English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Bana bakıyor

Bana bakıyor Çeviri İspanyolca

1,435 parallel translation
Herkesin bana bakıyor, görüyor musun?
Te fijas como se me quedan viendo todos
Ama Lucas farklı. Bana bakıyor ve beni gerçekten görüyor. Ruhumu görüyor.
Pero con Lucas, me mira y me ve de verdad penetra en mi interior.
- Hepsi bana bakıyor olacak
- Todos estaran mirandome.
İşlerin hepsi bana bakıyor desene.
Veo que este trabajo está hecho para mí.
Bana baktığını söylüyorsun ama gerçekten bana bakıyor musun?
Te estoy mirando, amigo. Dices que me estás mirando, ¿ pero de veras lo estás haciendo?
Tamam herkes bana bakıyor.
Bien, todos mirándome a mí.
İşim tehlikede ve herkes de gözünü dikip öylece bana bakıyor.
Mi trabajo peligra y todos me miran fijo.
O ve karısı bana bakıyor.
Él y su esposa me cuidan.
Kapıcıları bana bakıyor.
Su portero me está mirando.
Bazen o bana bakıyor, bazen de ben ona.
Sé que me admira. En cierto modo, yo Io admiro a él.
- O hep bana bakıyor.
Me mira fijamente. No miro fijamente a...
Dik, dik bana bakıyor.
Me está mirando.
Bilemiyorum. Sanki içinde bir şey varmış da bana bakıyor...
No sé, es como si hubiera algo dentro.
- Kimse bana bakıyor mu?
- ¿ Alguien me mira?
Ve neden canlandırmacılar bana bakıyor?
- ¿ Por qué me miran los de la recreación?
Bana bakıyor. Richard, köpek bana bakıyor.
- Richard, el perro está mirándome.
Adam gözlerini dikip bana bakıyor.
El tipo me está mirando fijamente.
Neden herkes bana bakıyor?
¿ Por qué todos me miran?
O kandırıyor O bir düzenbaz. Bana bakıyor..
El es un farsante Yo, yo yo, el me vio mirandolo.
İnsanlar bana bakıyor.
La gente se me queda viendo.
İzleniyorum. Herkes bana bakıyor.
¡ Todos me miran!
Bana bakıyor olma ihtimalleri aklına gelmedi mi?
¿ No te has parado a pensar que quizás me miran a mi?
Bana bakıyor.
Me mira.
Bakın, bana inanmıyor olabilirsiniz. Kimse inanmıyor olabilir.
No me vais a creer.
Dolmuş. Bana bak. 71. bölgede Danny Keough, garaj gibi bir şey yapıyor bu hafta, elemana ihtiyacı olabilir.
Danny Keough va a hacer un garaje este fin de semana.
Bak, J.D., beni terk ettiğinden beri, herkes bana bir kurbanmışım gibi davranıyor.
Mira, J.D., desde que rompiste conmigo todos me han estado tratando como a una especie de víctima.
Bir çocuk var, devamlı tavsiyelerimi gözardı ediyor sonra da ona kız adıyla seslendiğim her zaman, bana sulu gözlerle, ya da suratında bir feryatla bakıyor.
Tengo este muchacho que constantemente ignora mis consejos, y luego me lanza una mirada triste cada vez que lo llamo con nombres de mujer o le grito.
İnsanlar bana şeymişim gibi bakıyor...
La gente me mira como si- -
Bana daha çok onun tadına bakıyor gibi göründü.
Parecía que lo estaba probando.
Bana benden nefret ediyor gibi bakıyor.
Sí. Me mira como si me odiara.
Çıldırdım mı yoksa şu çocuk bana mı bakıyor?
¿ Estoy loco o ese tipo me está mirando?
Çünkü buradaki herkes bana bu işin bir parçasıymışım gibi bakıyor ve o şekilde konuşuyor.
Todos me miran y me hablan como si fuera parte de todo esto.
Ve bu boş bakışlar bana sadece yemeğinden sıkılmış bir ayıyı çağrıştırıyor.
Y esta mirada en blanco muestra que sólo les interesa la comida.
Bak ne yapıyor bana, göstereyim.
Deberías ver lo que le estoy permitiendo hacer. Espera.
yapımcı bana ters ters bakıyor.
El director pareció mirarme de mal modo.
Tabii, Van Aldin'in onu öldürttüğü de söyleniyor. Şu anda da bana doğru bakıyor.
Claro, según se dice, Van Aldin hizo que se la cargaran y como te decía, me está mirando.
Bak bana, öyle davranmıyor muyum?
Mírame, ¿ no actuó como tal?
İhtiyacım yok! Bakın, Polis bana saldırıyor!
¡ Miren, brutalidad policial!
Bana o kadar iyi bakıyor ki ödül almayı hak ediyor.
Se merece un premio por cuidarme tanto.
Bana kahrolası bir kemik parçası gibi bakıyor.
Y me mira como si fuera una maldita costilla.
İadesiz satışlardan aldığın birkaç şeyi daha geri götürdüm ve bu yüzden perakendeciler bana cimri gözüyle bakıyor ve bu mavi süveteri birinci değil ikinci iadem olacak.
Traté de devolver otras cosas que compraste y no podían devolverse... Io cual me hace quedar como una tonta. Y ésta no es la primera vez sino la segunda...
Bana doğru bakıyor.
Está ahí, mirándome.
İnan bana, hayata çok değişik bir bakış açısı kazandırıyor.
Te da una perspectiva de la vida muy rara, créeme.
Evet, bak, oyunu ben kuruyorum, o da bana arka çıkıyor.
Si, bueno, yo hago el juego, y él me repalda.
Bakın işte burada Jay bana başını sallıyor.
Miren, justo ahí era cuando Jay sacudía la cabeza.
Hem annemin yeni erkek arkadaşı bana bir tuhaf bakıyor.
Y aparte, mi mamá tiene este nuevo novio y se está poniendo extraño.
Bakın... Onun hâlâ yaşıyor olabileceğini bilmek, tekrar bana ve işime döndürüyor, onu öldüren işime...
Mire sabiendo que probablemente ella estuviera viva que volver conmigo y mi trabajo es lo que la mató...
Herkes bana sanki yas tutan üvey kızıymışım gibi bakıyor.
Sí, y todos me miran como si fuera la hijastra afligida.
Bak, ona söylemenin korkutucu bir fikir olduğunu biliyorum, ama inan bana, birşeyler saklamaya başladığında... problem de o zaman başlıyor.
Mira, sé que la idea de contárselo es aterradora pero créeme, cuando empiezas a ocultar cosas es cuando empiezan los problemas.
Haziranda mezun olmak istiyorsam herkesin iki katı çalışmam gerek, ve burada herkes bana uzaydan gelmişim gibi bakıyor.
Voy a tener que trabajar el doble de duro si quiero graduarme en junio, así que... Y aquí todo el mundo está dándome el trato de un animal de zoo, exceptuando a Nathan, que rara vez me mira.
O okula geri dönemem. Herkes bana değersiz herifin tekiymişim gibi bakıyor.
No puedo volver a esa escuela todo el mundo me trata como una mierda y asi es como me siento

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]