English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ H ] / Herşeyi

Herşeyi Çeviri İspanyolca

16,983 parallel translation
Çoktan herşeyi söyledim.
Ya les dije todo.
Olay yeri inceleme herşeyi yapacak, ama olay yeri tamamen temiz olacak.
Haran pruebas forenses completas, pero la escena parecia bastante limpia.
Sana herşeyi söyledim...
Te lo he contado todo...
Kafana esince buraya gelerek bana aşkını ilan edip yaptığın herşeyi unutmamı bekleyemezsin. "
"Paul, no puedes hacer esto. " No puedes aparecer aquí y profesar tu amor y esperar que me olvide de todo lo que has hecho. "
[Kötü Londralı aksanı] "Ben herşeyi, olduğu gibi severim."
Me gustan las cosas de la manera que son, jefe ".
Din ve devlet işleri gibi yani, herşeyi ayırıyoruz.
Iglesia y estado, lo separamos todo.
Bak, biz herşeyi tersinden yapıyoruz.
Mira, estamos haciendo todo al revés.
- Quinn! Leonard Carnahan hakkında bulduğun herşeyi getir.
Tráeme todo lo que haya sobre Leonard Carnahan.
evinin kapsında herşeyi gören çocuk.
El niño pequeño que estaba en el rellano y que vio todo.
Sarhoş Mellie ile başa çıktım ve kokuşmuş Mellie ile ve "herşeyin canı cehenneme" Mellie ile ve sulugöz Mellie ile ve "herşeyi yutan" Mellie ile.
He lidiado con la Mellie borracha y la Mellie olorosa y la Mellie "que le den a todo" y la Mellie llorona y la Mellie "come todo lo que no esté clavado".
Fakat bilmeni isterim ki, geçen geceki partide sen ve arkadaşının becerdiği kıza ait videonun nerede olduğunu söylemezsen, o bursu, asgari ücretli bu işi ve gelecekte karşına çıkacak herhangi bir şansı kaybetmen için herşeyi yapacağıma emin olabilirsin.
Pero deberías saber que me aseguraré personalmente de que pierdas esa beca y esa mierda de trabajo y cualquier oportunidad que tengas en un futuro si no me cuentas dónde tienes el vídeo de la chica que tú y tu amigo os tirasteis anoche en la fiesta.
Ne kadar karaktersiz olduğunuzu göstermek için herşeyi yaparım, ve bir saniye bile düşünmem çünkü siz ikiniz kesinlikle her şeye sahip olan ama asla bununla yetinmeyen tipte iğrenç insanlarsınız.
Haré nada y haré todo para asesinar ese pequeño personaje que tienes Y no voy a reconsiderarlo porque ustedes dos son la peor clase de personas, la clase que tiene todo pero sigue queriendo más.
Ve ben şimdi duymak istediğim şeyi bana söylersen, senin için elimden gelen herşeyi yapacağım.
Y haré todo lo que pueda por usted si me dice ahora lo que necesito oír.
- Kulaklarımda hala annemin herşeyi yanlış yaptığımı - söyleyen eleştiren sesi var.
Y sigo escuchando la voz criticona de mi madre... diciéndome que todo lo que hago está mal.
Hepsini biç! Herşeyi biç!
Solo córtalo. ¡ Córtalo todo!
Gel de dene bakalım! Herşeyi belgeliyoruz.
Intentadlo, estamos grabándolo todo.
Herşeyi açıklayabilirim.
Puedo explicarlo todo.
Gerçekten de herşeyi alt üst ettin.
Realmente has fracasado.
Herşeyi hatırla!
¡ Recuérdalo!
O zamandan beri, yaptığı herşeyi örtbas etmeye çalıştım.
Desde entonces, he hecho todo por cubrirla.
Annem herşeyi açıkladı.
Mi mamá me explicó todo.
Sanırım burada iki seçeneğimiz var. Ya bu dayanılmaz cinsel gerginliği yok farzedeceğiz... ya da herşeyi akışına bırakacağız.
Quiero decir, tenemos dos opciones aqui... tampoco nosotros podemos fingir que no existe esta insoportable tension sexual, o podemos acabar con ella.
Benimle istediğin herşeyi konuşabilirsin.
Puedes hablar de cualquier cosa conmigo.
Elizabeth North'un Batı Angola hakkında söylediği herşeyi bilmek istiyorum.
Quiero saber si Elizabeth North dice algo sobre Angola del oeste.
Hem de herşeyi.
Cualquier cosa.
Hey. Herşeyi anlatman gerekiyor.
Oye, tienes que aclarar las cosas.
Çoktan Zoe'yi sorguladık, bize herşeyi anlattı.
Ya hemos interrogado a Zoe... nos ha contado todo.
Çalıştığım herşeyi mahvederek zamanınızı harcamak istiyorsanız, siz bilirsiniz.
¿ Quieres perder su tiempo echando por tierra todo por lo que he trabajado? Perfecto.
Keşke. Öyle olsa herşeyi yeniden inşa etmek zorunda kalırdık.
Ojalá, al menos nos veríamos obligados a reconstruir.
Herşeyi tekrar tekrar temizliyordu.
Lo limpiaba todo y al terminar volvía a empezar.
Biliyorum, bulabildiğim herşeyi okuyorum.
Sí, ya lo sé. He leído todo lo que he encontrado.
Herşeyi yapacağım.
Todo, todo. Todos los tratamientos.
İhtiyaçlar bizi herşeyi tartışmaya.. .. riske etmeye..
Te llevan a cuestionarlo todo, a arriesgarlo todo.
.. kapıyı kapatıp herşeyi sildim.
Y yo cerré la puerta y nada, lo borré todo de mi mente.
Anladım. herşeyi batırdım.
Lo entiendo, la cagué.
Ama herşeyi daha da berbat ettim.
Pero solo empeoré todo.
- Ya, tabii, herşeyi ben yaparım.
- Vale, sí, yo lo haré todo.
- Adelaide'e bu yüzden mi - gidiyorsun... herşeyi düzeltmek için mi?
¿ Por eso irás con Adelaide, para arreglarlo?
Neredeyse herşeyi denedim.
Haría cualquier cosa.
Bu herşeyi kanıtlıyor.
Es una gran lección.
- Wirt, aklına koyduğun herşeyi yapabilirsin.
Wirt, puedes hacer lo que sea si te lo propones.
Kızının ruhu sonsuza dek yansın diye herşeyi yapmaz mıydın?
¿ Habrías dejado que el espíritu de tu hija se apagara por siempre?
Seni engellemek için herşeyi yapar.
Hará lo que sea por impedirlo.
Sana yakın birisi ölmeden herşeyi söylemiş olmayı diliyorsun. Yaşanmış herşeyi affetmeyi, senin için ne kadar zor da olsa sevmeyi...
Que alguien se muera antes de poder decirle todo de perdonar todo, de estar y de amarlo todo lo posible...
Eğer iş birliği yapıp bildiğin herşeyi bize anlatmazsan...
Si no estás dispuesta a cooperar, si no nos dices todo lo que sabes...
Amerika aşk için herşeyi affeder.
EEUU perdonará lo que sea por amor.
Ama herşeyi mahvettin Charlie.
Pero lo arruinaste todo, Charlie.
Bu çılgınca, ama, açıkçası, Eğer bu aptal kavgaya bir son verecekse herşeyi denerim.
Es una locura, pero honestamente, intentaría cualquier cosa para terminar con esta pelea ridícula.
biz ortağız herseyi konuşabiliriz.
Somos compañeros, hablamos de casi todo.
O herşeyi hissedebilir, sevdiğini hissedebilir.
Tu padre lo percibe, lo percibe todo.
Sen istediğim herşeyi yapıyor musun?
¿ Haces lo que yo te digo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]