Belki de değildir Çeviri İspanyolca
2,047 parallel translation
- Belki de o kadar kötü değildir
Oye, socio, tal vez no sea tan malo.
Tamam. Belki hepsinde ustalaşamadım ama belki de spor bana göre bir şey değildir.
Bueno, quizá no las dominé a todas, pero los deportes pueden no ser mi fuerte.
Belki de efsane değildir.
Tal vez no sea un mito.
Belki de grup değildir.
Y quizás no es una banda.
Belki yolun çok uzağında değildir.
Quizá no esté muy lejos de aquí.
Belki de hayatım senin resmettiğin kadar kutsanmış değildir.
Quizá mi vida no sea tan dichosa como la pintas.
Rach belki de bu iyi birfikir değildir.
Rach, quizá esto no sea buena idea.
Belki Megazeka o kadar kötü değildir.
Quizá Megamente no sea tan malo, después de todo.
Belki de onun bardağı değildir.
Quizá no sea su vaso.
- Göründüğü gibi değildir belki de.
- Quizá no sea lo que parece.
Belki de kurtarmaya çalıştığım kişi sadece o değildir.
Quizá no sólo esté intentando salvarla a ella.
Belki de yatılı okul çok kötü değildir...
Tal vez en internado no sea tan malo...
Belki okul o kadar da kötü değildir...
Tal vez la escuela no es tan mala después de todo...
Belki de sorun hep işvereninde değildir.
¿ Siempre fue culpa de los jefes?
Ama belki de orada değildir.
Pero puede que no.
Kusura bakmayın, ama bize lazım olan şey oyunu kurtaracak biri değildir belki de.
Con todo respeto, quizá Io que necesitamos no sea algo nuevo.
Belki de en güzeli değildir.
Quizás no sea para tanto.
Belki ihtiyacın olan şey bunun içinde değildir.
Quizá lo que necesitas no está aquí, después de todo.
Belki de o son İnsan değildir.
Tal vez no sea el último.
Bilmiyorum. Belki de gitmek iyi bir fikir değildir.
No lo sé tal vez irnos no sea una buena idea.
Belki de üzerine vazife değildir Albert.
Quizá no es asunto tuyo, Albert.
Pardon, belki de o senin standartlarına uygun değildir.O bir Seal değil.
Perdón, quizás no esté a la altura de tus gustos. Él no es Seal.
Bilmiyorum, belki de öyle değildir.
No lo sé, quizás no.
- Belki de benim hatam değildir.
- Así que tal vez no es mi culpa.
- Belki de o kadar kötü değildir.
- Quizás así está bien.
Belki de o kadar kötü değildir
Y quizá no esté tan mal tomarse un respiro momentáneo.
Çünkü ben üç buçuk yıl önce Avustralya'ya yalnızca bir ay kalmak için gelmiştim ve sonra senin için burada kalma kararı aldım ve son zamanlarda düşünüyorum da belki de olmam gereken yer burası değildir.
- Porque me vino en Australia tres años y un mes y tuvo una decisión de quedarse aquí para que usted y yo.. Y últimamente, me han preguntado, ¿ puede que están en el mundo que sea.
Veya belki de yalan bile değildir.
Tal vez no se trate de una mentira.
Belki de bu tek seferlik bir şey değildir.
Yo creia que era algo que hacias una sola vez
Belki de yalan söylemek ve aldatmak senin elinde değildir.
Tal vez no puedas evitar mentir y engañar.
- Belki de önemli değildir, ama...
Quizás no sea nada, pero...
Belki de işler göründüğü gibi değildir.
Supongo que a ese respecto hay más de lo que el ojo ve.
- Belki de iyi bir fikir değildir bu.
- Tal vez no es una buena idea.
O size kalmış, Yeryüzündeki bir doktor belki ruhsal olarak aynı değildir.
Es cuestión tuya, quizás el médico de la Tierra no sea como médico espiritual.
Bon Tempslılar belki de benimle aynı fikirde değildir.
Los ciudadanos de Bon Temps opinan lo contrario.
Belki de ona ulaşman için henüz geç değildir.
Tal vez no es demasiado tarde para que llegues a ella.
Belki de şimdi zamanı değildir.
Tal vez ahora no es el momento.
Belki de durum, senin Stivilettolar'ın peşinden gitmenle çok farklı değildir.
Quizá sea por lo mismo que tú fuiste por los Stiviletto.
Belki de öyle değildir.
Bueno, a lo mejor no.
Belki de mevzu Wilson hakkında değildir.
Tal vez esto no se trata de Wilson.
- Belki de aptalca değildir.
Tal vez no sea tan descabellado.
Belki de bu iş sana uygun değildir.
Que tal vez este trabajo no es para usted.
Belki de sorun bende değildir.
Sabes, tal vez... tal vez no soy yo.
Belki uzaylılar arkadaşça değildir. Öte yandan, bizim iletişim kurulmaya değmediğimizi bile düşünüyor olabilirler. Özellikle de antik megabeyin iseler.
En esta lejana granja del estado de Utah, está presionando los límites científicos y creando una nueva forma de agricultura.
Belki de önemli olan o değildir William.
Quizás eso no es lo que importa, Will.
Belki de burası o kadar kötü değildir.
Después de todo, quizá este lugar no sea tan malo.
Eh belki de keyfimin olmamasının sebebi o değildir.
Sí, bueno, tal vez eso no es todo lo que me molesta.
Belki de Dom ile alakalı değildir.
Tal vez no tiene que ver con Dom.
Belki de senin sesini duymayı istemeyecek kadar meşgul değildir.
Bueno, quizás no está tan ocupada como para no querer oír eso de ti.
Belki de bu kötü bir şey değildir, özellikle de işte.
Tal vez eso esté bien, especialmente en el trabajo.
Rita belki de hiç korkunç biri değildir. Kaba biri de değildir.
Tal vez Rita no era tan terrible.
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de daha fazla 40
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de daha fazla 40
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de bu 32
belki de öyledir 60
belki de vardır 18
belki değildir 19
belki de haklısındır 24
belki de haklısın 174
belki de haklıdır 22
değildir 62
belki 3654
belki bir gün 64
belki de öyledir 60
belki de vardır 18
belki değildir 19
belki de haklısındır 24
belki de haklısın 174
belki de haklıdır 22
değildir 62
belki 3654
belki bir gün 64
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki mi 36
belki sonra 108
belki başka zaman 69
belki biraz 51
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki bu 38
belkide 50
belki sen 32
belki mi 36
belki sonra 108
belki başka zaman 69
belki biraz 51
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki bu 38