Akşam yemeği Çeviri İspanyolca
7,952 parallel translation
Kurallara uymamanın sonuçlarına katlanmak zorundayız. Akşam yemeği yemeden yatmaya gönderilmek gibi.
Sufrir las consecuencias de las reglas es... como ser castigado a tu habitación sin cenar.
Yarım saat önce aradın ve akşam yemeği isteyip istemediğimi sordun.
Me llamaste hace media hora y me preguntaste si quería cenar contigo.
şuan akşam yemeği vakti.
Es hora de cenar.
Benimle akşam yemeği yemek ister misin?
Está bien, entonces.
Hem yoluna çıkmamış olursun hem de sana akşam yemeği yaparım.
Sólo puedes pasar y te prepararé la cena.
O yüzden belki bir ara akşam yemeği yeriz diyorum.
Sí, así que... Pensé que tal vez podríamos ir a cenar alguna vez.
- Pekala akşam yemeği bu gece.
Está bien, la cena esta noche.
Demek istediğim, akşam yemeği falan.
Quiero decir, para cenar, o algo.
Akşam yemeği için aşağıdan bir şarap alabilir misin?
¿ Podrías ir a buscar vino para esta noche, para la cena?
Sonra da birlikte akşam yemeği yiyorlar!
¡ Y luego todos cenan juntos!
Sadece akşam yemeği servisleri var ve eylül ayına kadar.
Sólo sirven de cenar y sólo hasta septiembre.
Liza bütün parasını Karoly'nin akşam yemeği için harcamıştı.
Liza gastó todo su dinero en la cena de Károly.
Bakarmısın hadi Akşam yemeği hazır,
Mira, vamos que prepararnos para la cena.
Akşam yemeği için bana gelmeye ne dersin?
¿ Qué tal si vienes esta noche a cenar?
Bak, ondan hoşlanıyorum ve ona akşam yemeği hazırlamak istiyorum.
Mira, es una chica que me gusta y quiero cocinarle una cena.
Kahvaltı, öğle yemeği, atıştırmalar, akşam yemeği.
En el desayuno, almuerzo, refrigerio, la cena.
- Çöplükte akşam yemeği.
- Cena y basurero.
Akşam yemeği getirdi.
Trajo la cena.
Hayır, akşam yemeği yerken beni buldu.
No, en el restaurante.
Dördümüz akşam yemeği yiyorduk.
Estábamos cenando, los cuatro.
Bunun gibi bir şeyi neden akşam yemeği partisinde gösterdin anlamadım David.
Sólo que no entiendo por qué mostrarías... algo así, como en una cena, David.
Akşam yemeği için iki kişilik masa lütfen.
Mesa para dos, por favor, para la cena.
Akşam yemeği yemek istersen...
Si usted quiere tener la cena...
Akşam yemeği yiyelim.
Podemos cenar juntos.
Buraya akşam yemeği için gelen herkese paralarını iade edeceğim...
Voy a devolverles su dinero a todos los que cenaron aquí esta noche.
Bu yüzden, haftaya yeniden açıldığımızda ücretsiz akşam yemeği teklif ediyoruz.
Ofreceremos cenas gratis antes de reabrir la semana entrante.
Ben... Yok ama gerçekten çok tatlıydı gitmek zorunda olduğu için kendini çok kötü hissetti. Sonra geldi bana akşam yemeği hazırladı ve özür diledi.
Yo, no, pero, en realidad, Realmente, era muy dulce, y se sintió muy mal que tuvo que abandonar después y él regresó y él me hizo la cena y se disculpó, se fue realmente muy dulce,
Bu hafta annemin doğum günü. Babam da Cumartesi akşamı, Greenwich'te akşam yemeği düzenleyecek.
El cumpleaños de mi madre es esta semana - y mi padre ha organizado una fiesta en Greenwich el sábado por la noche.
Akşam yemeği yedim.
Fui a cenar.
Sen ve ben "akşam yemeği ve sinema" ile "tropik seks tatili" skalasında hangi noktadayız?
¿ Dónde estamos tú y yo en la escala desde "cena y peli" hasta "vacaciones tropicales con sexo"?
Bana akşam yemeği hazırladığına inanamıyorum.
No puedo creer que me prepararas la cena a mí.
Akşam yemeğinden önce boğ ki bir hastane yemeği daha yemeyeyim.
Estrangúlame antes de la cena... así no tengo que comer otra comida de hospital.
- Akşam yemeği hazır.
- La cena. - Bien.
Akşam yemeği ve bir gösteri.
Cena y show.
Giyinmemiz gerek bebeğim Baskins'teki akşam yemeği için.
Tenemos que cambiarnos, cariño. Cenaremos con los Baskin.
Öğle yemeği yok, akşam yemeği yok, öğle yemeği yok.
Nada de almuerzo, nada de cena, nada de almuerzo...
Kahvaltı yok, akşam yemeği yok, öğle yemeği yok.
Nada de desayuno, nada de cena, nada de almuerzo... Nada de almuerzo de nuevo...
Daha sonra akşam yemeği kapmak ister misin?
¿ Vamos a cenar más tarde?
Evet, seninle akşam yemeği yerim.
Sí, cenaré contigo.
- Akşam yemeği için planın var mı?
¿ Tienes alguna planes para la cena?
Üç ay önce, yani 20 Ocak günü, Meksikalı bir kadınla restoranın birinde, akşam yemeği yiyordu.
Él estaba en una cita para cenar con una mujer mexicana La noche del 20 de enero de hace tres meses.
Belki sen ve ben şöyle uzun bir akşam yemeği yiyebiliriz.
Tal vez tú y yo podríamos ir a cenar con calma.
- Henüz akşam yemeği yemedik.
Aún no hemos cenado. - ¿ Qué?
Akşam yemeği için menüleri almaya gidiyorum ben.
Iré a buscar menús para la cena.
Ama akşam yemeği için açılmaya hazırlanıyorduk.
Pero estamos por abrir para la cena.
Gece saat 1 gibi akşam yemeği arası vermiştik. Tüm yöneticiler falan oradaydı.
Cuando interrumpimos para comer, era como la 1 : 00 a.m., todos los ejecutivos estaban allí.
Akşam yemeği yemeyecek misin?
¿ No cenarás?
Akşam yemeği.
Cena.
Baş başa akşam yemeği.
¿ Una cena sólo para ustedes dos?
Bu haftasonu Şükran Günü. Bu yüzden arayı düzeltme yemeği yiyeceğiz... Perşembe akşamı.
Es Día de Acción de Gracias, así que haremos esa misma noche la cena de ensayo, el jueves, en casa.
- Baskins'te akşam yemeği yiyeceğiz.
- Cenaremos en casa de los Baskin.