Asıl önemli olan Çeviri İspanyolca
690 parallel translation
Asıl önemli olan, keskin olması değildir.
Eso no es lo más importante
Amma velakin asıl önemli olan, size nasıl yardım edebilirim?
Lo importante es... ¿ qué puedo hacer por usted?
Yardımcı olurdu, ama asıl önemli olan davasını kazanması.
Ayudaría, pero lo más importante es que gane ese juicio.
Evet, biliyorum. Asıl önemli olan,... senin Miles ile olan kişisel savaşın,... benim kayıplarım değil,... öyle mi?
Piensas más en tu batalla personal con Miles que en mi pérdida, ¿ verdad?
Asıl önemli olan kazaları önlemek.
Lo importante es que no sucedan las desgracias.
Asıl önemli olan...
Eso es lo que...
Asıl önemli olan insan gibi yaşamakken, siz nasıl bir beyefendi gibi ve nasıl kurallara göre ölünür, onu düşünüyorsunuz!
¡ Para morir como caballeros siendo más importante vivir como seres humanos!
Asıl önemli olan şey, artık ayrılmış olmaları.
Lo importante es que han terminado.
Ve asıl önemli olan da bu.
Es lo único que importa.
Asıl önemli olan şey bizi görmeleri.
El caso es que nos han descubierto.
"Ve yine de hazırladığınız yemekler şekerden bile tatlıydı. Asıl önemli olan yürekten gelen güzelliktir."
"Y eso que vuestra agradable conversación ha sido como miel, dulcificando la dureza del camino hasta hacerlo ameno y deleitoso".
Fakat asıl önemli olan kız da onu çok derinden sevmeli.
Pero, lo que es más importante... ella debería amarlo a él profundamente.
Sanmam. Asıl önemli olan sınav.
El examen es lo que realmente cuenta.
Senin için asıl önemli olan bunu tüm yüreğimle istiyorum ölümümün ardından Doktor James ile evlenmeni istiyorum.
Lo importante eres tú. Deseo de todo corazón... que después de mi muerte te cases con nuestro buen Dr. James.
- Asıl önemli olan zili duyar duymaz ocakları kapamamız.
- Lo importante... es que al oír la sirena, desconecten las calderas.
Bir kilise yapıyoruz. Ve asıl önemli olan konu budur.
Bueno, lo importante es que se construya la capilla.
Ama asıl önemli olan şey, bu konuda hiç kimsenin bir şey bilmemesi.
Lo importante, es que el otro... nunca se entere.
Asıl önemli olan orijinal kâğıt.
Lo único que importa es el papel del original.
Asıl önemli olan konu bu.
Es màs importante.
Ama asıl önemli olan senin fikrin.
Pero tu opinión es la que cuenta.
Elbette süvariler mazi oldu ama asıl önemli olan bu değil.
Claro que la caballería es cosa del pasado, pero ese no es el asunto.
- Asıl önemli olan şey özgür olmam!
¡ Lo que interesa es que me liberé!
Asıl önemli olan da bu, inan bana. Hele şansölyenin gözünde.
Es algo que tiene peso, créeme, sobre todo en la cancillería.
Asıl önemli olan kalbin saflığıdır.
Lo que se necesita es pureza de corazón.
Asıl önemli olan gerçeğin sonucudur.
Lo que cuentan son las consecuencias de la verdad.
Asıl önemli olan insanlardır ve insanlar dışlandı bu ülkeyi yöneten kediler geldiği ve bu ülkeyi mahvettiği zaman
Se les ha ignorado mientras los tipos que manejan el país lo han cagado todo.
Asıl önemli olan buydu.
Eso era lo màs importante para mí.
Asıl önemli olan Arthur'un ne düşüneceği.
Más importante es lo que Arthur piense.
Benim için asıl önemli olan paradır.
Bueno, el dinero es lo que me interesa.
- Asıl önemli olan bir şekilde yaşayabilmeniz değil.
- No se trata de sobrevivir.
Asıl önemli olan şey yol ve biz onu bilmiyoruz.
El elemento esencial, el camino... No lo sabemos.
Asıl önemli olan cilttir.
Lo importante es la piel.
Asıl önemli olan şeyse gözle görülmeyendir.
"Lo que es más importante, es lo que es invisible".
Asıl önemli olan, sonuncusuna vardığımızda kaç yaşında olacağımız?
Más importante, Kano. ¿ Ha pensado la edad que tendrá cuando lleguemos al último de esos planetas?
Asıl önemli olanı görmüyor musun?
¿ No ves lo que es importante?
Asıl önemli olan bir şekilde konuşmak ve... nihayet bana ahırda neler olduğunu anlatmak istemesi.
Lo importante es que busca una forma de hablar, de decirme qué pasó en el establo.
Saitz, "ai" ile. - Asıl önemli olan da bu, değil mi?
- Éso es lo importante, ¿ verdad?
Ama asıl önemli olan kendini iyi hissetmen.
Pero lo mejor es que te encuentras bien.
Asıl önemli olan ilk başladığı zaman... inlemek ve ağlamak... ama sonra hoşuna gidiyor gibi davranmalısın.
La cosa principal es quejidos y llanto... al principio cuando él comience, pero entonces debes actuar como si se sintiera bien.
Asıl önemli olan Moskova.
Lo más importante es Moscú.
Proletarya için asıl önemli olan şeyi bilmiyorsun :
No sabes lo que es importante para el proletariado :
Asıl önemli olanı öğrenmedin. Pick and roll ( perdele ve devril ).
No aprendiste las reglas, tomar y girar.
Bu asıl önemli olan, mutlu olduğunuz sürece.
Eso es lo importante, que usted se alegre.
Asıl kendimizi ortadan kaldırmamız gerekiyor. Önemli olan bu.
Tenemos que llevarnos a nosotros fuera de su alcance.
Sayın Yargıç bu adamın sözcük çağrışım testinde verdiği cevapları anımsatabilir miyim? Bilinçli boyutta gayet iyi olabilir ama asıl önemli olan bilinçaltındakilerdir.
El Abogado defensor señala... y muy bien... que su prueba no tiene nada que ver con el caso.
Asıl düşünmemiz gereken sensin. Önemli olan eve dönecek kadar iyileşmen.
Pero tú debes recuperarte para volver a casa.
Asıl önemli olan evraklar.
Lo más importante son los papeles.
Asıl önemli olanın hayatta kalmak olduğunu sanıyordum.
¿ Por qué haces eso?
Asıl önemli olan bu.
Eso es lo que cuenta.
Önemli olan o değil. Asıl tehlike şurada...
¡ No te engañes!
Asıl önemli olan seni seviyor olmam.
¿ Ves?
önemli olan bu 110
önemli olan 207
önemli olan şey 19
önemli olan da bu 101
önemli olan bu değil 23
olan 30
olan oldu 100
olan bu 81
olan olmuş 22
olanaksız 58
önemli olan 207
önemli olan şey 19
önemli olan da bu 101
önemli olan bu değil 23
olan 30
olan oldu 100
olan bu 81
olan olmuş 22
olanaksız 58