English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Beyaz çocuk

Beyaz çocuk Çeviri İspanyolca

554 parallel translation
Kibar bir beyaz çocuk, değil mi?
Es un buen chico, ¿ verdad?
Beyaz çocuk Kırmızı Ceketliyi kurtarmak için yalan söylüyor.Bütün kabile askerlerin geleceğini biliyor.
Niña blanca mentir para salvar a casaca roja. Toda la tribu saber que los soldados vendrán.
Bir beyaz çocuk. Benimle.
Un chico blanco conmigo.
Bana bak beyaz çocuk anca ölü bir siyahı becerirsin sen. ... çünkü bunu yapmanın tek yolu bu.
Entonces, hombre blanco, más vale que le guste con una negra muerta... porque es la única forma en que tendrá a ésta.
Bu gün gelen beyaz çocuk adam olabilir.
Tengo uno nuevo, un chaval blanco, que promete...
Şimdi uza beyaz çocuk.
Sólo lárgate, blanquito.
Acaba kaç tane zenci çocuk ve beyaz çocuk sarı kâbuslar görüyor kendi kafalarında yarattıkları sarı tehlikenin korkusu...
Me pregunto cuántos niños blancos y negros... tienen pesadillas amarillas, su propia clase de miedo al peligro amarillo...
Kimseye sahip çıkmyorsun ama çıkarcısın. Sen busun, geveze beyaz çocuk!
¡ Tú solo miras por ti, blanco!
Bu beyaz çocuk dünyanın en çatlak herifi.
Ese chico es un loco hijo de puta.
Düşün, beyaz çocuk?
¿ Crees que puedes, blanquito?
Ne var? Seni öldüreceğim beyaz çocuk.
¿ Qué pasa, gilipollas?
# Dikkat et # # Küçük beyaz çocuk #
Estás soñando pequeño niño rubio.
# Kara deliklere # # Dikkat et # # Küçük beyaz çocuk #
Recuerda sólo en lo salvaje.
Cap, Bilmiyorum, büyük beyaz çocuk.
Cap... no sé, un gran chico blanquito
Bak beyaz çocuk...
Pero ¿ qué dices, rubio?
Senin daha yapacağın bir iş var, beyaz çocuk!
No has terminado el trabajo, blanco.
Hayat böyle beyaz çocuk.
Así es la vida, blanquito.
- Kapa çeneni beyaz çocuk.
Eres un maldito drogadicto.
Hey, neden senin gibi bir beyaz çocuk eski bir mızıkacı için yanıp tutuşuyor
Hey, ¿ por qué a un chico blanco como tú está tan ansioso de tocar armónica?
Beyaz çocuk, ne bekliyorsun?
¡ Eh, blanquito! ¿ A qué esperas?
Beyaz çocuk, bir doların var mı?
Oye, chico blanco, ¿ me das un dólar?
- Kapa çeneni beyaz çocuk.
- Callate, chico blanco.
O iki beyaz çocuk olmasa adamların buraya gelir miydi sanıyorsun?
¿ En serio cree que los habrían enviado si no fuera por los dos chicos blancos?
Her yıl Junkanoo'da bir beyaz çocuk yere düşer.
Todos los años algún blanco se lastima durante el Junkanoo.
Şansın varmış beyaz çocuk.
Estás de suerte, blanco.
- Çekil yolumdan beyaz çocuk!
¡ Fuera de mi camino, carilindo!
Ne düşündüğünüzü biliyorum. "Bir başka silahlı çılgın beyaz çocuk daha bulduk."
Sé qué estáis pensando. "Aquí tenemos a otro blanco chiflado con una escopeta".
Ve seni test ettiysem, sonuç ortaya çıktı. Sınıfta kaldın beyaz çocuk.
Si te estaba poniendo a prueba lo descubrí y tú fallaste, niño blanco.
Müziği çal bakalım beyaz çocuk.
Menudo temazo has puesto.
Yarı zenci yarı beyaz çocuk istemiyorum.
No. No quiero hijos mirad negros, mirad blancos. ¡ No!
Bu funky müziği, beyaz çocuk Play! "
El juego que la música funky, blanquito! "
Demek ki "ne bildiğimi yapıyormuşum", beyaz çocuk.
Bueno, parece que hice lo que sabia hacer, ¿ cierto, chico blanco?
Etrafta beyaz çocuk yok.
Quizá no había ninguno cerca
- Siktir git, beyaz çocuk! - Siktir et şunu.
¡ Vete al infierno, imbécil!
- Benimle oyun oynama, beyaz çocuk.
- No jueges conmigo hombre blanco.
Kaçsan iyi olur, beyaz çocuk!
¡ Es mejor que corras, muchacho blanco!
- Seni bırakacağım beyaz çocuk!
- ¡ Voy a tirarte, muchacho blanco!
- Tetikçiye ihtiyacım var, beyaz çocuk... sadece saatler yumruk atan birisine değil.
- ¿ Cuál es la estafa? Necesito un detonador, chico blanco no cualquiera que sólo apriete el reloj.
Altı yaşındaki bir çocuk, beyaz düğmeleri siyahlardan ayırmak gibi basit bir şeyi bile yapamıyor.
Un niño de 6 años no supera una prueba elemental consistente en separar los botones blancos de los negros.
Çocuk beyaz şeytan dönecek diyor.
El Boy dice que el demonio blanco ha vuelto.
- Beyaz bir çocuk mu?
- ¿ Un chico blanco?
Taşralı bir çocuk olabilirim ama Başkan beni durdurmaya çalışırsa Beyaz Saray'ı milyonlarca telgrafa boğarım!
Quizá sea un chico de campo pero si el Presidente intenta detenerme inundaré la Casa Blanca de millones de telegramas.
Yerliler daha iyidir, beyaz adam dan daha çok çocuk yaparlar.
Indio mejor, hace que más niños que el hombre blanco
- Bana beyaz bir bayrak ayarla, Mavi Çocuk.
Pon una bandera de tregua, Muchacho Azul.
Beyaz adamlarla konuşmanın sadece bir yolu vardır ki o da, onların dilinden konuşmaktır. Sessizlik! Eğer onlar silahları ile konuşmaya kalkarlarsa, siz de silahlarınızla cevap verirsiniz, çocuk oyuncağı.
- Hay sólo una forma de hablar con los blancos, y es en su propio idioma si te hablan con armas, respondes con armas, es muy fácil
Senin gibi beyaz bir çocuk Beale caddesinde ne yapıyor?
¿ Qué hace un chico blanco como tú aquí en Beale Street?
Banliyöde küçük bir ev, beyaz parmaklıklı bir bahçe... belki bir köpek ve 2,4 çocuk.
Una casita en las afueras, una valla blanca... tal vez un perro, 2,4 hijos.
Siyah olmanla ilgili bir sorun vardır, çünkü ne kadar zeki ya da aptal olursa olsun, beyaz bir çocuk o dünyada doğmuştur.
Algo que tiene que ver con ser negro. Porque, por tonto o listo que sea un niño blanco, nace en ese mundo.
Hey çocuk, bir kaç saniye önce buradan beyaz bir adam geçti mi?
Chico, ¿ has visto a un hombre blanco por aquí hace un momento?
Hadi beyaz çocuk!
¡ Vamos, blanquito!
İşlevseli olmayan bir kurt-çocuk. Ben Kızılderililer ve beyaz halk tarafından hor görülüyordum.
Ya que era un niño-lobo disfuncional... me despreciaban tanto los indios como los blancos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]