Aynı şey Çeviri İspanyolca
9,036 parallel translation
Kızınız olursa size de aynı şey olacak...
Si es que tiene hijas.
- Aynı şey.
- Es lo mismo.
Kurduğumuz ve duyduğumuz kelimeler her zaman aynı şey olmayabiliyor.
¿ Cierto? Las... palabras que decimos y las palabras que escuchamos, que no son siempre la misma cosa.
Sen iyi olabilirsin ama annen için aynı şey geçerli değil.
Puede que tú estés bien, pero sé que tu madre no lo está.
Evet lakin tartışmakla söz vermek aynı şey değil.
Sí, pero las discusiones no son lo mismo que un compromiso.
Aynı şey gibi. Aynı şeyi tekrar tekrar duyuyormuşum gibi.
La misma historia, es como que te he escuchado contar... la misma historia, una y otra vez, así que...
Aynı şey sanırım.
Adivina, la misma cosa.
Aynı şey.
Es lo mismo.
Aynı şey ajanların için de geçerli Perales. Daha fazla katliam istemiyorum!
Lo mismo que tus agentes, Perales. ¡ No quiero más masacres!
Bazıları için ikisi aynı şey.
Para algunos es lo mismo.
- Aynı şey.
Es casi lo mismo.
Rocket'e söyle iş ve konser aynı şey.
Solo dile a Rocket que una actuación y un espectáculo son la misma cosa...
Anneme, Monica'ya da aynı şey birkaç kere olmuştu.
Lo he visto un par de veces con mi madre, Mónica.
Aynı şey Ross için de geçerli. Senin gibi cahil bir fahişeyle evlendiyse o zaman sonuçlarına katlanacak.
Y lo mismo vale para Ross, si se casó con una puta ignorante como tú, entonces debe asumir las consecuencias.
Aynı şey değil, Janet.
No es lo mismo, Janet.
Aynı şey demiyorum, Ted.
No he dicho que lo sea, Ted.
Aynı şey değil.
No es lo mismo.
Aynı şey bana olsa sen ne derdin George?
¿ Qué me dirías en esta situación, George?
Aynı şey sayılır. Şu viski ne alemde?
Casi. ¿ Qué pasa con ese Bourbon?
Sürekli aynı şey oluyor.
Siempre es lo mismo.
- Hayır, üzgünüm. Aynı şey hakkında konuştuğumuzu sanmıyorum.
No, lo siento, no creo que estemos hablando de lo mismo.
Aynı şey değil, bunu sen de biliyorsun.
Eso no es lo mismo, y lo sabes.
Aynı şey değiller.
No son la misma cosa.
Bunun "Hiçbir şey bulamadık" demekle aynı şey olduğunu zannediyorum.
Nada, querrás decir.
- İkisi aynı şey değil.
- No es lo mismo.
Aynı şey olmadığını biliyorum ama birkaç sene önce ben de babamla yüzleşmiştim. İçimi dökmek olayı ardımda bırakmama çok yardımcı olmuştu.
Sé que no es lo mismo, pero hace unos años me enfrenté a mi padre, y pienso que dejarlo salir realmente me ayudó a continuar.
Ölmeden önce yapılacaklar listemizde nasıl aynı şey olabilir ki?
¿ Cómo podemos tener algo igual de nuestra lista de cosas por hacer?
İkisi de aynı şey.Kalsam da gitsem de.
Entonces el efecto neto es el mismo si me quedo o me voy.
Hayır... Bu aynı şey değil. Wes bir anne değil.
No, no es... no es lo mismo.
Ayrıca bunu nasıl mı biliyorum çünkü her pazar aynı şey oluyor.
¿ Y sabes por qué lo sé? Porque haces lo mismo lo mismo cada domingo.
Telefon çalıyor. Yine aynı şey oldu.
¡ Es el teléfono!
Aynı şey için kaç kere ödeme bekliyorsun?
¿ Cuántas veces esperas que te pague por la misma cosa?
Yediyle 10 benim için aynı şey şu an.
Siete es lo mismo que 10 para mí en este momento.
Kendini benden kurtarman ve kendimi senden kurtarmam ; ikisi aynı şey. Yapışık ikizler gibiyiz.
Liberarte a ti de mí y... y liberarme a mí de ti, es lo mismo.
Evet, aynı şey.
Sí, la misma cosa.
Eh, bu aynı şey değil, değil mi?
Bueno, eso no es lo mismo ¿ verdad?
- Aynı şey değiller mi?
- ¿ Acaso no son lo mismo?
Ama çoğu şey aynı.
Pero muchas cosas son similares.
Ben annene bir şey yaptım, aynı zamanda ailemize.
Uh, hice algo... le hice algo a tu madre, pero también a nuestra familia.
İki şey aynı anda doğru olabilir.
Dos cosas pueden ser verdad a la vez.
Shia LaBeouf ünlü yani oradan bir şey çıkacağını sanmıyorum... Aynı apartmanda oturuyoruz.
Shia LaBeouf es famoso, por lo que no creo que vayáis a poneros en contacto...
Sonradan bir şey aynıydı.
Después de eso, nada fue lo mismo.
Senin dışarıya çıkman ve yeni onlarca şey denemen gerek yenilemek gibi değil, yeniden tasvir etmen gerek aynı ahmak adamlarla, aynı eski şeyleri.
Puedes hacer diez cosas nuevas no solo recrear, reimaginar lo mismo de siempre con el mismo hombre tonto.
Gerçekten yakınlaşıyorduk, ama sana ne yaptığını hatırladım ve ben- - şey, ben sana başka kimsenin aynısını yapmayacağından emin olmak istedim...
Estábamos verdaderamente cogiendo confianza cuando de repente recordé lo que te había hecho, Y yo... Bueno, quería asegurarme de que nadie te hiciera eso de nuevo.
Eğer aynı fikirde olmadığım bir şey söylerse sana haber veririm.
Si dice algo. y no estoy de acuerdo. Te lo haré saber.
Savaş zamanı ayrı görüş paylaşmak bizim için yabancı bir şey değil fakat aynı zamanda savaşı kazanmak adına şu ana kadar ne gerekiyorsa onu yapmışızdır.
No hemos estado ajenos a desacuerdos en el campo de batalla, pero también tenemos una muy larga historia de hacer lo que sea necesario para ganar la guerra.
- Pek bir şey yok, aynı.
- Nada especial, lo de siempre.
Sadece söylüyorum. Seni o manyakla aynı odaya koyarak çok iyi bir şey yapacağımızı düşünmüyorum.
Sólo digo que no creo que nos estemos haciendo ningún favor poniéndote en un cuarto con ese maniático.
Her şey aynı ağır çekimde ilerliyormuş gibi ve kalbinde bir acı oluyor.
Es como si todo fuera en cámara lenta y sientes este dolor en tu corazón.
Yani şey demek istiyorum sonuçta iki mendilde aynı masada ve...
Es solo que ambos están en la misma mesa, y...
Aynı şey.
La misma cosa.