Canını sıkma Çeviri İspanyolca
616 parallel translation
Canını sıkma, hâlâ ağzını burnunu dağıtırım.
No te preocupes, aún te patearé el trasero.
İşler kötü gittiğinde canını sıkma
No te lo tomes a pecho Si las cosas no funcionan
Hiçbir zaman canını sıkma
No te lo tomes a pecho Si ocurre alguna vez
Gökyüzü griyse canını sıkma
No te lo tomes a pecho Si el cielo está gris
Canını sıkma.
No se preocupe por eso.
Sen canını sıkma.
No necesitas preocuparte por eso.
Benim yüzümden canını sıkma.
No se preocupe por mí.
Daha hızlı koşuyorsun diye canını sıkma.
No tienes que culparte por correr más rápido.
- Canını sıkma niyetinde olduğumu sanma Bay Castle.
- No lo molestaré con mis intenciones, señor Castle.
Onunla canını sıkma.
No te preocupes, no puede lastimarse.
- Hiç canını sıkma.
- No te preocupes por eso.
Lütfen canını sıkma.
Déjalo. No es importante.
Bunlarla canını sıkma.
No dejes que eso te preocupe.
İyi geceler. Parayı verdiğinde bu mesele tamamiyle kapanacak. Ayrıca canını sıkma.
Buenas noches, y no se preocupe.
- İyi, canını sıkma.
- No se preocupe. - No me preocupo.
Tatlım, sen hiçbir şeye canını sıkma.
Mi cielo, no te pongas como loca por nada.
Ona canını sıkma Ed. İşe gecikeceksin.
Calma, Ed, llegarás tarde a trabajar.
- Benim sana söylediklerimle canını sıkma.
No se preocupe por lo que pueda pensar.
Bunun için canını sıkma.
No te preocupes.
Hemen şimdi. İçkini bitiremedin diye hiç canını sıkma.
Ahora mismo, no te entretengas con esa copa.
- Hiç canını sıkma.
- No te preocupes.
Canını sıkma canım.
No te molestes.
Sen bu meseleyle canını sıkma.
No te preocupes.
Kızım hakkında endişe ediyorum, ama o bana canını sıkma diyor.
Pero Yukiko no está por la labor. Dice que no vuelva a meterme en sus asuntos.
Canını sıkma. Getiriyorum.
Sin alborotar, que ya va.
- Kimsenin canını sıkma.
- ¡ No molestes más!
Canını sıkma söylemesine gerek yok.
Déjalo. Aún no se ha acostumbrado.
Sen canını sıkma.
No te preocupes por eso.
- Canını sıkma.
No te molestes.
Canını sıkma bülbülüm,
No debes molestarte, ruiseñor mío.
Canını sıkma, tatlım.
No pasa nada.
Lütfen canını sıkma, hayatım.
No estés tan molesto, cariño.
Canını sıkma!
No es nada serio, nada de importancia.
Sıkma canını!
- No importa.
Yo, sıkma canını.
No, no te molestes.
- Sıkma canını, Wesley.
No deje que lo moleste tanto, Wesley.
Sıkma canını.
No te preocupes.
Sen sıkma canını.
No dejen que le molesten.
- Sen canını sıkma evlât.
Tranquilo.
Sıkma canını, Marjorie.
No te amargues, Marjorie.
Sıkma canını.
No lo tomes tan a pecho.
Canını sıkma.
¿ Te pago ahora la cena?
- Sıkma canını, bu hiçbir şeyi değiştirmez.
Es inútil, nada cambiaría.
Canımızı sıkma! Yüzbaşı'yı bıçakladın mı?
No nos desviemos. ¿ Apuñalaste al Capitán Phoebus de Châteaupers?
Sıkma canını.
No se moleste.
- Sıkma canını.
- No te molestes.
- Sıkma canını kimse mükemmel değildir.
- Bueno... Nadie es perfecto.
- Sıkma canını.
- Déjalo ya.
Sıkma canını, gel burada ateşin yanında biraz ısın.
Quédate aquí calentita junto a la lumbre.
Sıkma canını, Tom.
No lo lamente, Tom.
Canını sıkma Bibì.
Consuélate, Bibi.