English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Ben yapacağım

Ben yapacağım Çeviri İspanyolca

6,798 parallel translation
Hayır, sen gidip otur, gereğini ben yapacağım.
No, usted va y se paran en el pliegue. Voy a hacer el bateo.
- Sen yapmıyorsan ben yapacağım.
Vale, si no quieres hacerlo, yo lo haré.
Ben yapacağım.
Lo haré yo.
Ben yapacağım, onu bana ver.
Yo lo haré, dame.
Cehennemde çürüyeceksin ve bunu ben yapacağım. "
"Arderás en el infierno. Y haré que eso suceda". Vaya.
Hayır, ben yapacağımı biliyorum.
- No, yo sabría qué hacer.
Pekâlâ. Şey... Hayır, bunu ben yapacağım.
Está bien, Bueno, no, necesito hacerlo.
Bu şeyi o uzaklaştırmayacaksa, ben yapacağım.
Si no va a deshacerse de él, yo lo haré. - Bueno.
Savunmayı ben yapacağım.
Voy a darlo.
Kim ödeme yapacak? Ben yapacağım.
¿ Quién va a pagarle?
Bana ne yapacağımı söyleyemezsin, ben sana ne yapacağını söylerim!
¡ No me diga lo que tengo que hacer, yo le digo a usted lo que hacer!
- Ne yapacağım ben?
¿ Qué voy a hacer?
Ne yapacağım ben şimdi?
¿ Qué tengo que hacer?
Ben ne yapacağım?
Qué tengo que hacer?
Ne yapacağım şimdi ben?
¿ Ahora qué voy a hacer?
Ne yapacağım şimdi ben?
¿ Ahora qué hago?
- Şimdi ne yapacağım ben?
- ¿ Ahora qué hago?
Ne yapacağım şimdi ben?
¿ Qué voy a hacer ahora?
Sadece ben hepsini yapacağım, kal.
Quédate, yo lo haré todo.
O zaman ne yapacağım? Joel ben.
Entonces, ¿ qué hago? Joel.
Ben sana öyle bir fragman yapacağım ki daha ilk günden dolu olacak.
Ahora mira como me puse un trailer alucinante para usted. Primer día primera demostración, casa llena.
"Ne yapacağım ben?"
Pensaba : "¿ Qué rayos voy a hacer?".
O zaman ben de sen ne istersen yapacağım.
Haré lo que quieras.
- Ben de aynı şeyi yapacağım.
Sí, bueno, voy a hacer lo mismo.
Dostum, daima temizlik yapıyorsun ben nasıl yemek yapacağım?
Hermano, ¿ cómo hago para cocinar si siempre estás limpiando?
Bana yalnızca bir saniye ver, ben de oraya çıkıp senin için bunu yapacağım.
Dame un segundo entonces, y saldré y lo haré por ti. De acuerdo.
Ben bu işi eğlenceli yapacağım.
Buscaré más y más diversión.
Ne yapacağım ben?
¿ Qué hago?
Ne yapacağım ben şimdi?
¿ Qué voy a hacer?
Ben gidip yürüyüş yapacağım ve kafamı boşaltmayı deneyeceğim.
Creo que voy a dar una vuelta y, ya sabéis, despejar la cabeza.
Ne yapacağım ben?
¿ Qué voy a hacer?
- Ben ne yapacağımızı bulana kadar. - Bana ihtiyacın olursa ara, tamam mı?
Hasta que pueda averiguar qué hacer.
Ne yapacağım şimdi ben? Andaval gibi kendimi mi temsil edeceğim?
¿ Qué se supone que he de hacer en esta situación, representarme a mí mismo como un loco?
Donna, ben ne yapacağım?
¿ Donna, qué debo hacer?
- Anne, ben ne yapacağım?
¿ Qué voy a hacer mamá?
Ben gerildim, her şeye koşturuyorum ve bundan sonra yapacağımız şey gerçekten büyük olmalı.
Estoy apretado tratando de hacer todo, y cualquier cosa que hagamos luego, tiene que ser grande.
Kimse beni işe almaz ama ben yine de harika bir geri dönüş yapacağım.
Nadie va a contratarme, pero, voy a tener un currículum increíble.
Harvey sabırla beklememi söyledi. Ben de aynen öyle yapacağım.
Harvey me dijo que me quedara sentado.
Tanrım, ne yapacağım ben ya?
Dios, ¿ qué estoy haciendo con mi vida?
- Dostum, şimdi ne yapacağım ben?
Aw, mano, ¿ qué voy a hacer?
Kayıtlarını bizzat ben yapacağım.
Quiero escoltarlos personalmente.
Ama ortadan kayboldun ve ben de, başka ne yapacağımı bilmiyordum.
Lo lamento, de acuerdo, pero desapareciste, y no sabía qué más hacer.
Siz dava açtığınızda ben de şunu yapacağım.
Cuando lo haga, simplemente será archivada.
Peki kayıt dışı olarak soruyorum, şimdi ben ne yapacağım?
Ahora, extraoficialmente, ¿ qué hago?
Ben ne yapacağım peki?
¿ Qué se supone que debo hacer?
Ne yapacağım ben şimdi?
¿ Qué se supone que tengo que hacer?
Rachel, bana güvenmiyorsun anlıyorum ancak Louis benden onu idare etmemi istedi, ben de öyle yapacağım.
Rachel, no confías en mí. Lo entiendo, pero Louis me pidió que lo cubriera, y eso es lo que voy a hacer.
- Ne yapacağım ben?
- ¿ Qué voy a hacer?
- Anne ne yapacağım ben?
- Mamá, ¿ qué voy a hacer?
İstediğini yap, ben de öyle yapacağım.
¡ Si tú haces lo que quieres, yo también lo haré!
Eğer ben ölmüş olsaydım, Will'in de tam olarak yapacağı şey bu olurdu.
Si yo estuviera muerta, es exactamente lo que Will haría.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]