Birkaç saat önce Çeviri İspanyolca
969 parallel translation
Birkaç saat önce tanıştığın bir şairle Paris'e gideceksin.
Usted está volando a París Con un poeta que se conocieron hace unas horas.
- Başladın bile, birkaç saat önce.
- Ya empezó, hace varias horas.
Birkaç saat önce de yoktun.
Ni tampoco estabas al comienzo de la tarde.
Düellodan birkaç saat önce, duş alınması tavsiye edilir. Sadece düellocu, diğerleri değil.
"Unas cuantas horas previas al duelo es aconsejable darse un baño".
Birkaç saat önce itiraf etmiştiniz.
Hace unas horas lo admitió
- Birkaç saat önce pek emindi.
- Estaba muy seguro hace unas horas.
Şu alabalıklar daha birkaç saat önce sudaydılar.
Estas truchas estaban en el arroyo hace unas horas.
Birkaç saat önce çıkması gerekiyordu.
La han soltado hace un par de horas.
Silah birkaç saat önce bana geri iade edildi.
Hace una hora me la devolvieron.
Birkaç saat önce onun için adam öldürmek yanlış olmadığı gibi tutmanın da yanlış olduğunu sanmıyorum.
No habrá nada de malo en quedárselo si hace unas horas no había nada de malo en matar por él.
- Trenden birkaç saat önce indim.
- Bajé del tren hace un par de horas.
- Ama birkaç saat önce kiralıktı.
- Pero hace unas horas se alquilaba.
Ben kendi yarışımı birkaç saat önce başlattım.
Me di unas cuantas horas de ventaja.
Daha birkaç saat önce tanıştık... ama bana, sanki birbirimizi daha uzun süredir tanıyormuşuz gibi geliyor.
Solo sabemos el uno del otro por unos pocos minutos, pero me parece que ha sido mucho más largo.
Birkaç saat önce.
Hace un par de horas.
Ölmeden birkaç saat önce Salignari şu meşhur isimsiz tüyolarından birisini almıştı.
Unas horas antes de morir, Salignari recibió otra de sus misteriosas confidencias.
Birkaç saat önce gönderdik onu.
Lo hicimos llevar hace horas.
Birkaç saat önce Pascal'ın bu sözünü anımsamasaydım, karşınızda olamazdım. Açıkçası,
Si hubiesen meditado sobre este pensamiento de Pascal... hace unas horas, no me encontraría aquí en este momento... porque confieso que me siento invadido por el miedo.
Birkaç saat önce ulaştı.
Llegó hace unas horas.
Hafızam beni yanıltmıyorsa, birkaç saat önce işsiz kaldınız.
Y si la memoria no me falla, hace unas cuantas horas que ya no cobra.
Şafaktan birkaç saat önce giriş yaptı.
Llegó un poco antes del amanecer.
İkisini Vulcan'dan ayrılmadan önce, üçüncüyü birkaç saat önce.
Dos antes de salir de Vulcano. El tercero, hace un par de horas.
Birkaç saat önce Kaptan Kirk'ü tam bir sağlık kontrolünden geçirdiniz.
Hace unas horas le realizó un examen médico completo al capitán Kirk.
Fallon teslim olmasını söylemiş. Birkaç saat önce de olmuş.
Fallon le aconsejó presentarse y se entregó voluntariamente.
Daha birkaç saat önce bana veda edip ölüme gittin!
Funcionario de educación, hace siglos que no le veo. ¿ Qué tal va todo?
" Sevgili Andreas, birkaç saat önce bazı insanlar geldiler.
" Querido Andreas : Hace unas horas vino una gente.
Birkaç saat önce Şerif Butcher kendi gözleriyle çekiç yardımıyla bir kazığı bir adamın kalbine saplamana şahit oldu.
Hace pocas horas, el Sheriff Butcher en persona lo vio clavando una estaca de madera en el corazón de un hombre, con este mazo.
Birkaç saat önce onu Bay Nightlinger'ı bulması için yolladım.
Bueno, le mandé a buscar al Sr. Nightlinger hace un par de horas.
Birkaç saat önce kendini gösterdi.
Me apareció hace un par de horas.
Her törenden birkaç saat önce çelik bariyerler yerleştirilir.
Se instalarán unas barreras de metal varias horas antes de cada ceremonia.
Beklenen ölümünden birkaç saat önce ana caddenin aşağısında kendine bir anıt mezar hazırlıyordun.
Por precaución, horas antes de su anunciada muerte debía ir a un mausoleo bajo la calle principal.
Bayan Robertson birkaç saat önce geldi.
La Sra. Robertson llegó hace unas horas.
Birkaç saat önce Güneş Şehri'nde, adam çıldırır.
Hace unas horas, en Sun City, se le ha ido la olla.
Bu takvimde şu anda 31 Aralık'ın son dakikalarında olduğumu farz edersek ilkel insan sadece birkaç saat önce, akşam üzeri ortaya çıkmıştır.
En ese calendario, yo estoy hablando en el último instante del 31 de diciembre, y el hombre primitivo habría aparecido hace sólo unas pocas horas, al comienzo de la tarde.
Birkaç saat önce geldiklerinin haberini galaktik radyodan aldım.
Recibí la noticia de su llegada hace algunas horas en mi radio sub-etha.
- Dr. Rogers ile şahsen birkaç saat önce konuştu.
Habló con el Dr. Rogers hace poco.
Öğretmenlerimden biri birkaç saat önce öldü.
Uno de mis maestros murió, hace unas horas, todavía estoy temblando.
Birkaç saat önce ne kadar iyiydik.
hace un par de horas estabas bien
Birkaç saat önce kiminle konuştuğumu biliyor musun?
Hace un par de horas, sabes con quien estaba hablando?
- Şaka yapıyorsun. O çılgın serseri sadece birkaç saat önce buradaydı.
Ese loco estuvo aquí hace apenas dos horas.
24 saat önce askerler, sağlıklı olanları çıkarttı birkaç dakika önce de hava saldırıları düzenleyip...
... ha contraído el virus hace 24 horas, el personal del ejército... - Bueno, trata otra vez. -... evacuaron a los no infectados...
Merkezden birkaç çocuk yarım saat önce buradaydı.
Un par de chicos de la jefatura de policía estuvieron aquí hace media hora.
Birkaç saat önce ayrılmış olmalılar.
Se habrán ido hace un par de horas.
- Birkaç saat önce otopsisini yaptığımızı sandığımız Manyetikçi Emanuel Vogler.
El imantador Emanuel Vogler, a quien creíamos haber examinado.
Birkaç saat önce otelden ayrıldı.
Se fue hace un par de horas.
Evet birkaç saat önce geldi.
¿ Está aquí?
Kısa süre önce, kurbanın ölmeden önce gördüğü son görüntünün retinada birkaç saat korunduğunu keşfettik.
Recientemente se descubrió que las últimas imágenes vista por la victima antes de su muerte, se retienen siete horas en la retina.
Ben birkaç saat uyku gerekir am Ben Santa Fe için ayrılmadan önce.
Quiero reposar un par de horas.
Bak ben hatırlıyorum, beş yıl kadar önce... bir tur atmak için birkaç saat alırdı ve... bir depo dolusu benzin gerekirdi.
Recuerdo que hace cinco años, necesitabas dos horas y todo un tanque de gasolina para recorrer un circuito.
Bak, levhayı vermeden önce birkaç saat bekle tamam mı?
Déjalo secar unas horas antes de tocarlo.
Sol kalp karıncığına bir tür sıvı enjekte edilmiş. Ölmeden önce çok fazla acı hissetmesine sebep olmuş olmalı. Ki bu muhtemelen birkaç saat sürmüş.
Le inyectaron un líquido en el ventrículo izquierdo, un veneno que le causó mucho dolor antes de morir, y que tal vez tardó varias horas.
birkaç saat 25
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce ben geldim 22
önce para 23
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce ben geldim 22
önce para 23
önce sen git 20
önce siz 62
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
birkaç 16
birkaç gün sonra 35
birkaç ay sonra 20
birkaç hafta sonra 22
birkaç gün önce 41
birkaç dakika sonra 23
önce siz 62
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
birkaç 16
birkaç gün sonra 35
birkaç ay sonra 20
birkaç hafta sonra 22
birkaç gün önce 41
birkaç dakika sonra 23