Asıl soru Çeviri İspanyolca
1,967 parallel translation
Asıl soru, o neden saklanıyor?
La pregunta es : ¿ de qué se esconde?
Asıl soru şu, aşağıda ne arıyor peki?
La pregunta es, ¿ qué está haciendo aquí?
Asıl soru, şu anki bilgiyle senin ne yapacağın?
La cuestión es : ¿ qué harás con la información que ahora tienes?
- Asıl soru onları Charlie'nin hayatına sokmaya hazır mısın?
- La pregunta es, ¿ estás preparada para dejarlos entrar en la vida de Charlie?
Asıl soru, bilmesi gerekir mi?
La pregunta es, ¿ tiene que saberlo?
Asıl soru, kadının tespihinin, Lucius Woods'un dairesinde bunca yıldır ne aradığı?
La pregunta es : ¿ Qué harían los adornos de su rosario en el apartamento de Lucius Woods todos estos años?
Asıl soru, bu adam hakkında önemli olan şey KGHS'ye bu kadar aptal bir numara çektiren ne?
La verdadera pregunta es ¿ qué hace tan importante a este tio que obligaría al CSIS a montar esta estúpida maniobra?
Asıl soru, katil çoktan bilgiyi dış güce aktarmıştır.
Entonces la verdadera pregunta es, si el asesino ha pasado la información a alguna potencia extranjera.
Asıl soru hayatımızı bu kadar iyi kimin kontrol ettiği?
La pregunta es, ¿ quién podría controlar nuestras vidas tan bien?
Asıl soru, sen çalışabilir misin?
La pregunta es, ¿ tú sí?
Asıl soru, sen çalışabilir misin?
La pregunta es... ¿ Tú puedes?
Yani asıl sorulması gereken soru şu, ben kendimi nasıl mahvedebilirim?
Es decir, lo que de verdad estamos preguntando es, ¿ cómo me destrozaría a mí mismo?
Asıl soru... Kim?
La pregunta es... ¿ Quién?
Asıl soru şu en başta entropi neden bu kadar azdı?
La pregunta es, ¿ por qué la entropía era tan baja al principio?
Asıl soru, bu boktan TV şovu için, ölmeye hazır mısın?
La pregunta es : ¿ quieres morir por este programa de mierda?
Asıl soru nasıl dengeli hale getirileceği.
La pregunta es si esa materia puede ser estable.
Yüzlerce atomda işe yarayabilir, Asıl soru, 7000 trilyon trilyon atomdan oluşan organik madde yığını olan insanı sizi veya beni ışınlayabilicekmiyiz.
Unos cientos de átomos sería un progreso, pero la pregunta real es si seremos capaces de teletransportar el estado de los 7000 billones de billones de átomos que componen a una persona completa, de un lugar a otro y convertir una pila de materia orgánica en una copia de ti o de mí.
Savaşla yüz yüze kaldığımızda asıl soru şu olmalı.
Pregunta... cuándo se enfrentan a la prespectiva de la batalla...
Asıl soru, bunu yapacak mısın?
La cuestión es, ¿ lo hará?
Asıl soru şu : Jason'ın olayı ne?
No, la pregunta aquí es, ¿ qué es lo que pasa con Jason?
Asıl soru şu olmalı : Bu gözlüğü nereden buldun?
La cosa es, ¿ qué haces tú con estas gafas de sol?
O zaman asıl soru şu : Bu adam kim?
Entonces, la pregunta es, ¿ quién es éste?
Asıl soru da o zaten, dostum.
Esa es la cuestión, ¿ verdad amigo?
Sanırım asıl soru, Poole'un Komiser Reagan'dan hoşlanıp, hoşlanmayacağı.
Sí, pero la pregunta es si a Poole le gusta el Comisionado Reagan.
Tamam, ama asıl soru Leo Denver'a neden geri döndü.
Entonces supongo que la pregunta importante aquí es por qué ha vuelto a Denver.
Asıl soru şu ki, ne zaman arkadaş oldular ve niye?
¿ Cuándo se hicieron amigos? ¿ Y por qué?
Asıl soru bir ormanın neden insanlara ihtiyacı olsun?
La pregunta es... ¿ por qué un bosque necesita personas?
Ama asıl soru, hangi karakter olmak isterdin?
Pero la pregunta es : ¿ qué personaje serías?
Asıl soru bunun neden işe yaradığı.
La gran pregunta es porque eso funcionó.
Evet, asıl soru yayılmasını nasıl engelleyeceğiz.
Sí, la cuestión es, ¿ cómo vamos a evitar que se propague.
Asıl soru neden şimdi yeniden ortaya çıkartılıyor?
La pregunta sería, ¿ por qué surgió de nuevo?
Asıl soru geldi nihayet.
Por fin hay una pregunta de verdad.
Asıl soru, şu an nerede?
La pregunta es, ¿ dónde está ahora?
Asıl soru bunun neden işe yaradığı.
La gran pregunta es por qué funcionó.
Ama asıl soru şuydu.. nereye gideceğimi bilmiyorsam, ne giymeliydim
Pero la pregunta principal era : ¿ qué demonios se supone que debo ponerme?
Asıl soru :
Pregunta :
Asıl soru ; öyle olduğunu bilseydi sana söyler miydi?
La pregunta es, ¿ te lo diría él si pensara que eres tú?
Asıl soru bununla sen ne yapmayı düşünüyorsun, Chuck?
¿ Esto? La pregunta es, ¿ qué planeas hacer tú con él, Chuck?
Asıl soru bizden ne istedikleri değil Memur.
La pregunta no es por qué, Alguacil.
Asıl soru kaç yaşında olduğumuz değil, na zaman yaşında olduğumuz!
La pregunta no es cuántos años tenemos. ¡ Sino cuándo los tenemos!
Asıl soru, hangisi önce...
La pregunta es, ¿ Que fué primero?
Asıl soru bununla senin ne yapmayı planladığın Chuck.
La verdadera pregunta es ¿ qué planeas hacer tú, Chuck?
Buradaki asıl soru ise tüm bu olanlar seni yerle bir mi edecek yoksa daha da güçlü mü kılacak?
La pregunta es cómo te define eso. ¿ Te destruye, o te hace más fuerte?
Belki de asıl soru şudur :
La verdadera pregunta es :
Asıl soru neden.
La cuestión es por qué.
Asıl soru benim kimi yaptığım?
La pregunta es, ¿ a quién me voy a hacer este fin de semana?
Asıl soru şu, neden bu üç olay ve neden şimdi?
La pregunta es, ¿ por qué estos tres casos y por qué ahora?
Asıl soru onları neyin uyanık tuttuğu?
¿ La pregunta es qué les despierta?
Asıl önemli soru siz kimsiniz?
Lo importante es : ¿ quiénes son ustedes?
Ama buradaki asıl soru bunu Whiteside'ın yaptığını düşünüyor musun?
Pero responde su pregunta
Asıl soru bu.
Ésa es la pregunta real.
asıl soru şu 19
asıl sorun 24
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
soru 130
asıl sorun 24
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
soru 130
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
soruyorum 35
soru yok 54
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorumluluk 23
sorum yok 40
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
soruyorum 35
soru yok 54
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorumluluk 23
sorum yok 40