Aşık çocuk Çeviri İspanyolca
263 parallel translation
Haydi, aşık çocuk.
Vamos, levántate.
Onunla ilgilen, aşık çocuk.
Ocúpese de ella, "Casanova".
Bunu biliyorsun, aşık çocuk.
Lo sabes, cariño.
Hadi durma aşık çocuk.
Adelante, cariño.
Hoşça kal, aşık çocuk.
Adiós, cariño.
- Sen ne dersen, aşık çocuk.
- Lo que tú digas, amor mío.
Dinle, aşık çocuk! Bu kadından arta kalan bu vahşi Marslılar ise..?
Si ella es una marciana venida aquí, ¿ dónde están los demás?
Aşık çocuk daha bitirmemiş.
El amigo aún no ha acabado.
Aşık çocuk!
¡ El noviecito!
Sen de aşık çocuk.
Tu también, nena.
Hey, aşık çocuk. Şu yemek işi nasıl gidiyor?
Oye, enamorado, a ver esa comida.
Sakin ol, aşık çocuk.
Tranquilo, enamorado.
Aşık çocuk nerede?
¿ Y tu amorcito?
Öldürebilirsen öldür aşık çocuk!
Mátala si puedes, rompecorazones.
Ama girdin, aşık çocuk.
Y tiene razón
Tamam, aşık çocuk!
¡ Muy bien, pequeño amante!
- Birşey daha, aşık çocuk.
- Una sola cosa, loverboy.
Geç, aşık çocuk.
Hasta luego, amado.
Güle güle, aşık çocuk.
Adiós, querido muchacho.
Hadi aşık çocuk. Leo bekliyor.
Vamos, Don Juan, Leo está esperando.
"Sakın bana dokunma, seni aşık çocuk"
"No me toques, cariño mío..."
"Sakın bana dokunma, seni aşık çocuk"
" No me toques, cariño mío...
- Sakın beni rahatsız etme, aşık çocuk "
. - No me engañes, ligón. "
- Demek komik olduğunu sanıyorsun aşık çocuk? - Keser misin şunu?
- ¿ Crees que tiene gracia, eh, Casanova?
Çünkü, aşık çocuk hiç değişmedi ve asla değimeyecek!
¡ Porque este Romeo no ha mejorado y nunca lo hará!
Hadi aşık çocuk!
Vamos, Don Juan.
Yirmi yedi yıl önce, aktristin biri evli bir yönetmene aşık oldu ve ikiz çocuk doğurdu.
Hace 27 años, una actriz se enamoró de un director casado... y dio a luz a mellizos.
Birini sevmek nasıl bir şey bilmiyorsun. Evli olmak. Aşık olduğun kadınla bir çocuk yetiştirmek.
No sabes lo que es estar enamorado, estar casado, criar a un hijo con la mujer que amas.
Bir çocuğun aşık olması aptalca gelebilir. Ama çocuk halimle bile duygularımı benden başka kimse bilemezdi.
Quizá sea ridículo pensar que un niño se pueda enamorar, pero yo soy aquel niño, y nadie, excepto yo mismo, sabe lo que sentí entonces.
Çocuk asık suratlı.
Boy pareces tener nubarrón encima.
İkimizin de çocuk olduğu, ve ona aşık olduğum zamana geri dönmüş gibiydim.
Me pareció regresar a cuando empecé a quererlo, cuando éramos niños.
Aşık olduğun o liseli çocuk değilim artık.
Ya no soy la chica a la que solías enamorar en el colegio.
Sonunda o kirli yerliye aşık olduğunu itiraf mı ettin... ve ondan bir çocuk mu yaptınız?
¿ Le confesaste por fin que te habías enamorado una vez... de una asquerosa india con la que tuviste una hija?
Evinden ilk kez uzak ve yalnız kalan bir çocuk genellikle ilk dokunduğu kıza aşık olur.
Un chico lejos de casa por primera vez, solo... muchas veces se enamora de la primera chica que ve.
Bir bakayım, tifo aşısı oldular, bir de tetanos aşısı... difteri aşısı, sarılık aşısı, çocuk felci aşısı.
A ver, están vacunados contra el tifus y el tétanos... la difteria, la hepatitis, la polio.
Tony " İnsanların birbiyle tanışması, aşık olması... evlenmesi ve çocuk sahibi olmaları çok garip...
Tony piensa " Es extraño. La gente se reúne, se enamoran, Se casan y tienen un hijo.
Onu sportif bir çocuk olarak çok sevdiğim için fazla kafa yormamışım. Ama asıl amacı kızımı avlamakmış!
¡ No pensé, cuando lo estimaba como cazador que estuviera dándole la caza a mi hija!
Aşık bir çocuk aldın mı?
¿ Encontraste un amante?
Şey, ne yazık ki, zavallı çocuk oldukça sıradan bir şarkıcıya aşık oldu.
Bueno, la chica se ha ido al sur con un cantante mediocre.
# Geçen Pazartesi, Leyden'da aşçı yamağı olan, "Çocuk" lakaplı... #... Adriaen Adriaenszoon hırsızlık suçundan asıldı.
El lunes pasado, el pinche Adriane Adrianszoon, conocido como El Niño, fue ahorcado por robar.
Bu çocuk aşık olmuş.
¡ El chico está enamorado!
Sekiz gün ve asık suratlı, somurtkan çocuk odasında Scrooge gibi oturdu.
Ya van ocho días y ese niñito llorón sigue en su habitación.
Cédulası olmadığı için kafasına kurşun sıkılıp tanka asılan bir çocuk.
Mataron a un chico porque no tenía cédula.
Çocuk öldüğünde, İngiltere'ye geri döndü. Charles'la tanıştı ve ona aşık oldu.
Cuando el niño murió, ella volvió a Inglaterra, conoció a Charles y se enamoró de él.
İddiaya varım, Marketteki sebzeci çocuk sana gerçekten aşık değildir.
¿ Te estás extralimitando en tus planes de evasión de impuestos?
Çocuk bir insana aşık oldu.
La niña se enamoró de un humano.
Eğer olmadıysan onu anlayamazsın. Bu çocuk aşık!
En el amor, ninguna ley puede afectar de cualquier manera, comprender
İyi güreşçinin aşık olduğu birisi ya da koruduğu küçük bir çocuk var.
El luchador bueno tiene una chica o un niño que proteger.
Onlar sadece aşık iki çocuk.
Al, solo son unos chicos enamorados.
Aşık çocuk ölmek için hazırlanıyor.
El enamorado está hablando de morir.
"17 Nisan, aşırı ses İtalyan çocuk eve kız arkadaşını getiriyor."
"17 de abril, ruido excesivo el italiano viene con una chica".
çocuklar 5285
çocuk 1118
çocukların 41
çocukları 61
çocuklarım 135
çocuklarını 17
çocuklarımız 21
çocukların var mı 28
çocukları severim 21
çocukken 158
çocuk 1118
çocukların 41
çocukları 61
çocuklarım 135
çocuklarını 17
çocuklarımız 21
çocukların var mı 28
çocukları severim 21
çocukken 158
çocuklara 23
çocuklar için 51
çocuklar nasıl 59
çocuklar iyi mi 22
çocuklar nerede 87
çocuklarım var 24
çocuklarla evde 16
çocuk yok 22
çocuk oyuncağıydı 17
çocuklar mı 47
çocuklar için 51
çocuklar nasıl 59
çocuklar iyi mi 22
çocuklar nerede 87
çocuklarım var 24
çocuklarla evde 16
çocuk yok 22
çocuk oyuncağıydı 17
çocuklar mı 47