Çok geç kaldın Çeviri İngilizce
678 parallel translation
Çok geç kaldın!
You were too late!
- Çok geç kaldın.
You're too late.
- Çok geç kaldın. - O öldü.
You come too late He's dead
" Geç kaldın, çok geç kaldın.
" You're late, you're late.
Çok geç kaldın.
Very late.
- Zaten çok geç kaldın.
- You're so late starring.
Çok geç kaldın.
You're very late.
Yemek için çok geç kaldınız beyim.
You are too late to eat, mister.
Çok geç kaldın.
You're too late.
Çok geç kaldın!
It's so late!
Bunun için çok geç kaldınız.
You are too late.
- Çok geç kaldın.
- You're too late.
Çok geç kaldın, farketmedin mi yoksa?
You're too late. You know that, don't you?
Çok geç kaldınız.
You took your time.
Sevgilim hiç gelmeyeceksin sandım, çok geç kaldın.
Darling I thought you would never come. You're so late.
Ne için geldiğini biliyorum ama çok geç kaldın.
I know what you was coming for, but you're too late.
Korkarım çok geç kaldın, sensiz başladık.
I'm afraid you were so late that we started without you.
Fakat sen çok geç kaldın, önce ben gördüm.
But you're too late, I saw her first.
Çok geç kaldınız.
You're too late.
Nadia'ya bakıyorsan, çok geç kaldın.
If you want Nadia, you're too late
- Oh, çok geç kaldınız.
- Oh, you're too late.
Ayrıca sen de çok geç kaldın.
You were also too late.
Çok geç kaldınız.
You came too late.
çok geç kaldınız, bayım.
You're too late, mister.
Geleceğinizi biliyorduk ama çok geç kaldınız.
We knew you were coming, but you're too late.
Yardıma geleceğinizi söylemişti ama çok geç kaldınız.
Jim Mackay talked about you. He said you would come and help. Only you got here too late.
Çok geç kaldın Eddie.
You're too late, Eddie.
Çok geç kaldınız.
You got here too late.
Biliyorum, Otto, ama vergilerin için de çok geç kaldın.
I know, Otto, but you're way behind with your taxes too.
Üzgünüm tatlım, çok geç kaldın, kapatıyoruz.
Sorry, darling, you're too late. We're closed.
Evet, olağandan çok geç kaldın değil mi?
Yes, you're later than usual, aren't you?
Çok geç kaldın Carl.
You're very late, Carl
Çok geç kaldın.
You're just too late.
Çok geç kaldın Bond.
You're too late, Bond.
Corinne, çok geç kaldın!
- Corrine, you're fucking late!
Korkarım çok geç kaldınız.
You're too late, I'm afraid.
Pazarlık yapmak için çok geç kaldın Muhtar!
You are too late for bargains, Mukhtar!
Çok geç kaldınız.
You're so late.
- Eğer onlarla ona vurmayı düşünüyorsan çok geç kaldın, gitti o.
- If you plan to hit him with those, you're too late, he left.
Zaten geç kaldım. Aile meseleniz yüzünden pazar yemeğimi daha çok geciktiremem. Çıkın dışarı.
You made me late, and I ain't gonna put off my Sunday dinner any longer messing around in a family squabble.
Çok teşekkür ederim, ben ~ "... 10,000 çift dürbün ihalesi Prag'da Nanoviç ve Şsı.'na verilmiştir " Hey, Bulic, geç kaldın.
Oh, thank you very much, i... hey, bulic, you are late.
İç benliğin, bu piyesi oynamakla bir hata yaptığını sana devamlı söylerken, artık vazgeçmek için çok geç kaldığını...
Though in the trade of war I have slain men... Your inner self telling you every instant you're making a mistake to try this, knowing all the time you're caught and it's too late to change your mind.
Eğer müşterilerinden birisi daha böyle hasta olursa çok geç olmadan hastaneye kaldırın.
If any of your lodgers are taken ill like that again... get them to the hospital before it's too late.
Evet, bu bana gelmekte çok geç kaldığının ifadesi.
Yes, that is the meaning of you coming to me so late.
Seçim yapın ama çok geç kaldığınızı unutmayın.
Well, make your own selection, but remember you're very late.
Efendine geç kaldığını söyle. Evet, çok geç kaldı.
Tell your master that he was bested, well, too late.
Geç kaldığım için çok özürdilerim resmiyete gerek yok, arkadaşların kimler?
Please excuse me for being late No need to stand on ceremony, these two are...
Numaralarını... -... anlamıyorum. - Geç kaldım çok kızdı ve bir gövde gösterisi yaptı!
You know I don't understand them.
Ziyaretinize gelmekte çok geç kaldım sayın bayan.
I am very late in acquitting myself of the visit I owed you.
Çok fazla geç kaldın!
You are far too late!
Selam, biraz geç kaldın ama üzülme çok var.
Hay, your a little late but don't worry there's plenty.
çok geç kaldınız 24
çok geç 640
çok geç değil 68
çok geç kalma 19
çok geç kaldım 55
çok geç artık 28
çok geç oldu 179
çok geç olmadan 54
çok geç kaldık 53
çok geç olacak 23
çok geç 640
çok geç değil 68
çok geç kalma 19
çok geç kaldım 55
çok geç artık 28
çok geç oldu 179
çok geç olmadan 54
çok geç kaldık 53
çok geç olacak 23
çok geciktim 21
çok geçmeden 34
geç kaldın 297
geç kaldınız 75
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok geçmeden 34
geç kaldın 297
geç kaldınız 75
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzel olur 30
çok güzel bir şey 32
çok güzel oldu 36
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel bir yer 50
çok güzel bir gece 22
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzel olur 30
çok güzel bir şey 32
çok güzel oldu 36
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel bir yer 50
çok güzel bir gece 22