English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Ben yaşıyorum

Ben yaşıyorum Çeviri İspanyolca

1,966 parallel translation
- Ben yaşıyorum.
- Bueno, yo no.
Evet. Ama burada ben yaşıyorum ve adım Sam değil, Roger.
- Sí, yo vivo aquí y me llamo Roger.
Aslında ben yaşıyorum ve bu konuşmayı yapıyoruz tamam mı?
De hecho estoy vivo y que estamos teniendo esta conversación ¿ de acuerdo?
Ben yaşıyorum.
Estoy vivo.
Afedersin, ben Eileen. Bir kat altta yaşıyorum.
Lo siento, soy Eileen, vivo un piso más abajo.
Ben mi, hayır, hayır. Ben yalnız yaşıyorum.
- ¿ Cuánto demorará?
Birlikte Wharton'a gidiyoruz. Ben kampus dışında yaşıyorum.
Divya... es mucho más que las acciones.
Benimle hiç birşey paylaşmıyordu... belki bundan vazgeçip bana geri döner diye ümit ettim... her gün, bana anlatır diye ödüm kopuyordu... gizlediği sürece... bir gün bunları bırakacağına ümit ediyorum... ben bu ümitle yaşıyorum... bunun için herşeyi yaparım.
Siempre sentía que si él no compartió esto conmigo... Entonces él renunciaría un día y volvería... Cada día que he vivido con el temor de que me pueda decir...
Albay Popo Parmak. ve. ben. ayda. yaşıyorum o. yüzden. böyle. ay. aksanı. ile. konuşuyorum.
Soy el Coronel dedo-trasero, y vivo en la Luna, hablo así, con un acento de la Luna
- Ben burada yaşıyorum.
- Afuera. Afuera. - Yo vivo aquí.
Ben Julia'nın aklında yaşıyorum.
Estoy en la mente de Julia.
Ben de Tanrı'nın kimseye yardımcı olamadığını kanıtlamak için yaşıyorum.
Pero yo soy una prueba de que ese concepto no sirve.
- Aynı şeyleri ben de yaşıyorum.
Yo los tengo.
Lehimizde olanlar ; tesise 10 dakika uzaklıkta yaşıyoruz ve ben çalışmıyorum.
Los pro : vivimos a 10 minutos del centro. Y yo no estoy trabajando.
- Eğer ben olsaydım asla 15. yaş günümde sarayı turlayıp etrafta öylece yatan eğirtmeçi elime almazdım... Tabii eğirtmeçin ne olduğu hakkında en ufak bir fikri bile olmamasını hesaba bile katmıyorum.
- Si hubiese sido yo no habría explorado el castillo al cumplir los 15 ni habría tocado cada huso en el camino especialmente sabiendo, como creo que ella sabía ¡ qué diablos era un huso!
Bahse girerim ; "Sen pizzadan nefret ediyorsun" Ben babamla yaşıyorum.
Apuesto a que dices algo como "¡ Nada de pizza!" Vivo con mi padre.
İyi çünkü ben bu anı hayatımda ilk defa yaşıyorum.
Porque yo estoy viviendo mi vida... ¿ sabes? Este momento... por primera vez...
Ben de bu evde yaşıyorum.
Vivo en esta casa también.
Bu sebeple ben büyük evde yaşıyorum ve sizde şu pisliği kullanıyorsunuz.
Por eso yo vivo en una casa enorme... y usted conduce esa chatarra de mierda.
Güzel aslında ben bu mahallede yaşıyorum yani size şeyden bahsedebilirim...
Yo vivo en el vecindario y podría - contarle sobre...
Ben Japonya'da yaşıyorum, hatırladın mı?
Vivo en Japón, ¿ recuerdas?
Normalde, ben acı nane adamıyım ama hayatımı sınırlarda yaşıyorum.
Tradicionalmente soy un chico de menta. pero estoy viviendo al maximo.
Ben gerçek dünyada yaşıyorum Dedektif.
Vivo en un mundo práctico, detective.
Sa... Sadece... ben bir stüdyo dairede kedimle yaşıyorum ve...
Es... es solo que vivo en un estudio y con un gato...
- Ben de burada yaşıyorum.
- Yo también vivo aquí, sabes.
Senin yaşadıklarını ben de yaşıyorum.
Y hay algo en ti que está haciendo algo en mí.
Ben de burada yaşıyorum.
- Yo también vivo aquí.
Ben bunun için yaşıyorum.
Para esto vivo.
Ben sizin dünyanızda yaşamıyorum, burada yaşıyorum.
No me importaba. Yo no vivo en su mundo. Vivo aquí.
Karım yok, çocuklarım da, ben kız kardeşlerimle yaşıyorum.
No tengo esposa ni niños, vivo con mis hermanas.
Bak Koontz, ben üç yaşımdan beri burada yaşıyorum.
Mira, Koontz, vivo aquí desde que tenía tres años.
"İyi vakit geçirmek için alkole veya uyuşturucuya ihtiyacım yok ben hayatı yaşıyorum."
"Yo no necesito beber ni drogarme para pasármelo bien, a mí la vida me da subidón."
Bunu yaşıyorum ben.
¡ Lo estoy viviendo!
- Evet, sen aşağıda yaşıyor olabilirsin ama ben yukarıda yaşıyorum!
Porque así tomas las cosas tú... ¡ Pero yo las tomo así!
Ben sekiz yaşımdaydım. Annem o sırada hamile olduğu için hatırlıyorum.
Cuando tenía 8 años.
- Ben burada yaşıyorum.
Vivo aquí.
"Merhaba, ben eski Nate'im ve ben de burada yaşıyorum."
"Hola, soy el viejo Nate, y también vivo aquí."
Ben mi, hayır, hayır. Ben yalnız yaşıyorum.
No, vivo solo.
Birlikte Wharton'a gidiyoruz. Ben kampus dışında yaşıyorum.
Bueno, vamos a Wharton juntos, yo vivo fuera del Campus.
Ben aşkımı arabalarla yaşıyorum.
Los autos son mi única pasión.
Ayrıca haberin olsun, ben burada yaşıyorum. İstediğimi yaparım. Bana daha iyisini bildiğini söylemekten vazgeç!
vivo aquí y hago lo que quiero, así que deja de decirme que tú sabes más.
- Alo, adım Elaine, 22 yaşındayım. İyi bir işim var ve ben de bir ev arkadaşı arıyorum.
Hola, me llamo Elaine, tengo 22 años tengo un buen trabajo y busco también a alguien para compartir apartamento.
Ben bir çeşit, bilirsin işte, zalim keşişe dönüştüm, elmastan mağaramda yaşıyorum.
Me convertí en una clase de adusto ermitaño viviendo en mi cueva de diamante.
Navid, dostum, Ben "rüya" yı yaşıyorum.
Navid, amigo mío, estoy viviendo un sueño.
Ben bu durumla barışık yaşıyorum zaten.
He hecho las paces con eso.
Bakın, ben hayatımı yaşıyorum, umarım eşim de aynısını yapıyordur. Tamam, oyun boyunca nerede olduğunuzu söyleyebilir misiniz?
Explícame las gotas de sangre.
Çünkü ben gerçek dünyada, güneşe çıkan vampirlerin yandığı yerde yaşıyorum
Porque vivo en el mundo de verdad, donde los vampiros se queman en el sol.
- Yalnız yaşıyorum. Ama ben...
Pero yo no lo hice.
Çünkü ben vampirlerin güneşte yandığı gerçek dünyada yaşıyorum.
Porque vivo en el mundo real donde los vampiros arden con el sol.
Ben Dillon'da yaşıyorum. Ve Dillon'daki insanlar avlanmaya giderler ve hayvanları vururlar.
Yo vivo en Dillon, la gente de aquí se van a cazar animales.
Ve ikincisi, ben de Dillon'da yaşıyorum. Ama avlanmıyorum.
Vivo en Dillon y no cazo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]