Belki de Çeviri İspanyolca
132,385 parallel translation
Belki de hepiniz hikayenize sadık kalmaya karar verirsiniz.
O quizá todos decidan ceñirse a su historia.
Belki de onlardan biri onun da içine girmiştir.
Quizá una de esas cosas también se apoderó de él.
- Evet ama belki de olmam gerek.
Sí, bueno, quizá hace falta.
- Belki de.
- Bueno, tal vez.
Belki de baban haklıydı.
Tal vez tu padre tenía razón.
Yaptığı doğruydu belki de.
Quizá su idea era buena.
Belki de hiç karışmayacaktı... Bir kavgaya hiç karışmayacaktı.
Quizás no se habría metido en una... no se habría metido en una pelea.
- Belki de daha iyi oldu.
- Tal vez es mejor así.
Belki de ben koca olmaya uygun değilim.
Tal vez no sea un buen esposo.
Belki de onu bize götürecek başka birisini buluruz.
Quizás encontremos a otro para dar vuelta más arriba en la jerarquía.
- Belki de kendin yapmazsın.
Tal vez no lo haces personalmente.
Belki de uyumazsın.
O quizá no.
- Belki de geçemez.
- Quizás no la obtenga.
Başka birisine yapılmış bir atağın yan zayiatıyız belki de.
Fue un daño colateral en un ataque a otro.
Belki de bu köpek kırıktır.
¿ Quizás este perro esté roto...?
Ancak belki de en önemlisi,
Pero, quizás más importante...
Ve belki de en iyisi, pé été de foie gras
Y quizás lo mejor de todo...
! Belki de olabilir
Bueno, quizás...
- Bilmiyorum. Belki de Bu saatlerden birine benziyor.
- No sé, quizás como a esos relojes
Belki de yarın.
Quizás mañana.
Belki de normal bir sıçrama değildi....... belki de istedikleri yere gidemediler.
Quizá no fue a salto normal. Quizá no fueron a donde querían.
Belki de Nebulaya maruz kalmaya devam etmenin, sistem hattında çıkmasına neden olduğu basit bir arızadır.
Quizá sea solo un mal funcionamiento en la matriz del sistema como resultado de una exposición continuada dentro de la nebulosa.
Belki de mürettebattan bir insanla konuşsam daha doğru olacak iki ile konuşmama izin ver.
Quizá sería mejor si hablo con un miembro humano de la tripulación. Déjame hablar con Dos.
Eğer burada gelecekten gelen bir başkası varsa, belki de onları fark edenler de olmuştur.
Si hay aquí alguien más del futuro, quizás se haya hecho notar.
Belki de aradığımız adam değildir.
Quizá no sea nuestro hombre.
Belki de bizim adamımızdır ve sadece sinirleri bozuktur.
Podría ser solo un tipo con un tic nervioso.
Belki de her zaman yapmamız gereken buydu... zamanda geriye gidip etki yapmak, o zaman paradoks olmaz.
A no ser que siempre hubiéramos estado destinados a viajar atrás en el tiempo e influir en la línea temporal, en cuyo caso, quizá no lo sea.
Belki şüpheli sadece buraya ceset bırakıyordur, öyleyse coğrafi profil oluşturabiliriz.
Quizá podamos confirmar este como el sitio de abandonos y podamos ponernos a trabajar en un geo-perfil.
Belki annenin burayla ilgili görüşü de değişmiştir.
Quizá la idea de tu madre sobre este país también lo hizo.
Belki yanlış yaptığı ve ondan beklentisi olan biridir.
Ya sabéis, alguien a quien él despreciase, alguien que esperase más de él.
Belki şüpheli de aynısını dediği bir kadındır ve kurbanlar da kendisini temsil ediyordur.
Entonces quizá la sudes sea una mujer a la que él animó a hacer lo mismo y estas víctimas son una especie de sustitutas de ella misma.
Bechet'nin yemek salonunda belki.
¿ En el comedor de Bechet?
Belki hafızan geri gelecek ama bu yeni gelişmiş Blaine hâlinde kalacaksın.
Tal vez tus recuerdos vuelvan, pero sigas siendo esta nueva y mejorada versión de Blaine.
- Oradan bir gün önce çıkmış olsaydım belki Kyle orada olmayacaktı.
- Si hubiera salido de allí... un día antes... quizás no hubiera estado allí.
Daha sonra ufak bir enerji toplamak için geri gelirim belki.
Quizás vuelva luego a por un poco de... estimulante.
Belki sen de gelmek istersin.
Pensé que tal vez querrías venir.
Ya da belki sadece bir önyargıydı Burnunu dolaştıran tek parça saçmalık. Ve o bir kötü yolculuk sonu
O a lo mejor solo fue alguna mierda filoriana de calidad que esnifó, y está teniendo un viaje chungo porque así es él.
Fark etmişsindir belki ama beyzbol kulübüm falan yok.
Quizá notes que... no tengo ningún equipo de béisbol.
Belki başka insanların ilgisini çekmek için bir adamın evini sebepsiz yere alt üst etmediğimdendir.
Quizás porque no doy vuelta la casa de alguien por nada solo para que otros me miren.
Fotoğrafları çektirmek için mi? Belki kostüm de giyebiliriz.
¿ Quieres decir una operación de fotos?
Belki hemen fark etmem diye araya sıkıştırdın ama fark ettim.
Escondida ahí para que yo quizás me dé cuenta más tarde. Pero ahí está.
Yok hayır! Belki biraz. Düşündüğümden daha kötüydü.
Bueno, un poco sí, es peor de lo que pensé
- Belki de siyah ve beyaz. - Ve bulanık.
Bueno, quizás sea blanco y negro
Belki biraz olsun günahlarımdan kurtulmuşumdur.
Quizás de alguna pequeña forma, me redimí a mi mismo.
Belki de dışarıda.
Quizás afuera.
Ölmeden önce, belki orada rahata erersin.
Quizás encuentres consuelo ahí, antes de morir.
Belki, aynı şeylerin tekrarı yerine, farklı şeyler yapmalısın,... bir şey değiştiriyor mu diye.
Quizás, en vez de repetir las mismas acciones, deberías hacer las cosas de manera distinta y ver si eso cambia algo.
Ama anlamalısın belki bir şeyler yapabilirim... 779 00 : 38 : 45,466 - - 00 : 38 : 47,100 Tartışmanın bir anlamı yok.
Pero, si puedo encontrar la manera de entenderlo, quizás pueda deshacer algunas de las cosas...
Belki onlar da kaçış kapsüllerine ulaşmayı başarmışlardır sadece biz başarmış olamayız.
Bueno, quizá también ellos lograron llegar a las cápsulas de escape. Nosotras no pudimos ser las únicas.
Hatıralarını geri almadan önce belki.
Quizás, antes de recuperar sus recuerdos.
Hem kim bilir, belki zaten yakınında olan birisidir.
¿ Quién sabe, quizás ese alguien ya está más cerca de lo que crees?