Belki değildir Çeviri İspanyolca
3,075 parallel translation
- Belki aramızdadır, belki değildir.
Bien, quizá lo esté, quizá no.
Belki değildir.
Tal vez no.
Derinlerde bir yerde Gibbs, belki de o kadar derin bile değildir benden farklı biri değilsin.
En el fondo, Gibbs.. y puede que no tan en el fondo.. tu no eres diferente a mi.
Belki Piyanocu değildir.
A no ser que él no sea el hombre del piano.
Belki de toplu imha bu savaşı durdurmanın tek yolu değildir.
Tal vez la aniquilación no es la única forma de detener esta guerra.
Belki de değildir.
Tal vez no.
Belki korktuğun kadar korkunç değildir.
Quizá no fuese tan horrible como temías.
Yani, dış görünüşü pek etileyici sayılmaz belki ama katil değildir.
Quiero decir, él no es muy simpático, pero no es un asesino.
Belki de sadece bir istiare değildir?
Bueno, tal vez no es solo una metáfora.
Belki de olay para değildir.
¿ Tal vez no es por el dinero?
Belki de tek temizledikleri şey kıyafet değildir.
- Tal vez no sólo laven ropa.
Belki de Afrika epey uzak değildir.
Bueno, quizás África no está lo suficientemente lejos.
Belki o kadar kötü değildir çünkü sitede birkaç mesaj var. Şuna tıkla, şuna.
Bueno, quizás eso no sea tan malo, porque aquí hay un par de posts, clickea en ese, en ese
Anne, belki de bu doğru bir karar değildir.
Mamá, quizás esta no es la decisión correcta.
Belki de tesadüf değildir.
O no hay coincidencia alguna.
Belki ciddi değildir ya da fikrini falan değiştirmiştir.
Quizás no hablaba en serio, o ha cambiado de opinión.
Belki de generalimiz artık Quinn değildir!
¡ Quizás Quinn ya no sea nuestro general!
Belki de iyi bir fikir değildir.
Tal vez esto no sea buena idea.
Belki de Lenny benim için doğru kişi değildir.
Creo que es porque quizás Lenny no sea el indicado.
Çünkü eğer sana söylemezsem belki gerçek değildir diye düşündüm. Artık gerçek oldu.
Porque pensé que si nunca te lo decía quizás no fuera real.
Belki de Memorial benim için doğru yer değildir.
Bueno, quizá el Memorial no sea mi sitio después de todo.
Belki de bara tek girmek o kadar kötü bir fikir değildir.
Tal vez entrar sola no esté tan mal.
Ama belki sorun ben de değildir.
¿ Sabes lo que creo?
Belki bir şey duymuştur. Belki bir şey görmüştür. Belki bildiğinin bile farkında değildir.
Quizá oyó algo, quizá vio algo, quizá ni siquiera sepa que lo sabe.
Belki o kadar da zor değildir.
Quizás no sea tan difícil.
Belki de şuanda ihtiyaç duyduğu şey bu savaşa girmesi gerektiğini söyleyen birisi değildir.
Y quizás lo que necesita ahora mismo no es alguien diciéndole que tiene que luchar esta batalla.
Yargılamıyorum kimseyi sadece diyorum ki belki de işe dönmeye hazır değildir.
Yo... yo no estoy haciendo un juicio de valor. Solo estoy diciendo, que no está preparado para volver a trabajar.
Belki de dudak parlatıcısı uçuk yetişen bir tarla değildir.
Tal vez su brillo labial no era un caldo de cultivo de herpes.
Belki de o bir fahişe değildir.
Tal vez no es una prostituta.
Belki de korsanlık sana göre değildir.
Tal vez la vida pirata no sea para ti.
Belki önemli değildir ama dün işten iki saatliğine ayrılmış.
Quizás no sea nada, pero salió del trabajo ayer por 2 horas.
Belli değildir belki de.
- Bueno, quizás la entendiste mal.
Ama belki de göründüğü gibi değildir.
Pero quizá no sea lo que parece.
Belki de tanıdığı biri değildir tanımadığı o kadına benzetmeye çalışıyordur.
Tal vez no era alguien que conocía... si no alguien que en quien estuvo intentando... convertir a estas mujeres.
Belki bu istemenle olacak bir şey değildir.
Quizás no es solo acerca de lo que tu quieres...
Belki avukatla konuşmak kötü bir fikir değildir.
Quizás hablar mediante abogados no es tan mala idea.
Belki 63'lü değildir.
A lo mejor no es uno del 63. ¿ Qué pasa con Hauser?
Belki o kadar değildir.
Quizá una pequeña duda.
Belki de değildir. Adamımız kim?
O no. ¿ Quién es tu hombre?
Bence ya yarın, ya da belki de değildir.
¿ Sí? Creo que mañana no sucederá.
Belki de kimi olayları çözmek mümkün değildir.
Quizás hay algunos casos que no pueden ser resueltos.
Belki de garip değildir.
Quizá no sea raro.
Babalarım, neye bakıyorsunuz? O kadar da kötü değildir belki.
Papis, ¿ qué estáis mirando? Quizás no estaba tan mal.
Belki de, parka gitmek için iyi bir gün değildir.
Puede que no sea el mejor día para ir al parque.
Belki de bu yeniden başlamamız için uygun bir zaman değildir.
Tal vez este no es el mejor lugar para que empecemos.
Tamam, belki burası yeterince sıcak değildir.
Ok, bueno, quizás no está lo suficientemente húmedo aquí.
Belki de adı Georgette değildir.
Tal vez su nombre no es Georgette.
Tamam, belki de tamamen fiyasko değildir.
Vale, puede que no sea un desastre total.
Belki de tamamen fiyasko değildir.
Vale, igual no sea un desastre total.
Bakan Barrish telefonda. Muhtemelen biri şaka yapıyordur ama belki de değildir. Ne yapacağımı bilemedim.
Tengo a la Secretaria Barrish en tu teléfono, así que probablemente es una broma, pero quizás no lo es, así que en verdad no sé qué hacer.
Tamam, belki de tamamen fiyasko değildir.
De acuerdo. Quizá no sea un desastre total.
değildir 62
belki 3654
belki de 1259
belki de öyle 45
belki bir gün 64
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki değil 57
belki mi 36
belki 3654
belki de 1259
belki de öyle 45
belki bir gün 64
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki değil 57
belki mi 36
belki sonra 108
belki biraz 51
belki de hayır 17
belki başka zaman 69
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki de ben 23
belki biz 32
belki bu 38
belki o 36
belki biraz 51
belki de hayır 17
belki başka zaman 69
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki de ben 23
belki biz 32
belki bu 38
belki o 36