Gördüm Çeviri İspanyolca
64,604 parallel translation
Erkeklerin ona davranışını gördüm.
Vi cómo la trataban los chicos.
Madi'yi kaybettiğimi sandığımda hayatımda ilk defa dünyayı senin gözünden gördüm.
Cuando pensé que Madi había muerto, vi por primera vez el mundo a través de tus ojos.
Halbuki işin aslını gördüm. Gizli olanı.
Pero debajo de todo eso, reconocí la otra cosa... escondida en los espacios.
Seni şekillendireni gördüm.
Esa cuyo aspecto tú me mostraste primero.
Dışarıda Carol'ı gördüm.
Yo... vi a Carol allá afuera.
Seni gördüm.
Te vi.
Ama sonra seni gördüm.
Pero después te vi.
Gözümle gördüm.
Lo vi.
Hayatımda hiçbir zaman, o gece ormandaki kadar korkmamıştım. Cesaretim uçup gitti. Benim sayımın söyleneceğini beklerken bunun, cesur birinin başına geldiğini gördüm.
Nunca en mi vida había estado tan asustado como lo estaba esa noche en el bosque, de rodillas en el suelo, completamente convencido de que me tocaría a mí, entonces vi que lo que le sucedió a alguien valiente... a un sobreviviente.
Summer, bir şey daha var mavi çöpe birkaç metal hurdası attığını gördüm.
Uh, Summer, una cosa más. Nos hemos dado cuenta de que has estado poniendo el metal en el contenedor azul.
YouTube videolarını gördüm, kedilerin hıyar ve turşulardan yılan sandıkları için korktuğunu biliyorum.
he visto videos en YouTube, Sé que los gatos se asustan de los pepinos y los pepinillos porque ellos piensan que son serpientes.
Kendi gözlerimle gördüm cesedi.
Vi ese cuerpo con mis propios ojos.
Tatlım, yüzünü gördüm.
Cariño ya vi tu rostro.
Ed Mackenzie'nin içkisini Bonnie Carlson'ın üzerine döktüğünü kendi gözlerimle gördüm.
Yo misma vi a Ed Mackenzie tirándole la copa a Bonnie Carlson.
Her şeyi gördüm.
Lo vi todo.
"Rüya gördüm" dedi kral, " cennete uzanan yol boyunca uzanan.
'He soñado con un árbol que llega al cielo', dijo el rey.
Başından beri senin için garip bir şey gördüm. Efsaneye göre uzun Firecrow Spear'a sahipsin. Ve devam edim alevlenen Golden Wheel!
De acuerdo con la leyenda, vi desde el principio algo extraño en Ud... es dueño de la lanza larga de Firecloud, sigue adelante... por la llameante rueda de oro!
Gördüm diyemem.
Pues no.
Gördüm de aslında.
De hecho lo he visto.
Gördüm çünkü izliyordum.
Las veo porque observo.
Avukatından bu işler için gönülsüz olabileceği izlenimini gördüm.
Por su abogado, Feltz, me dio la impresión de que puede que sea involuntario.
Kızın 18 aylık şartlı tahliye aldığını ve kafası yarı yarıya kopan sakarın, evrakları imzalayan adam olduğunu gördüm.
Veo que la chica ha conseguido la libertad condicional a los 18 meses y el tipo con la cabeza medio cortada fue el estúpido que firmó los formularios.
Bu sabah geldiğimde gördüm.
Lo vi cuando llegué esta mañana.
Kaseti gördüm.
He visto la cinta.
Yani, burada dürüst oluyorsak ve iftira atmıyorsak, ama günümüzde çok sayıda yılan gördüm, ve o adam bir akrep.
No es por calumniar, pero si estamos siendo sinceros, he visto muchas víboras en mis tiempos y ese hombre es un escorpión.
- Evet, evet, haberleri gördüm.
Sí, sí. Ya lo veo en las noticias.
Onunla hiç tanışmadım ve onu ilk defa o zaman gördüm.
Nunca la conocí. Solo la vi esa vez.
Seni en son Charanpal'ın cenazesinde gördüm.
La última vez que te vi fue en el funeral de Charanpal.
Ben en kötü ihtimalle öfkeli bir çocuk gördüm.
He visto a un chico enfadado.
Youtube'da videonu gördüm. Duşta gaz yemişsin.
He visto un vídeo tuyo en YouTube poniéndote contento en la ducha.
- Evet, gördüm.
- Sí, la he visto.
Pencereden seni gördüm.
Te vi desde mi ventana.
Pencereden gördüm. Halıda da delikler var. Delik değil de...
He visto, por la ventana, el... esos... pequeños... en la alfombra, pequeños agujeros.
İnternet sitendeki yeni gönderini gördüm.
He visto la nueva publicación en tu web.
- Paylaşımını gördüm.
- Vi lo que has publicado.
- Evet gördüm. Nereye gittin?
- Sí, lo vi. ¿ Dónde has ido?
Pencereden gördüm. Halıda da küçük delikler var.
Lo he visto, cerca de la ventana, hay esos pequeños agujeros en la alfombra.
Belgeleri kağıt öğütücüye atarken gördüm. Nafisi'nin altın sarısı sigara paketlerinden biri.
Estaba destruyendo documentos y lo vi... un paquete dorado del tabaco de Nafisi.
- 2007'de Bağdat'ta gördüm.
En 2007, en Bagdad.
Sekou Bah'nın minibüsünü kendi gözlerimle gördüm.
- Vi la furgoneta de Sekou Bah con mis propios ojos.
Ayrıca bu sabah ekibin oradan çıktığını da gördüm.
- Vale. También vi a un escuadrón salir de allí esta mañana,
Yolcu koltuğunda Bay Emmons'ı gördüm.
He visto al Sr. Emmons en el asiento del copiloto.
Biliyorum, gördüm.
- Lo sé. Las he visto.
Gördüm.
La he visto.
Çalışıyordum ve ödülü kazandığınızı gördüm.
Yo estaba trabajando y Te vi ganar el premio.
Çünkü sana nasıl baktığını gördüm ve o bakışı tanıyorum.
Porque he visto el camino Que ella te mira y... Conozco esa mirada.
İkinizi yemekte gördüm.
Los vi a la cena.
Dışarıda yetişen yaban mersini fidanı gördüm.
Vi un arbusto de arándanos afuera.
- Bir rüya gördüm.
Tuve un sueño.
Çizdiğin resmi gördüm.
Cogí tu dibujo. Es muy bueno.
Belgeleri öğütücüye atarken gördüm. Altın rengi sigara paketi. Nafisi'ninkinden.
Porque después, estaba destruyendo documentos y lo vi... un paquete dorado del tabaco de Nafisi en un lugar en el que era imposible que estuviera... una habitación que solo usamos para vigilancia, una habitación en la que Nafisi nunca puso un pie.
gördüm seni 25
gördüm onu 79
gördüm onları 17
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördü 16
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördüm onu 79
gördüm onları 17
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördü 16
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördünüz mü 803
gördüğüm kadarıyla 80
gördüğünüz üzere 29
gördüğünüz gibi 306
gördüğün gibi 275
gördün mü onu 18
gördüğün üzere 21
gördün işte 29
gördünüz mü 803
gördüğüm kadarıyla 80
gördüğünüz üzere 29
gördüğünüz gibi 306
gördüğün gibi 275
gördün mü onu 18
gördüğün üzere 21
gördün işte 29