English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ G ] / Görmek istemiyorum

Görmek istemiyorum Çeviri İspanyolca

3,690 parallel translation
- Hayır, görmek istemiyorum.
¿ Sabemos quién está detrás? Primero lo posteó Jerry Randall.
Şu iğrenç şeyi yakınımda görmek istemiyorum!
¡ No quiero que esa sucia cosa se acerque a mí!
Kellemi asla çok sevmedim. Ama henüz alındığını görmek istemiyorum.
Nunca me gustó mucho mi cabeza, pero no quiero que me la arranquen todavía.
Görmek istemiyorum.
No quiero ver.
Bunu söylemek için çok üzgünüm, ama polis konuştuktan sonra, sizi burada tekrar görmek istemiyorum
Siento mucho decir esto, pero después de hablar con la policía, no te quiero que vuelvas por aquí otra vez.
Bir daha seni asla görmek istemiyorum!
No quiero volver a verte nunca más.
Seni onun yakınında görmek istemiyorum.
No quiero verte por aquí nunca más.
Seni bir daha görmek istemiyorum, keşke annem Siobhan olsaydı.
No quiero volver a verte. Ojalá Siobhan fuera mi madre.
Beni onunla konuşturtma Saul. Onu yeniden görmek istemiyorum.
No me hagas hablar con él, Saul.
Angie'nin yüzünü bir daha asla görmek istemiyorum.
Tío, no quiero volver a ver la cara de Angie nunca más.
Oh hayır. Daha fazla kötülük görmek istemiyorum. 293 00 : 17 : 16,181 - - 00 : 17 : 17,415 Milhouse!
¡ Oh, no, no quiero saber qué hay peor que tú!
Hangi sandalye olduğunu görmek istemiyorum.
No quiero ver en qué silla.
Zaman geçiyor ve ben ülkemin kanını ellerimde görmek istemiyorum.
El reloj está haciendo tictac, y no quiero la sangre de mi país en mis manos.
- Bu dallamayı görmek istemiyorum. - Ne dallaması? Niye herkes bana dallama...
Yo no quiero ver a ese idiota. - ¿ Por qué todo el mundo me llama un tonto?
Şarapnel parçaları uçuşmaya başladığında zarar görmek istemiyorum.
Cuando empiece a volar metralla... no quiero ser un daño colateral.
Rosa'yı görmek istemiyorum.
¡ No quiero ver a Rosa!
O küçük fahişeyi görmek istemiyorum!
No quiero ver a esa puta!
-... görmek istemiyorum.
- en tu antigua zona de confort.
Seni yalnız görmek istemiyorum, tamam mı?
No me gusta verte solo, ¿ de acuerdo?
- Onu görmek istemiyorum.
- No quiero verlo.
- Ben yalnızca seni hayal kırıklığına uğramış olarak görmek istemiyorum...
Sí, es que no quiero verte decepcionado... Otra vez.
Cumartesi için rahat giysiler olacak, yani o ayakkabıları görmek istemiyorum,... yoksa annene bir mektup göndereceğim.
La vestimenta para el sábado es casual, así que no la quiero ver con esos zapatos o le enviaré una carta a su mamita.
Onun üzüldüğünü görmek istemiyorum.
Y no quiero verle dolido.
- Seni bir daha görmek istemiyorum!
¡ Nunca quiero volver a verte!
Benim gibi olduğunu öğrendiğinde yüz ifadesini görmek istemiyorum.
No quiero que me mire como me va a mirar cuando averigüe que va a ser como yo.
Bilmiyorum... Senin projende bir şeyler görüyorum. Senide benim gibi acınacak halde görmek istemiyorum.
Pero no sé... hay algo en tu pequeño proyecto que no quiero ver fallar tan miserablemente como el mío.
Olabilir ama bunu bekleyip görmek istemiyorum.
Sí, vale, no estoy dispuesta a esperar y a ver qué pasa.
Seni ölü görmek istemiyorum, o adam ya da stres yüzünden.
Solo que no quiero verte muerto, por ese tío o por el estrés.
Seni bir daha da görmek istemiyorum.
Y no quiero verte nunca más.
Dev hayatımın aşkı ama, cidden.. Onu şuan görmek istemiyorum.
Dev es el amor de mi vida, pero en serio, no quiero verlo ahora mismo.
İncindiğini görmek istemiyorum.
pero siempre me voy a preocupar por tí, y no quiero que te hagan daño.
- Ben onu görmek istemiyorum.
Sí, bueno, yo no quiero verle.
Bir daha seni buralarda görmek istemiyorum.
No quiero volver a verte por aquí. ¿ Estás bromeando?
O insanları orada görmek istemiyorum.
Quiero a esa gente fuera de mi casa.
- Seni görmek istemiyorum David!
¡ No quiero verte, David!
Onu görmek istemiyorum.
No quiero verla.
Alex'i görmek istemiyorum. Barmen çocuk hani.
No quiero ver a Alex, el tipo del bar..
Seni bir daha asla görmek istemiyorum!
¡ No quiero verte nunca más!
Onu çalışırken görmek istemiyorum.
Me dejó. No quiero verle trabajando.
Alicia'nın da yargılandığını görmek istemiyorum.
No quiero ver que Alicia sea procesada también.
Pekala, iyi dinleyin, her ne yapıyorsanız bırakın, bugün benim izin günüm, bu yüzden bugün çirkin yüzlerinizi görmek istemiyorum, ama yarın sabah saat 7'de siz zayıf eşekleri, burada görmek istiyorum.
De acuerdo, uds., escuchen, dejen de hacer lo que hacian. Es mi dia libre. Asi que hoy no quiero ver ninguna de sus feas caras.
Sabaha tek bir tane bile Sıçrayanın sağ çıktığını görmek istemiyorum.
No quiero que ni un solo hijo de puta Skitter siga vivo por la mañana.
Onu görmek istemiyorum.
No quiero verlo.
Ne olursa olsun Mike Ross'u bu ofiste görmek istemiyorum.
Lo que importa es que no quiero volver a ver a Mike Ross en esta oficina nunca más.
- Hayır onu görmek istemiyorum.
- No, no quiero que él vea eso.
Uzanıp uykuya dalmak gözlerimi kapatınca bir daha seni düşlerimde görmek istemiyorum.
Quiero recostarme, irme a dormir cerrar los ojos y no volver a soñar jamás contigo.
Bu güzel ama artık onu görmek istemiyorum.
Eso es genial pero ya no quiero verle más.
Seni bir daha asla görmek istemiyorum.
No quiero volver a verte nunca.
Seni de burada görmek istemiyorum.
No te quiero aquí.
Ayrıca bir süre Skinner'ın suratını görmek istemiyorum.
Además, necesito un descanso de Skinner.
Ve seni bir daha görmek istemiyorum
Cállate

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]