Henüz Çeviri İspanyolca
47,121 parallel translation
Ve henüz bilmiyor ama gizli noel babam.
Es mi jefe. Y, todavía no lo sabe, pero es mi amigo invisible.
Bitirebildiğim bir iş henüz yok.
Es solo que, nunca termino nada.
Bu vakayı henüz size vermedim.
Aún no les he asignado el caso.
Henüz değil.
Aún no.
Henüz değil, müdürüm.
Todavía no, capitán.
Bugün henüz bitmedi.
El día aún no ha terminado.
- Onlara anlatmadın mı? - Henüz anlatmadım.
- ¿ No se lo has dicho todavía?
Bunu kabul edemem, henüz olmaz.
No quiero aceptar eso, aún no.
Fakat tam işlevsel bir karaciğer henüz yapılamadı.
¿ Pero un hígado totalmente funcional? Todavía no puede hacerse.
- Henüz değil.
- Aún no.
Her neyse, bu bere, kafatası henüz tam gelişmemiş olan bir beyni radyasyondan koruyor.
De todos modos, esto reduce gorrita exposición a la radiación a un cerebro que todavía no tiene un cráneo totalmente formado.
Henüz kesinlikle bavulları hazırlamamalıyız.
Ciertamente, aún no deberíamos hacer las maletas.
24 saattir sürekli bir bombardıman altındayız ve henüz adam kaybetmedik.
He sostenido un continúo bombardeo y cañoneo durante 24 horas, y no he perdido un solo hombre.
Henüz görevini sonuçlandıramadın.
Simplemente no lo ha conseguido.
Daha henüz son sözümüzü söylemedik tamam mı?
Mire, no nos tire en el piso todavía, ¿ de acuerdo?
Henüz daha çocuktum.
Estaba en el penúltimo año.
Aslında henüz üç dakikacık oldu.
Bueno, solo han pasado tres minutos.
Henüz bunun farkında olmayabilirsin, ama biz savaş halindeyiz.
Es posible que no te des cuenta todavía, pero estamos en guerra.
Hayır, henüz o aşamaya gelmedik.
No, no estamos allí todavía.
Hayır, henüz değil.
No, aún no.
Henüz olmamış soygunlar.
Atracos que todavía no han ocurrido.
Henüz işi bitmemiş olabilir.
Y puede que no lo haya hecho aún.
- Henüz değil.
- Todavía no.
Henüz Amerikalı değilim ama olsaydım IQ'm beni ortalamanın epey üstüne çıkartırdı.
No soy norteamericano aún y si lo fuera, mi coeficiente intelectual me pondría por encima del promedio.
Ancak kendisinin oy kullanacağı yer henüz açıklanmadı.
Sin embargo, su lugar de votación no ha sido revelado.
Henüz Daniel'den bir iz yok.
No hay señales de Daniel todavía,
- Ya henüz çocuğa ulaşamamışsa?
¿ Y si él no tiene Ahold de que el niño todavía?
Henüz birkaç haftadir çikiyorsunuz. Sürekli birlikte vakit geçiriyorsunuz, simdi bir de vegan oldun, yani...
Lleváis saliendo un par de semanas, pasáis mucho tiempo juntas y ahora eres vegana, así que...
Jo'yu düsünüyordum da onu yeterince tanimiyorum ve henüz tanismadik, ki bu biraz tuhafima gidiyor.
Estoy pensando en Jo y en que no sé mucho de ella. Tampoco la conozco, y eso me suena raro.
Henüz bakmadiysaniz mutlaka bakin, müthis bir organizasyon.
Si no los conocéis, son increíbles, echadles un vistazo.
Henüz söylemedim ama - söyleyecegim.
No se lo he contado, pero voy a hacerlo.
Henüz görmedin.
Aún no la has visto.
Aslinda henüz bilmiyorum.
Todavía no estoy muy segura de hecho.
Başta konuştum ama henüz bunun iyi bir fırsat olduğunun farkında değil, hepsi bu.
Bueno, se lo mencioné, pero aún no entiende que es una gran oportunidad.
Ama işin aslı, ihtiyacınız olan tüm besinler gıdalarda bulunuyor. Öylesine belirli ve karmaşık bileşimler halinde yer alıyorlar ki henüz hepsini anlayamıyoruz bile.
Pero todos los nutrientes que ocupas están en la comida y alimentos, en combinaciones específicas y complejas las cuales aún no entendemos totalmente.
Henüz emin değilim.
Aún no estoy segura.
Nikolah'la yeterince vakit geçiremedim henüz.
Supongo que todavía no he pasado mucho tiempo con Nikolaj.
- Henüz hazır değiliz.
- ¡ Aún no estamos preparados!
- Henüz hazır değiliz çünkü bilmediğinizi yapmak üzere olduğum şeyi yapacağım.
- Aún no estamos preparados, porque tengo que hacer algo que no sabías que estaba a punto de hacer.
Askerî birimler Nassar üzerinde çalışıyor ama henüz tek kelime etmedi.
La inteligencia militar sigue trabajando en Nassar y, hasta ahora, no ha dicho nada.
- Nassar'dan haber geldiğini söyle bana. Henüz değil ama FBI ile birkaç saati daha var.
Todavía no, señor, pero al FBI aún le restan algunas horas con él.
- Henüz bilmiyoruz.
- No sabemos aún.
Henüz bitmedi.
Todavía no terminó.
Ama magnezyumla uyumlu bir elektrolit bulabilen olmadı henüz.
Pero nadie ha encontrado un electrolito de magnesio amigable.
Tek avantajın senin varlığını henüz bilmemeleri.
Tu única ventaja es que todavía no saben de tu existencia.
Henüz bilmiyoruz.
Aún no lo sé.
Hepsi de henüz çözülmemiş.
Ninguno resuelto.
Henüz bir şey çıkmadı.
Nada hasta ahora.
- Henüz değil.
No aún. Yo...
Hayır. Henüz yok. - Sen de?
- No, aún no. ¿ Y tú?
- Henüz hareket bile etmedi.
- ¡ No importa!
henüz değil 1250
henüz bilmiyorum 200
henüz yok 168
henüz gelmedi 78
henüz bitmedi 76
henüz çok erken 19
henüz hazır değil 20
henüz erken 24
henüz olmaz 25
henüz hazır değilim 23
henüz bilmiyorum 200
henüz yok 168
henüz gelmedi 78
henüz bitmedi 76
henüz çok erken 19
henüz hazır değil 20
henüz erken 24
henüz olmaz 25
henüz hazır değilim 23