Dokunmak yok Çeviri İspanyolca
340 parallel translation
Herkes görebilsin diye Rüyalar Evi'nde duruyor, ama dokunmak yok!
Todos lo podéis ver, pero sin tocar.
Hey! Dokunmak yok!
¡ No me podéis tocar!
Dokunmak yok.
No lo toquen.
- Hop, memur bey. Dokunmak yok.
- Agente, nada de...
Dokunmak yok.
Lntacta.
Dokunmak yok, tadına bakmak yok, bahsetmek yok.
No tocar, no probar, no decir.
Bakmak serbest, ama dokunmak yok.
Se mira, pero no se toca.
Ama Papa'ya dokunmak yok. Anlaşıldı mı?
Quieres ser el primero, para que todo se haga como tu deseas, y no como Dios lo ordena.
Yani dokunmak yok, geçmek yasak, uzak duracaksın ve tartışma bitmiştir.
Por lo tanto, fuera de las manos, prohibido el paso, final de la discusión.
- Tatlı sözler yok, dokunmak yok.
- No hablar más dulce, más conmovedor.
Bakmak var, dokunmak yok.
Ver pero sin tocar.
Unutma, Stanley, saça dokunmak yok.
Recuerda, Stanley, no me toques el cabello.
Parayı dökülmeden dokunmak yok.
No la toque hasta que no haga un depósito.
Dokunmak yok.
No se pueden tocar.
Ayrıca domuzuma dokunmak yok.
Y que no sea mi cochinillo.
Bakmak var, dokunmak yok.
¡ Se mira pero no se toca!
Dokunmak yok.
No tocar.
Dokunmak yok.
Sin contacto.
Biz gidene dek dokunmak yok.
No toques hasta que nos vayamos.
Camlara dokunmak yok.
No toquen el vidrio.
Ama dokunmak yok.
Pero sin tocar.
- Bakmak ve dokunmak yok. Biz hırsız değiliz.
- Si, no se puede ni mirar ni tocar, ehh.
Konuşmak yok, dokunmak yok.
Sin hablar, sin tocar.
Ona dokunmak yok, anlaşmıştık!
¡ Nadie lo lastime!
Rahatsız etmek yok, hiçbir şeye dokunmak yok yoksa kıçıma girer.
No toque nada. No se lleve nada o yo me la cargo.
Konuşmak için görüşebiliriz ama dokunmak yok.
Podemos vernos para conversar, pero no tocarnos.
Ve paraya dokunmak yok.
Con el dinero no se juega.
Hayır, dokunmak yok.
no, tocarla no
Dokunmak yok yani.
{ C : $ 00FFFF } Así que... sin tocar.
Size söyledi, dokunmak yok!
¡ Te dijo que no nos tocaras!
hiçbir şeye dokunmak yok.
No toquen nada.
Hayır, dokunmak yok.
No toques eso.
Dokunmak yok!
¡ Whoa! ¡ No tocar!
Dokunmak yok. Dokunmak yok.
No tocar, no tocar.
Dokunmak yok.
No tocar,
Dokunmak yok.
No tocar
Dokunmak yok. Sadece...
No toque nada.
- Gözlüklere ya da saçıma dokunmak yok, sevimli çocuk.
- Ni se te ocurra tocarlas, muñeco.
Dokunmak yok, bebeğim.
No me toquéis, cariño.
Dokunmak yok.
Sin manos.
- Dokunmak yok.
- Sin manos.
- Dokunmak yok?
- ¿ Sin tocar?
Dokunmak yok, dedim.
Te dije que nada de andar tocando.
Kanıtlara dokunmak yok.
Recuerden las reglas.
Ancak bir erkeğin eline dokunmak, bunun kadar önemli olan bir şey yok.
Pero nada es más importante que tocar la mano del Hombre.
dokunmak, koklamak veya tatmak için hiçbirşey yok.
Nada para tocar, probar u oler.
Dokunmak da yok. Sadece maske.
Sin tocar, solo con la máscara.
Bu başkanlık dalgasının güçle bir ilgisi yok. Amaç insanlara erişebilmek dokunmak, onları mıncıklamak.
Ser alcalde no significa tener poder, sino llegar a la gente, tocar a la gente, sobar a la gente.
Unutma, dokunmak yok!
No te toques la cara.
Dokunmak yok.
¡ Sin tocar!
Bir daha bana dokunmak istersen, daha hızlı çarp da öldüğümden emin olayım. Bir şeyim yok.
La próxima vez que quieras tocarme golpéame más fuerte y asegúrate que esté desmayada
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65