English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Ş ] / Şunu bil ki

Şunu bil ki Çeviri İngilizce

738 parallel translation
Şunu bil ki kimse üçe kadar yaşayamadı.
That's Two. Just Know, People Don't Make It To Three.
Eğer ayrılmamız gerekirse, seni nereye koysalar, nerede olursam olayım, şunu bil ki, ben- -
If something should keep us apart wherever they put you and wherever I'll be, I want you to know that I...
Şunu bil ki, senin kötü biri olmadığını düşünüyorum.
You know, I think you're not a bad chap.
Şunu bil ki bu işe yaramaz, Phil.
And it wouldn't work, Phil.
Ama şunu bil ki soylu oğlum benim, babanın canına kıyan yılan, onun tacını giyiyor şimdi.
But know, thou noble youth, the serpent that did sting thy father's life now wears his crown.
Sen de şunu bil ki pazarlıkçı papaz, kardeşim koruyucu meleklere katılırken sen böğüreceksin cehennemin dibinde.
I tell thee, churlish priest, a ministering angel shall my sister be when thou liest howling.
Şunu bil ki 28 senedir kimse zırhlı bir aracı soyup da kaçamadı.
I'll tell you something. Nobody got away with a heist on an armored truck in 28 years.
- Şunu bil ki, yanılmıyorum.
I tell ya, I'm not wrong.
Şunu bil ki, kötü bir vaka gördüm mü tanırım.
I tell ya, I know it when I see a bad one.
Şunu bil ki, buradaki tüm yollar Kraliçe'nin yoludur.
All ways here, you see, are the queen's ways.
Ama şunu bil ki, bir hapishaneydi!
Let me tell you, it was a jail!
Şunu bil ki piknikle ilgili anlattığından fazlasını biliyorum.
And remember, I know more about the picnic than you may think.
Sadece şunu bil ki, bunu unutacağımı hiç sanmıyorum.
I want you to know I'll never forget it.
Şunu bil ki.. Ustalar kolay yakalanmaz.
I don't know what's wrong with him.
Şunu bil ki benimle çıktığın gün beni yalnız bırakıyorsun.
What you need to learn is that you must date me and me alone.
Sadece şunu bil ki, kısa bir sürede bir gün kapıyı açacaksın ve ben orada olacağım.
Just know that someday soon, you'll answer the door and I'll be there.
Ally, şunu bil ki, ikimiz de gelip bizimle yaşamanı çok isteriz.
Ally, I want you to know, both of us, we'd like very much for you to come and live with us.
Ama şunu bil ki : ne inancın ne şüphen inandırıcı değil.
Let me tell you : Your faith and your doubt are very unconvincing.
Ama şunu bil ki, asılışını görmek için yaşayacağım.
But I warn you, I'll live for the day I see you hanged.
Ama şunu bil ki bir daha hayatında olmayacağım.
But know that I won't be in your life anymore.
onun için böyle demiştin... fakat şunu bil ki, sende aptal bir bilimcisin!
If he's making it into a virtue, you're making it into a bloody science!
Şunu bil ki, kararιn ne olursa olsun... yanιndayιz.
We just want you to know, sir, that whatever you figure on... we're all with you.
" Ama şunu bil ki, İsa her erkeğin üstü...
" But I would have you know, that the head of every man is Christ...
Şunu bil ki, bana her zaman güvenebilirsin.
I won't insist. But I want you to know that you can always rely on me.
Ama şunu bil ki ağzından çıkan her söz, siciline işlenecek.
is going to be on your record, every word on your record!
Şunu bil ki ; seni gerçekten özledim.
I don't mind telling you I've really missed you.
Önce şunu bil ki bu olanlardan seni sorumlu tutuyorum.
I wanted you to be the first to know because I hold you responsible.
Şunu bil ki burada özgürsün, İstediğin zaman girip çıkabilirsin.
I want you to know that you're free here. You can come and go as you please.
20 yılı aşkın emeğimin üzerine kavga çıkarmaya istekliysen... şunu bil ki ben de kesinlikle burada olacağım!
If you insist on putting a match to all I've built for 20 years I'm damn well gonna be here too.
Şunu bil ki, özgürlüğe giden yol lekesiz olmalıdır.
You must understand, the path to freedom must be pure.
Yine de şunu bil ki... eğitimine devam etmek ve şirketin sorunlarıyla ilgilenmek için... dilediğin kadar zamanın var önünde.
We say, however... that you have all the time to continue your studies... and to take in hand the problems of the firm.
- Şunu bil ki, biz hariç herkes... durmadan öpüşüyor.
You might as well know everybody except us goes through life kissing right and left all the time.
Yalnız şunu bil ki, yaptıklarının karşılığını asla ödeyemem.
Only I have left to say, more is thy due than more than all can pay.
Shelly ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Şunu bil ki ona büyük bir iyilik yapıyorum.
I don't owe Shelly a damn thing and I do him a big favor.
- Şunu bil ki bütün gece kurşun yemeye can atmıyorum ama zorunluysa.
- I don't mind telling you I ain't looking forward to getting plastered with lead all night but I guess if that's the way it's got to be.
Benim hakkımda hüküm vermeden önce şunu bil ki Fraser'ı açıkta yakalamak için başka seçeneğim yoktu.
Before you form any lasting judgment on me... it was the only way I could get Fraser out into the open.
- Şunu bil ki, biz XIV. Louis'den beri Katolik ve Fransız'ız.
- l tell you, we've been French and Catholic since Louis XlV!
Saxewar, sen de şunu bil ki baobab ağacını deviren rüzgar, buğday dalını en fazla büker.
Saxewar... should know that... the wind which knocks down the baobab tree, only bends the stem of the wheat.
Şunu bil ki, evladım?
You know something, my boy?
Şunu bil ki çok iyi bir şarap olmayacak.
Now you understand, it's not going to be very good wine.
Şunu bil ki... o gerçekten çekici biri.
You know that she is really my dreamboat.
Bak, duymadıysan şunu bil ki Kertenkeleler onlara Crivit diyor.
In case you hadn't heard, the lizards call them crivits.
Şunu bil ki, mucize tutkal bile olsa bu işe güvenmiyorum.
But I warn you, even if your lute is miraculous, I don't trust it.
Sana yüzde 10 veririm ama şunu bil ki ; benim için çalışıyorsun.
I'll cut you in for 10 %, but get this, you're working for me.
Çok sayıda engeller, siyasi güçler, hediyeler... Ama şunu bil ki sen çok kirli bir durumdasın... ve ben sabırlı değilim.
Too many roadblocks, politics, favors... but you're dirty, ace... and I'm patient.
Billy, şunu bil ki, artık sana başka bir iş bulmayacağım.
Billy, I want you to know I'm not gonna be getting you any more jobs.
Şunu bil ki bu büyük bir satış hilesi.
It just so happens that this is a great sales gimmick.
Şunu bil ki, şu an çalışıyorum.
Just imagine, I am working.
Ve şunu da bil ki, fazla sabırlı biri değilimdir.
And as you know. I ain't a great one for patiently waiting.
Ama şunu da bil ki bu genç adamla adil bir dövüş yaptık.
But I want you to know that boy fought me a fair fight.
Şunu da bil ki bu eve her bakmamda O'nu öldüresim geliyor, öldüresim Michael!
Every time I look at this house, I could kill him. I could kill Michael.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]