Çıkartın Çeviri İngilizce
5,132 parallel translation
Patronunuz bu yüzden başınızın etini yiyorsa onu buraya getirip Rachel'ın karşısına çıkartın.
If your boss gives you a hard time about it, have him come down here and talk to...
Günah çıkartın.
Confess.
Altaf'ın çıkartın!
Get Altaf out
Tadını çıkartın.
Enjoy.
Evet, çıkartın lütfen.
Yeah, take it out.
Üstlerinizi çıkartın.
Take your shirts off.
Evet, çıkartın üstünüzü.
Yeah, just take your shirts off.
Pantolonunu çıkartın. İpini çekin.
Take his pants off.
Geçiş kartlarınızı çıkartın...
Get your versapass out...
Geçiş kartlarınızı çıkartın!
Get your versapasses out!
Geçiş kartlarınızı çıkartın!
Versapasses out!
- Hadi patenlerinizi çıkartın.
All right. Go take off your skates.
Oyun alanından çıkartın şunu!
Hey, get him off the lane!
- Lütfen Bay Nash'i çıkartın.
- Please remove Mr Nash.
- Mübaşir, Bay Nash'i çıkartın lütfen.
- Bailiff, please remove Mr Nash. - I need you to follow me now, sir.
Lütfen oğlunuzu araziden çıkartın.
Please take your son off the property.
Karınızla çocuklarınızı dışarı çıkartın.
Send your wife and kids out.
Bu yüzden Valmont mütevelli heyeti ; öğlen saat 2'de otel güvenliğinden Conrad'ın binadan çıkartılmasını talep ettiler
Hence, the Valmont board of trustees had requested hotel security to escort Conrad from the premises by 2 PM.
Sanki, kendimi içinden çıkartıyorum kendimi role kaptırıyorum, kendimi bir başkasının fantezisinde kaybediyorum
Like, I get something out of it. I lose myself in the role, I lose myself in someone else's fantasy and it's...
Bilirsin işte, akşam Banshee-vari zevk çığlıkları olarak tanımlayabileceğim sesler çıkartıyordun sonra sabah olduğunda bunların gerçekliğini sorgular mı oldun?
You know, when you were making what I would describe as like banshee-esque screams of pleasure, and then this morning, you called into question their authenticity?
Sonra sutyenini yan taraftan çıkartırsın.
Then you take your bra off the side.
İç çamaşırını çıkartırken şu ufak popo hareketini yap.
Do the little ass thing with your underwear.
Elimizdeki tek geçiş kartını alacaksın, telefonuna ulaşacaksın ben de Emmerich'i bulacağım ve buradan çıkacağız, tamam mı?
So you're gonna take the one pass card we have, you're gonna find a phone, I'm gonna get Emmerich, and we're gonna get out of here, okay?
Eğer o küçük siyah kıçını oraya çıkartıp sallamanı istiyorsam onu oraya çıkarıp herkesin içinde sallayacaksın
If I ask you to take your little black ass out there and shake it, you, out of all people here, are gonna shake it!
Koç Bob Ladouceur başlangıç takımını dinlendirerek ikinci ekibini sahaya çıkartıyor.
Coach Bob Ladouceur is buying some rest for his starters... by sending in his second-stringers.
Acaba Mumbai polisi tarafından çıkartılan Vikasdham'a ait olan bu ambulansın önemi nedir?
What's important is that the ambulance.. ... which the Mumbai police fished out of the river.. ... belongs to Vikasdham Trust.
Canını yaktığını biliyorum, Suki. Ama ana ünitede bir seans daha yaparsan seni buradan çıkartıp Juniper Kulesine göndeririz. Orada evindeyken terapine bu portatif yakma ünitesi ile devam edebilirsin.
I know that it hurts, Suki... but if you will do just one more session on the main unit... then we can move you out of here and into Juniper Tower... where you can continue your therapy at home... with this portable burn unit.
Bir sürü tanıdığın olduğunu biliyorum. Güçlü avukatların seni birkaç yıla içeriden çıkartırlar.
I know you know a lot of people... and with a good lawyer, you'll get out of jail in a few years.
Her şey tatlıyken tadını çıkart dur, ama ben yere düşünce de sırtıma tekmeyi geçir.
You along for the ride, long as everything is groovy, but then you're gonna kick me when I'm down.
- Bakın, cesedi çıkartıyorlar.
Look. They're taking the body out! Look.
Şimdi desteyi karıştırıp kartınızı sihirli bir şekilde çıkaracağım.
I will now shuffle the deck and magically make your card reappear.
Bu işi hayatınızda ilk sıraya koyma sebebinizi anlamak güç. Çünkü elden çıkartılacaksınız, kovulacak, unutulacaksınız.
It's very hard to know why any of you would want to do this in the first place, because you will be rewritten, discarded, fired, forgotten.
Ehliyetinizi cüzdanınızdan çıkartırmısınız lütfen?
Sir, I need you to take your license out of the wallet.
Evet, lütfen ehliyetinizi cüzdanınızdan çıkartırmısınız?
Yeah. Take the license out of the wallet, please.
Mermilerden birini çıkartırken, omurga bel kemiğinize yakın golf topu büyüklüğünde bir tümör bulduk.
While we were removing one of the bullets, We found a golf-ball sized tumor... dangerously close to your spinal column.
- Dışarı çıkartır mısın?
- Can you get him out of here?
Şunu çıkartır mısınız lütfen?
Hey, someone want to relieve me of this thing?
Kadınlar sürekli implantlarını çıkartırlar.
Well, uh... Women have implants removed all the time.
Kurban dükkândan çıktığında Kujo ona nekrozlu sigara verip cebine tarot kartını koymuş olmalı.
When the victim walked out of the shop, Kujo probably handed him the cigar containing Necrosis, and slipped the Devil's card into his pocket.
... bağırsaklarını dışarı çıkartıp kapıya çiviliyorlardı. İki kez.
Somebody cut'em up, turned their insides out, then nailed them to the front door, twice.
Kart kullanıcısının canlı bir resmi, direkt olarak ofisindeki kişisel ekibine, pozitif bir kimlik bildirimi yapacak kadar güvenilir olan yegane kişilere gidiyor.
A live picture of the card user is relayed directly to Magnussen's personal staff in his office, the only people trusted to make a positive ID.
Buraya neyin çıkabileceği konusunda dürüst olmalısın. Kilitli odaya. Gel gör ki kart oyunlarında berbatım.
You just got to be honest about what can go on up here, a locked room.... but then again, I'm terrible at cards.
Patiğini çıkartıp, ciddi ciddi bir şeyler düşünüyormuş gibi eline baktığını gördüm.
I saw her take her Booty off, and she was just staring at her hand, like really thinking about it.
Panama'nın tadını çıkartıyor musunuz? Harika bir manzara, sıcak insanlar, daha ne olsun?
Very, beautiful views, nice people, not to like?
Zip çılgına dönüyor, maskesini çıkartıyor aklını kaybediyor, güvenlik kameralarına yakalanıyor birlikte geldiği adam bum diye çenesini patlatıyor bir vuruşta yere seriyor, silahları bırakıyor.
Zip freaks out, pulls his mask off, loses his shit, gets caught on the security camera, the guy that he's with... boom... bangs him in the chest, lays him out, leaves the gun,
Ancak zorluk çıkartırlarsa Freeman'ın adamlarına ve mahkemeye transfer ederim.
But if they give me any flak, Freeman's boys and the court clerk, baby.
Silahını çıkart.
Get your gun.
Memur O'Neil, muşambayı kamyonetten çıkartır mısınız?
Deputy O'Neil, could you get the tarp out of the truck?
Aslında bence bu gece burada kalmalısın konuşuruz, işle alakalı bir şeyler ortaya çıkartırız.
You know what I think, is that you should stay the night here, and we can keep talking and work some stuff out.
Bu kulübe bozması, sözde araştırma tesisinden çıkartılacaksın. Şimdiye kadar ortada mantıklı görünen tek şey buranın unutulmuş, harap bir yer olduğudur.
You will be pulled from this shitty little shack you call a research facility so fast that the only thing relevant to be shown for any of this is the way it's all exposed, wrecked, and forgotten.
Pekâlâ, Morgan Roth bir saat önce şirkete ait bir uydu istasyonunun elektronik kapısından kartını geçirmiş ve dışarı da çıkmamış.
Okay, Morgan Roth swiped his keycard in at one of his company's remote relay locations an hour ago. Never swiped out.
çıkar 159
çıkarın 68
çıkart 35
çıkardım 26
çıkarın beni 132
çıkaramıyorum 22
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136
çıkarın 68
çıkart 35
çıkardım 26
çıkarın beni 132
çıkaramıyorum 22
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136