Birkaç kere Çeviri İspanyolca
729 parallel translation
- Onunla beraberken birkaç kere denemiştim.
La probé un par de veces...
- Ona birkaç kere acıdım.
- Alguna vez he sentido piedad de él.
Saçını birkaç kere daha yıkaman gerekiyor.
Tendrá que lavarse el pelo varias veces.
- Birkaç kere vurdum. Sen iyisin, daha önce hiç kimse Ernie'ye vuramamıştı.
Bien por usted, todo el mundo quiere golpear a Ernie pero nadie lo hace.
David'in bulunabileceği her yeri farklı zamanlarda birkaç kere aramış.
Ha llamado a todas partes varias veces.
Bir kere değil, birkaç kere hem de.
Varias veces.
Söyleceklerim, duyanlar için önemli ve değerli olabilir. Birkaç kere düşünüp vazgeçtikten sonra, ama en sonunda yaptığım gibi... bir şeyler yapılabilirdi. Gerçi, maalesef çok geç artık.
Para que se lo piensen dos veces, como al fin hice yo, aunque por desgracia demasiado tarde.
Birkaç kere vur yeter.
Sólo golpéelas.
Birkaç kere tuvalete gitti, üç tane masal anlattım ve bir bardak su içti de ancak uyuyabildi.
Tuvo que ir al baño varias veces, oír tres cuentos... y beber un vaso de agua antes de dormirse finalmente.
Hayır komutanım. Ahırın etrafında beni birkaç kere dolaştırırsanız, iyi olacak.
Estare mejor si damos un par de vueltas al granero.
- Dükkanına birkaç kere mi geldi?
- ¿ Ha estado en tu tienda más de una vez?
Sadece birkaç kere okuldan eve beraber yürümemizin hiçbir anlamı yok.
Que haya dejado que me acompañaras a casa... no significaba nada.
Ben buraya yalnızca birkaç kere geldim, öyle uğradım o kadar.
Sólo he estado aquí en pocas ocasiones, paseando por ahí.
Orada iyi tanıdığım birine rastladım ; birkaç kere rastlaşmıştık.
Vi llegar a alguien a quien conocía.
Birkaç kere lafa daldı, ama genele baktığımızda ne dersiniz?
Se que cometio una o dos faltas, pero que piensa finalmente?
Birkaç kere çok yaklaştım.
Estuve a punto de hacerlo un par de veces.
Ona yaslanıyordu. Birkaç kere de ona kalçasıyla vurdu.
Se recostaba en él... y un par de veces le dio un golpe con la cadera.
Yılda birkaç kere giderim.
Voy un par de veces al año.
Arada birkaç kere Nancy Ashton'ı ziyaret ettiğini söylemiş.
Le ha visto visitando a Nancy bastantes veces.
Çocukken birkaç kere ölümden döndüm.
De pequeño estuve a punto de morirme dos o tres veces.
Sadece birkaç kere daha uğra.
Sólo un par de consultas más.
Şimdiden elimizde dünyayı birkaç kere havaya uçuracak gücümüz var.
Ahora tenemos la capacidad de destruir el mundo varias veces.
Jiggs'i nereden tanıyorsunuz? Jiggs, birkaç kere komitemize gelip, bize bazı iyiliklerde aracı oldu.
Ha declarado ante nuestra comisión y me ha hecho algunos favores.
Hazır bu adamlar gibi değilken, birkaç kere de Kuzeylilerin ve Konfederasyon birliklerinin mevzilerinden geçeceğimizi düşünürsek nereye gittiğimizi söylersin belki diye düşünmüştüm.
Pero como estoy vivo y he notado que cruzaremos líneas Yanquis y Confederadas varias veces, pensé que podrías decirme adónde vamos.
Birkaç kere burada çalıştım.
He trabajado en ella un par de veces.
Birkaç kere.
Lo vi varias veces.
Karım zaten bildiği her şeyi polislere birkaç kere anlatmıştı.
Mi esposa ya le ha contado a la policía varias veces lo que ella sabe.
Birkaç kere çok zor durumda kaldığımı itiraf etmeliyim.
De manera que me sentí muy mal un par de veces.
Ve bence biz güreşirken birkaç kere patlayıp sıradan, ama paha biçilemeyen baba yadigarlarını parçalara ayırması gerekiyor.
Claro. ¿ Para qué sirve, si no? Y debería dispararse una o dos veces, destrozando valiosas reliquias.
Birkaç kere kontrol edildi.
Ya lo han revisado varias veces.
Birkaç kere neredeyse takla atacak gibi oldum.
Casi me he volcado un par de veces.
Onunla birkaç kere çıkmıştım.. - Evet?
He salido con ella un par de veces.
- Birkaç kere.
- De vez en cuando
Birinci sınıf öğrenci gurupları... Haftada birkaç kere toplanırlar...
Grupos de estudiantes de primer año... se juntan un par de veces por semana.
Dönüş yolunda birkaç kere daha ateş edildi ancak bu kez isabet almadık.
hubiese sido bastante imposible. Nos dispararon cuando retornabamos pero no nos dieron nuevamente.
Birkaç kere.
- Gracias.
Birkaç kere Cathy'i almaya geldiğinde görmüştüm.
Lo vi un par de veces cuando venía a buscarla.
Birkaç kere öğle yemeğini birlikte yemiştik.
Almorzamos juntas un par de veces.
Buralardan geçerken birkaç kere uğradım ama evde hiç yoktun.
Pasé unas cuantas veces, pero nunca estabas.
Bana birkaç kere telefon etti. Son derece endişeli ve sıkıntılı bir durumdaydı. Ve beni hala seviyor.
Bueno, me llamó varias veces muy deprimido y todavía me quiere.
Sizden birkaç kere istenmesini bekleyin. Sofraya bol su getirmeyi de unutmayın. Bol bol su içsinler.
Esperad que se os pida dos veces, y acordaos siempre traer bastante agua.
Gündüz birkaç kere külotumu değiştirmek zorundayım ve kan da akıyor.
Tengo que cambiar mi pantaleta dos o tres veces al día. Y mucha sangre.
Ben küçükken, ara sıra evimize gelirdi. Birkaç kere. Ona güvenebiliriz.
y venía a nuestra casa cuando yo era pequeña, y es un buen tipo, sabe un par de cosas.
Birkaç kere çalışmıştım. Ulaşabilirim.
- Trabajé con él un par de veces.
Birkaç kere seni konuşmaya dahil etmeye çalıştım.
He intentado varias veces a fin de incluirte en la conversación.
Her zaman aynı şekilde dönmüyor ama iki kere bizim rotamızın önünde... paralel gitti. Birkaç dakikalığına da olsa.
No siempre gira en la misma dirección, dos veces lo ha hecho, para ir en paralelo a nuestro rumbo durante unos minutos.
Burada birkaç kez görülmüş. Bir kere daha dal, Balthazar.
Baltasar.
Birkaç kere mi?
¿ Varias veces?
İshalden muzdarip Birmingham'lı birkaç lenfatik sekreter ve sarkık beyaz bacakları. Çarpık bacaklı, esmer garson Manuel. Haftada bir kere Roma harabelerine gezi vardır.
I mecanógrafas de Birmingham con diarrea... y piernas blancas, y camareros peludos que se llaman Manuel.
Birkaç gündür ofisinizi belki yüz kere aradım.
Y nada. Bueno, le he hablado cien veces en los últimos tres días.
Yabancı ona Paul Lazzaro'nun kim olduğunu ve penissiz yaşamın nasıl olacağını düşünmek için birkaç saniye verecek sonra da onu bir kere de kıçından vurup, çekip gidecek.
Le dará un par de segundos para que piense en quién es Paul Lazzaro y en cómo será la vida sin su pito. Luego le meterá un disparo en las tripas y se irá.
kereste 17
birkaç 16
birkaç gün sonra 35
birkaç ay sonra 20
birkaç hafta sonra 22
birkaç gün önce 41
birkaç dakika sonra 23
birkaç saat önce 23
birkaç gün içinde 28
birkaç dakika önce 30
birkaç 16
birkaç gün sonra 35
birkaç ay sonra 20
birkaç hafta sonra 22
birkaç gün önce 41
birkaç dakika sonra 23
birkaç saat önce 23
birkaç gün içinde 28
birkaç dakika önce 30