Anlamı yok Çeviri İspanyolca
4,781 parallel translation
Seninle tartışmamın bir anlamı yok, değil mi?
No tiene sentido discutir contigo, ¿ verdad?
Denedim, bir anlamı yok.
Lo intenté, no tiene sentido.
Bunun bir anlamı yok.
No tiene sentido.
Utangaç olmanın hiçbir anlamı yok bebeğim.
No te hagas la tímida.
Bugünün bir anlamı yok.
El hoy significa nada.
Bu oranın şu an için çok bir anlamı yok. Şu an için nakde döndürmeni de hiç tavsiye etmem.
Esas cifras no significan nada a menos que quieras retirarte, pero no es el momento.
Benim için bir anlamı yok... hiç bir şey hissetmiyorum.
Ella no significa nada para mí... nada.
Benden daha iyi bildiğini hiç sanmıyorum. Yani konuşmanın anlamı yok.
No creo que lo sepas mejor que yo, así que no hay punto de discusión.
Tecrübelerime dayanarak söylüyorum gizli bitki odasının tek bir anlamı yok mudur?
Según mi experiencia, creo que un cuarto... de cultivo normalmente significa una cosa.
Yalan söylemenin anlamı yok.
No tiene sentido mentir sobre ello.
Quip'i takip etmenin anlamı yok.
No merece la pena seguir a Quip.
- Hayır, hiçbir anlamı yok.
- No. No tiene sentido.
Dur biraz. Olayı abartmanın anlamı yok.
Espera.
- Anlamı yok.
¿ Para qué?
Hiç anlamı yok.
¿ Para qué?
Ardından babası öldürüldüğünde büyükannesi ona "Artık burada durmanın bir anlamı yok." demiş ve o da "Evet iki güne dönerim." cevabını vermiş.
Cuando su padre fue asesinado, su abuela le dijo, "no sirve de nada que te quedes." Y él dijo, "sí, volveré en dos días."
Bunun anlamı yok.
Entre el programa.
Bunun hiçbir anlamı yok.
NO TIENE NINGÚN SENTIDO PARA MÍ.
Cep telefonu GPS'ine göre Bay Lang'in öldüğü gece Place De La Concorde'daymış. Bir anlamı yok.
El GPS de su móvil le sitúa en la Plaza la noche que mataron al Sr. Lang.
Eğer doğru yapmayacaksan yapmanın bir anlamı yok.
No hay razón para tener una si no lo vas a hacer bien.
- Benim için özel bir anlamı yok.
No me dice nada.
Eski Dünya'da hastalığının adı bi-polar'dı ama şu an bunun bir anlamı yok.
En el viejo mundo, el nombre para eso era bipolar pero eso es insignificante aquí.
Sana baktığım yılların bir anlamı yok mu?
¿ Todos los años que me preocupé por ti, no significan nada?
Hiçbir anlamı yok.
No tiene sentido.
Arkadaşlar, hedef göstermenin anlamı yok çünkü henüz iyi haberi söylemedim.
Chicos, no hay necesidad de señalar a nadie, porque no os he contado las buenas noticias.
Neyse, daha da konuşmanın anlamı yok.
- Lo hice. ¿ Sabes?
Çok istiyorlarsa engel olmamızın bir anlamı yok.
Quizá sería bueno si nos quitamos de su camino.
Yatmanın bir anlamı yok.
No hay razón para ir a la cama.
Buranın senin için hiçbir anlamı yok ama benim için çok büyük bir anlamı var.
Este lugar, no significa nada para ti y significa todo para mí.
Bir anlamı yok.
No tiene sentido.
Dört tane araba çalmanın yakalanma şansımızı artırmaktan başka hiçbir anlamı yok.
No tiene sentido para los 4 robar un auto. Eso aumenta el riesgo de que nos atrapen.
Sorun yok. Kelimelerin anlamı yok.
¡ Las palabras desagradables pierden todo el sentido!
- Hey, hadi ama. Paranın burada hiçbir anlamı yok.
Tu dinero no es bueno aquí.
Yani, burada boşuna yer kaplamanın anlamı yok, değil mi?
Bueno, no tiene caso solo ocupar espacio aquí, no?
Bunun hiç anlamı yok.
No tiene sentido.
Bunun bir anlamı yok, tamam.
No tiene sentido, ¿ vale?
Artık daha fazla sürdürmenin bir anlamı yok.
Cierra bien tu cámara ( puesto ), ¿ está bien?
"Aklımdan çıkmış", "bir iyilik daha" yok anlamında bitecek.
Nada de "se me ha ido la olla", ni un solo favor, se acabó.
Bu gizlecek bir şeyiniz yok anlamına gelmez.
No significa que no tenga algo que ocultar.
Anlamı "özür yok."
Significa "sin disculpas".
- Yok, anlamıyorsunuz.
No, no lo ve.
İlk iki tokadı anlamıştım. Onlarda sıkıntı yok...
Sabes, las primeras 2 bofetadas las entiendo...
Bu sorunların yok olması senin de Audrey'nin gerçek aşkı olduğun anlamına geliyor.
Eso significa que para terminar con los problemas, tienes que ser el verdadero amor de Audrey.
Teşekküre gerek yok "Tessa'ya Sor" manın anlamı bu zaten.
No necesitas agradecerme. A eso se dedica "Pregúntale a Tessa".
Hatta kan basıncını da düşürebilirsin. Ama buradaki belirtileri iyileştirmiş olman, hastalığın yok olduğu anlamına gelmez.
Incluso puedes bajar tu presión hasta aceptable, pero solo porque cures el síntoma no significa que se vaya la enfermedad.
- Bunun anlamı Big Boss'un olan bitenlerden haberi yok.
- Eso quiere decir " ... ACP Ayushman Thakur es quien"
Reazy-Peazy'nin hiçbir anlamı yok.
Oye, tienes que cambiarte el nombre.
Bu yüzden başka bir renk olmasının anlamı yok.
Hay una confluencia única de las corrientes y lo más importante, una corriente submarina llamada la corriente Cromwell.
Senin hiçbir anlamın yok Sam.
Tú no significas nada, Sam.
Yalan dediğin şeyin bizim için anlamı bile yok.
¿ Qué significa eso para nosotros?
Yok. Yani işin olumsuz tarafında olmak anlamında dedim.
Es decir, estar del lado negativo de esas cosas.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65