Önemli olan bu değil Çeviri İspanyolca
499 parallel translation
Önemli olan bu değil.
Eso no es lo importante.
Önemli olan bu değil!
¡ Eso no importa!
Önemli olan bu değil ki. Bermuda'ya gidip gitmediğimizi söylesin.
El caso es si vamos rumbo a las Bermudas.
Önemli olan bu değil.
No se trata de eso.
Önemli olan bu değil.
Eso no importa.
Elbette süvariler mazi oldu ama asıl önemli olan bu değil.
Claro que la caballería es cosa del pasado, pero ese no es el asunto.
Para hep ödenir ama önemli olan bu değil.
El dinero es el pago, pero no es el motivo.
Herkes bizimle. Önemli olan bu değil mi?
Todos participaron eso es lo importante ¿ no?
Kesinlikle iyi. Korkunç hissediyor ama yaşayacak. Uzun vadede önemli olan bu değil mi?
Está bien, se encuentra mal pero vivirá, es lo importante.
Önemli olan bu değil.
Esa no es la cuestión clave.
- İkimize. Önemli olan bu değil.
Eso no es lo importante.
Hayır ama önemli olan bu değil buradan ayrılayım yeter bana.
No,... pero eso no me importa, con tal de irme de aquí.
- Önemli olan bu değil.
- Ese no es el punto.
Çiftlik kendi kendini idare etmez. Önemli olan bu değil.
La granja no se atiende sola... pero ése no es el problema.
Ama önemli olan bu değil.
Pero ese no es el punto.
Evet, ama asıl önemli olan bu değil, bunu tekrar yapabilir misin?
Sí, pero la cuestión es si puede hacerse otra vez.
Şu an önemli olan bu değil.
Lizzie, eso no es importante ahora.
Önemli olan bu değil.
Ése no es el punto.
- Önemli olan bu değil.
- Eso no tiene importancia.
Sonuçta asıl önemli olan bu değil mi?
¿ No es lo que cuenta al final?
Önemli olan bu değil.
Eso no importa, es lo que...
Yani, önemli olan bu değil mi?
significa que eso es lo importante, cierto?
- Önemli olan bu, değil mi?
- Eso es lo más importante, ¿ no?
Önemli olan da bu, değil mi?
Eso es lo importante, ¿ no? .
Köprüyü havaya uçurmak sorun değil, önemli olan saldırının zamanlanması,.. ... bu da başka bir konu, siz Amerikalılar'ın dediği gibi.
Volarlo no es nada, pero hacerlo justo en el momento del ataque, eso es un caballo de otro color, como decís los americanos. - ¿ Ataque?
Ve önemli olan da bu isteklilik, değil mi?
Y en los grandes proyectos, lo que cuenta es la voluntad.
Ona göre önemli olan tek şey evlilik. Ama bu mümkün değil.
Con ella, sería boda o nada, y eso no es posible.
Tatile gidiyoruz, önemli olan da bu. Değil mi?
Nos vamos de vacaciones, y eso es lo que cuenta.
Önemli olan duyduğum hisler. İçimde büyük fırtınalar koptu. Ama açık söyleyeyim, dejenerasyon değil bu.
Lo que cuenta son sus fenómenos, la profunda deformación que ha causado en mí, que no es degeneración, que quede claro, porque si así lo fuese, lo habrías comprendido, dándote justamente asco o pena.
Önemli olan da bu değil mi?
¿ Acaso no es lo único que importa?
Bu hiç önemli değil, önemli olan bu dünyaya gelmiş olmak ve.. .. Ulu Tanrı'nın önümüze serdiği.. .. şu güzel nimetlerden tatmak.
Creedme, amigos míos, Io importante es estar en el mundo y gozar de todas las buenas cosas que el buen Dios nos ha dado generosamente...
Önemli olan da bu, değil mi?
Eso es lo importante, ¿ no?
Önemli olan da bu değil mi?
Eso es lo que cuenta.
Önemli olan da bu, değil mi?
Eso es lo que cuenta, ¿ verdad?
Birbirimizi seviyoruz, önemli olan da bu değil mi?
Nos queremos y eso es lo que importa ¿ no?
Önemli olan bu, değil mi?
De eso se trata, ¿ no?
Saitz, "ai" ile. - Asıl önemli olan da bu, değil mi?
- Éso es lo importante, ¿ verdad?
İçinde hasta olan bir bina, ama bu önemli değil.
Un gran edificio con pacientes, pero eso no tiene importancia.
Seni kaybetmenin acısı, sevgili kızım, benim gençliğinin baharında kızım, o kadar önemli değil. Ölümünden sorumlu olan bu canavarı bilemenin bana verdiği azabı çekmek ;
No me lamento tanto, mi querida hija, por eI hecho de que tú dejaste este mundo en plena juventud, sin llegar a vivir el tiempo que te correspondía, para mi pesar y tristeza.
# Ünlü bir alemci gibi # # Alkol akıyor Önemli olan da bu değil mi?
Cuando la gente me clava la mirada, no lo siento.
Ama sonuçta önemli olan bu da değil.
Pero no se trata de eso.
Önemli olan bu. Öyle değil mi, Jim?
Eso es lo que cuenta.
Görüyor musun? Bu ilkel yerliler için, önemli olan dil problemi değil. Önemli olan otoriter görünmek, hakim görünmek.
Con estos nativos primitivos, no es el idioma lo que importa, sino el aura de autoridad.
- Bu önemli değil. Önemli olan burada olmamız.
Lo importante es que estamos acá.
En az 4 saat burada kalacağız demektir. Ama önemli olan nokta bu değil.
Podríamos estar aquí horas.
Önemli olan da bu değil midir?
Y eso es lo esencial, ¿ No?
Burada önemli olan şey bu değil.
Eso no es lo más importante.
- Önemli olan bu zaten, değil mi?
¿ No es eso lo que cuenta?
Bu meslekte önemli olan zeka ve kurnazlıktır, gereksiz acele değil.
En este trabajo cuenta la astucia, no la velocidad bruta.
Ama her zaman değil, önemli olan bu.
Pero no todo el tiempo. Ese es el punto.
... önemli olan da bu değil midir?
¿ no es lo más importante?
önemli olan bu 110
önemli olan 207
önemli olan şey 19
önemli olan da bu 101
bu değil 117
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli birşey değil 33
önemli değil mi 21
önemli olan 207
önemli olan şey 19
önemli olan da bu 101
bu değil 117
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli birşey değil 33
önemli değil mi 21