşe çıkıyorum.
I'm going for a long walk now just to simmer down.
Ben yürüyüşe çıkıyorum.
I'm going for a walk because that's....
- Ben biraz yürüyüşe çıkıyorum.
Hi, Fred. - Well, I'll just take a little walk.
Biriyle yürüyüşe çıkıyorum.
I'm going on a hike with someone.
- Yürüyüşe çıkıyorum.
- I can go for a walk.
Yürüyüşe çıkıyorum ama, her ihtimale karşı... Arabanın anahtarlarını ver.
Give me the car keys just in case, but I'll go for a walk.
Ben yürüyüşe çıkıyorum.
L " m going for a walk.
Yürüyüşe çıkıyorum, biraz kafamı dinlemeliyim.
I'm going to go for a walk, clear my head.
Ben yürüyüşe çıkıyorum.
I'm just gonna go for a walk.
- Ben yürüyüşe çıkıyorum.
- l'm gonna go for a walk.
Dışarıya, yürüyüşe çıkıyorum.
I'm gonna go outside and take a walk.
- Ben bir yürüyüşe çıkıyorum.
Oh, I'm going for a walk.
çıkıyorum 133
yürüyorum 69
yürüyüşe 21
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyemiyorum 22
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18
yürüyorum 69
yürüyüşe 21
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyemiyorum 22
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18