Hıç Çeviri İspanyolca
6,211 parallel translation
Ölmeden önce yapılacaklar listeni okudum ve sonra durduk yere hıçkırmaya, öğürmeye ve kapıdan çıktıktan sonra kimbilir daha neler yapmaya başladın.
Leí tu lista de cosas pendientes y después, de repente, tenías hipo y estabas eructando. y Dios sabe qué y por la puerta.
Şu hırsızın çıkardığı patırtının büyüyü bozduğundan endişelenmiştim.
Me preocupaba que nuestro encuentro con el ladrón te hubiera molestado.
Ve duyduğuma göre sen de hıncını senden çıkarmasından epey sıkılmışsın.
También que estaba cansado que se la agarre con usted.
Onlar oldukça inişli çıkışlı H trende zor.
Ellos estaban rodando bastante duro en el tren "H".
"Saatte 1 km hızla manzaranın tadını çıkarın"
Disfruten el paisaje a 0.1 millas por hora.
Parçacık hızlandırıcının açılışını izleyelim dediğimde aslında çırıl çıplak soyunup ayın altında uluyalım demek istemiştim.
Mira, cuando dije que deberíamos venir a ver cómo encienden el acelerador de partículas, me refería a que debíamos desnudarnos y aullar a la Luna.
Parçacık hızlandırıcının patladığı gece bir elektrik direğine tırmanmış.
Escaló un poste eléctrico la noche de la explosión del acelerador.
Parçacık hızlandırıcı patlaması sonucu ben hız kazandım ama onun en iyi arkadaşı öldü.
Yo conseguí la supervelocidad con la explosión del acelerador de partículas, pero sus mejores amigos murieron.
Hızlandırıcının patladığı gece olanlar seni değiştirdi.
La noche de la explosión del acelerador, te cambió.
Hırsızların sihir misali kaybolması gibi bunlar da öylece ortaya mı çıktı?
- Es mío, pero yo no tomé ese dinero. ¿ Entonces apareció por arte de magia al igual que los ladrones desaparecieron por arte de magia?
Görüyorsunuz, fanteziler olayı da bu. Ortaya çıktıkları gibi hızlıca kaybolabiliyorlar.
Veréis, eso es lo que pasa con las fantasías... pueden desaparecer tan rápido como aparecieron.
Onu aşağı indir şimdi ve yara bandını hızlıca çıkar.
Hazla bajar aquí ahora mismo y arráncale la "Curita".
Tavşan kostümüm hırçın bir köpeği çileden çıkardı.
Ese perro vicioso se ensaño con mi disfraz de conejo.
Burada yazdığına göre S.H.I.E.L.D. ajanı olarak saha görevine bile çıkmışsınız.
Incluso menciona que pasó tiempo como agente de campo en SHIELD.
Eminim çocuğunun hırsız çıkmasına çok mutluydu.
Seguro que le encantaba tener un hijo ladrón.
Kiliseden hışımla çıktım yağmur ve çamuru aştım.
Salí furiosa de la iglesia y caminé con rabia a través del barro y la lluvia.
O-H-A-F-C-S-D-V-R-K-K-P-K-F-G!
¡ Por el amor de todos los santos de este universo!
Bana kendi ağaç evimi yaptırdı. Sonra da ben yaz kampındayken yıktı. Çünkü sağlam Hıristiyan çivileri yerine babamın süslü Yahudi çivisi dediği cıvatalardan kullanmıştım.
Me hizo construir una casa en el árbol y luego la destruyó porque en lugar de usar clavos como lo haría un buen cristiano, usé tornillos, que él llamaba "clavos de judío mezquino".
Hıncını masum sanat malzemelerinden çıkarmaktan vazgeç artık...
Deja de desquitarte con esos materiales inocentes...
Tamam, tamam, tamam. Sadece... dikkatli ol. Ve olabildiğince hızlı oradan çık.
Muy bien, de acuerdo, muy bien pero... ten cuidado y sal de ahí lo antes que puedas.
Açıkçası içimden bir yanım bu meselenin hırgür çıkmadan yatışmasını istiyor.
parte de mí desea dejar pasar este asunto.
Güney tarafında bisikletli kuryeyle hırsızlık yürütmesi ve çok sevdiği bir çıkartma gibi.
Por medio de algunos mensajeros, el tipo que dirige a los carteristas en el lado sur, y una pasta china de hierba que al chico parece que le encantaba.
Kıskandım, delirdim ve hırsımı senden çıkardım.
Estaba celosa y loca, y me desquité contigo.
Yangın için hızlandırıcı gerekiyor.
- El fuego necesita un acelerante.
Sanırım hızlandırıcıyı bulmuş olabilirim.
Creo que puedo haber encontrado un acelerante.
Potasyum klorat havai fişekte kullanılan bir hızlandırıcı maddedir.
Clorato de potasio... eso es un acelerante, se usa en los fuegos artificiales.
Aslında şeker ayıcığı ya da şekeri ilave ettiğin zaman güçlü bir yakıcı maddeye benzer. Hızlı tepki gösterir.
De hecho, es un oxidante tan poderoso que cuando le pones las gomitas o el azúcar, reacciona violentamente.
S.H.I.E.L.D.'a doğru şekilde destek çıkacağıma yemin ettim ve Coulson'ın kötü biri olduğunu sanmıyorum.
Juré reconstruir SHIELD de la manera correcta, y no creo que Coulson sea un mal tío.
Hızlıca girip çıkacaksın.
Entrar y salir rápidamente.
Ancak bu salgının mantarlardan çıkmış olabileceğine dair bir şüphe var ve hızla...
Es, sin embargo, poco probable que este brote pudiera multiplicarse y rápidamente...
Başarısız bir parçacık hızlandırıcısı tepkimesinden yayılan bir karanlık madde dalgası tarafından. Hayır.
No.
Ama hızlıca da olsa bir göz at şuna. Stacey'in çılgından da öte bir şey olduğunu söyle. Hem de hiç şüphe bırakmadan.
Pero solo quiero que eches un vistazo rápido a esto y me digas que esta Stacie es solo un cacareo sin caso.
Parçacık hızlandırıcı patlaması sırasında buharlaştı.
Fue vaporizado en el acelerador cuando se volvió crítico.
Adam birden çıktı, yeterince hızlı hareket edemedim.
Ese apareció de repente. No pude moverme a tiempo.
Kimse süpheli bir şey görmemiş, bu da demek oluyor ki kız dışarı çıkar çıkmaz çok hızlı davranmış.
Nadie vio nada sospechoso... lo que significa que el asesino debió haberla... sacado de la vista rápido.
Şu merdivenlerden hızlıca çatıya çıkmanı, yanına hortum rulosunu almanı, sonra aşağıya geri getirmeni istiyorum. Çabuk ama emniyetli olarak.
Quiero que te des prisa en subir esas escaleras hasta el tejado... agarra el rollo de manguera... tráelo hasta abajo, rápido pero seguro.
Evden çıkmak istiyorsan, kılık değiştirmek zorundasın. Biliyorum ama çok hızlı çıktın. Biliyorum ama çok hızlı çıktın.
Si quieres salir de la casa, tienes que usar disfraz.
Alabildiğim her şeyi aldım ama çıkmak için çok hızlı olmalıydım.
Conseguí todo lo que pude, pero tuve que salir de allí enseguida.
Uranyumu ne kadar hızlı çıkartırsan, nükleer kuvvete sahip olabilirsin.
Puedes tener poder nuclerar... tan rápido como saques el uranio de la tierra.
Hızlıca yola çıktılar ve arabalardan biri bizim için geldi.
Dierón la vuelta rápido y uno de los coches vino hacía nosotros. - ¿ Qué?
Henüz tanık yok. Ama bir sürü komşu... hırıltı ve çığlık duyduklarını söylüyor. Boyunları kesilip kanları kurumuş gibi görünüyor.
Todavía no hay testigos, pero tenemos un montón de vecinos que dicen que escucharon lo que han descrito como gruñidos y gritos.
Banka soyguncusu, dolandırıcı, hırsız.
Asaltante de bancos, estafador, ladrón.
Ayrıca yüksek akımlı ve yüksek stabiliteli parçacık hızlandırıcımız bulunuyor.
También se aloja... nuestro acelerador de partículas de alta potencia y estabilidad.
Hırkanızı çıkarıp ayağa kalkabilir misiniz? - Neden?
¿ Puede quitarse el jersey y ponerse de pie, por favor?
Uzaylılar sokaklarda koşturuyordu ve işte o zaman S.H.I.E.L.D. kendisini açığa çıkarıp İntikamcılar'la bir olarak onlara inanabileceğimizi gösterdi.
Aliens. Los Aliens corrían por las calles y fue entonces cuando SHIELD se mostró y se mantuvo con Los Vengadores, llevándonos a creer que podíamos depositar nuestra fe en ellos, cosa que hicimos.
Sadece kaşlarını oynatıyorsun ve "hımm hımm" sesi çıkartıyorsun.
Solo estás frunciendo el ceño y haciendo sonidos.
Silahımı düşürdüm ve hızlı koşamadım. Fakat bazı çılgın insanlar beni görüp... yakalamayı başarmışlardı.
Tiré mi pistola y corrí un poco lento no quería quedarme allí y que me atraparan, como a algún loco.
Çünkü seni S.H.I.E.L.D.'dan çıkartan kişi bendim.
Porque yo era el quien salió de escudo
Bunu çektiğim zaman eğer yaşamasını istiyorsan yaralarına hızlıca kan pıhtılaştırıcı aşılamalı ve baskı uygulamalısın.
Cuando me libero de esto, Se le va a bombear sus heridas completa de ese agente de coagulación tan rápido como puedas Si quieres para salvar su vida.
Şifre kırıcı kodu denedik ama şimdi zaman kodu iki katı hızla sayıyor.
Hemos introducido la clave, ahora el contador va dos veces más rápido.
Ticari sırların hırsızlığı mı? Şirketi dolandırıcılıkla mı suçluyorsunuz?
¿ Robo de secretos comerciales?
hicks 64
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbirşey 492
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbirşey 492
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şeye 82
hiçbir şey söyleme 96
hiçbiri 122
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şey bilmiyorum 160
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şey olmadı 177
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şeye 82
hiçbir şey söyleme 96
hiçbiri 122
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şey bilmiyorum 160
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şey olmadı 177