English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ H ] / Her

Her Çeviri İspanyolca

584,794 parallel translation
Çünkü yaptığın her şey seni suçlu gibi gösteriyor.
Porque todo lo que estás haciendo te hace parecer culpable.
İşlediğim her suçu, silip temizledi.
Cada transgresión que cometía, se eliminaba.
Her şey bitebilir mi?
¿ Puede acabarse esto?
Bana öyle geliyor ki her iki şekilde de kurtulamayacağım.
Me parece que tampoco voy a sobrevivir a esto.
Senin yaptığın her şeyi, benim daha iyi yapabileceğimi sana göstereceğim.
Te lo dejaré bien claro, cualquier cosa que puedas hacer, yo puedo hacerlo mejor.
Her seferinde biriniz tarayıcıdan geçsin.
Pasad uno a uno por el escáner.
Kulağa her şey planlandığı gibi geçmiş geliyor.
Y todo parece que ha ido según lo planeado.
Onu bulduğumda, garip bir şekilde sessizdi fakat onun her zamanki gibi beni görmezden geldiğini düşündüm.
Cuando lo encontré, estaba extrañamente silencioso, pero pensé que simplemente me estaba ignorando, como de costumbre.
Görünüşe göre her şey yoluna girmiş.
Parece que todo vuelve a la normalidad.
Hayır, eğer hatırlarsan her sıçramadan sonra güvenlik önlemi için tüm bilgilerini silerim.
No, si recuerdas, siempre borro tus datos después de cada salto, por motivos de seguridad.
Bu işten her kim sorumluysa Chopper'ı bu kadar uzaktan kumanda etmek için güçlü bir sinyal düzenine sahip.
Quienquiera que sea el responsable de esto tenía que tener una matriz de señal muy pontente para controlar a Chopper a tal distancia.
Her şey yolunda görünüyor.
Los están usando mucho últimamente con los nuevos reclutas. Bueno, todo parece en orden.
Şu ana kadar yapılan her şey bir provaydı.
Todo lo que condujo a este momento fue sólo un ensayo.
Hera her zaman sende özel bir şeyler gördü ve ben de öyle.
Hera siempre vio algo especial en ti, y yo también.
Ama masumların zarar gördüğünü gördüğümde ve bunun hakkında bir şey yapacak gücün bende olduğunu bildiğimde etrafımdaki her şeyin yanıp gitmesine seyirci kalamadım!
¡ Pero cuando vi inocentes siendo lastimados y supe que tenía el poder para hacer algo acerca de eso, no pude quedarme mirando cómo todo ardía a mi alrededor!
Böyle yaparsak Thrawn'ın eline düşeriz ve o da yapmaya çalıştığımız her şeyi ortadan kaldırır.
Eso sería seguirle el juego a Thrawn, y él podría destruir todo lo que hemos trabajado para construir.
Ama ben her biri için ölürdüm.
Pero habría muerto por todos y cada uno de ellos.
Benden biberonu her aldığında veya kollarımda uykuya daldığında bana tamamen güvendiğini söylüyor.
Cada vez que me acepta un biberón o se queda dormida en mis brazos, me está diciendo que confía plenamente en mí.
Bebeğinizi korumak için her şeyi yapardım.
Haría cualquier cosa para proteger a su bebé.
Onu güvende tutmak için elimden gelen her şeyi yapacağım.
Haré todo lo que esté en mi mano para mantenerla a salvo.
Her iki taraf da beni takip ediyor.
Pasarán semanas antes de que pueda volver a por Masha.
Bunu dünyadaki her şeyden çok istiyorum.
Pero no puede ser ahora. Lo prometiste.
O adam, benden sevdiğim her şeyi alan zincirleme bir reaksiyon başlattı.
Y no solo a mí. Le dio la espalda a su familia y a su país.
Beni, onunla senin aranda senin için ya da onun için hangisinin en iyi olduğuna karar verme durumuna sokarsan her seferinde Elizabeth'i seçeceğim.
Sí. Insistiría en ello. ¿ Hola?
Masumiyetini yok edeceksin, korumak için savaştığımız her şeyi yok edeceksin.
Como temí que ocurriría, elementos del pasado de Katarina están rodeando a Elizabeth como una manada de lobos en la noche.
Onlar tek ve aynıydılar. Her zaman varlardı.
Me hiciste creer como el Flautista de Hamelín.
Sandstorm sanki her yerdeymiş gibi.
Sandstorm parece estar en todos lados.
Yani dediğim gibi onu çevirdiğimde " "Her bölünme eski bir birliktir." oluyor.
Como iba diciendo, eso se traduce en : "Cada división es una anterior unión".
Pekâlâ, takımlar halinde ayrılalım ve kuryeciyi bulana kadar her dövme ipucunun izini bulmaya çalışalım.
Muy bien, vamos a dividirnos en equipos, intentad rastrear cada pista del tatuaje hasta que encontremos este mensajero.
Her şey iyi olacak.
Vas a estar bien.
Her şey yolunda mı?
¿ Todo bien?
"Her bölünme eski bir birliktir."
"Cada división es una anterior unión".
Her neyse.
No importa.
Her korkunç düşünce ve hislerimi kabullenmem için çaba harcıyor.
Bueno, ella me presiona para reconocer cada... pensamiento y sentimiento horrible que tengo.
Anlamıyorum, her şey yolunda.
No lo entiendo. Todo está en su lugar.
Kendimden her gün nefret ediyorum.
Me odio a mí mismo, todos los días.
Her şey iyi olacak.
Todo irá bien.
Çözdüğümüz her dövme bizi Shepherd'a bir adım daha yaklaştırıyor.
Cada tatuaje que resolvemos nos acerca un paso más a Shepherd.
Bunu görüp benim hakkımda her şeyi bildiğini mi sanıyorsun?
¿ Ve esto y cree que lo sabe todo sobre mí?
Her şeyi alabilmek için iki yere uğramam gerekti.
Tuve que parar en dos sitios para conseguirlo todo.
Ama sen bir şey demeden önce, gidişimi telafi etmek için buradaki her işi ben yapacağım. Hem de her işi.
Pero antes de que digas algo, te voy a compensar por haberme ido haciendo de todo aquí, me refiero a todo.
Her şeyi yaparım.
Haría lo que sea.
Üç gün boyunca her şeye katlanabilirim.
Puedo soportar cualquier cosa por tres días.
Pekâlâ, dur biraz. Yani sen gitmek istemiyorsan ve ben seni götürmek zorunda değilsem, her şey yolunda mı?
Bueno, espera, ¿ si tú no quieres ir y no tengo que llevarte, todo está bien?
Her gün Tırmık'ın kurbanlarıyla çalışıyorum.
Trabajo con víctimas de Diablo todos los días.
Bu da DAB'de çalışmayı her zamankinden daha hassas hale getiriyor.
Me hace trabajar en la UAC más no sé... Más crudamente de lo que estoy acostumbrado.
Ama her neyse radyasyon varmış.
Pero sea lo que sea, era radioactivo.
Bir yanlış anlaşılma oldu ve her şey yoluna girecek.
Es un malentendido y todo va a ir bien.
General Dodonna ve Massassi grubu her an burada olabilir. General Dodonna mı?
¿ El General Dodonna?
Elizabeth'in annesine verdiğiniz her şey.
Si alguna vez me pone en una situación en la que tenga que escoger entre lo que es mejor para usted y lo que es mejor para ella, siempre escogeré a Elizabeth.
- Her şey yolunda anne.
No pasa nada, mamá.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]