English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ I ] / Iştemiyorum

Iştemiyorum Çeviri İspanyolca

95,833 parallel translation
Oynamak istemiyorum.
No quiero jugar.
Şaşırmanızı istemiyorum.
No quiero que os sorprendáis.
Çünkü artık bu işi yapmak istemiyorum.
Porque no quiero seguir haciéndolo.
Ben de... İşler yolunda gitmezse bundan sorumlu olmak istemiyorum.
Y yo simplemente... no quiero ser el responsable si algo sale mal.
Artık seni böyle görmek istemiyorum.
No quiero volver a verte así.
Madem burası kötü bir yer, burada kalmak istemiyorum.
No quiero quedarme aquí si este es un lugar malo.
Paranı istemiyorum.
- no tengo mucho.
Lütfen, bununla ilgili bir şey istemiyorum.
Escúchame. Por favor, yo no... quiero tener algo que ver con esto.
Anladım ama ben güçlerimi istemiyorum bile.
Lo sé, pero yo ni siquiera quiero mis... poderes.
Asla bir daha öyle hissetmek istemiyorum.
No quiero volver a sentirme así nunca.
Bilmek istemiyorum.
No quiero saberlo.
- Ben takılmak istemiyorum.
No quiero salir por ahí.
Seni elevermek istemiyorum. Ama bana yardım etmezsen başka şansım kalmaz.
No quiero entregarte, pero si no me ayudas, no me queda otra opción.
Bunun, kızımın üzerinde bir kara leke olmasını istemiyorum.
No quiero que recaiga sobre mi hija.
Buna zarar verecek bir şey yapmak istemiyorum.
No quiero hacer nada que te arruine eso.
Sadece, senin geride kalmanı istemiyorum.
No quiero que te quedes atrás.
Anne, Yeşil Bölge'ye gitmek istemiyorum.
Mamá, no quiero ir a la Zona Verde.
Bu yüzden, Santa Monica'da neler yaşadığın ile ilgili konuşmalıyız. Çünkü, bu yükü benim yaptığım gibi taşımanı istemiyorum.
Por eso es que tenemos que hablar de lo que te pasó en Santa Mónica, porque no quiero que te lo guardes como yo lo hice.
Evi istemiyorum.
No quiero la casa.
Bunların hiçbirini istemiyorum.
No quiero nada de esto.
Sadece... sadece beni birazcık... anlamanı istedim. Çünkü bir gün ben öldüğümde sen evimi boşaltırken asla yapamayacağın konuşmaları kafanda yazmanı istemiyorum.
Yo... quería que supieras un poco más sobre mí para que el día que me muera, mientras estés vaciando mi casa no tendrás que simular conversaciones que sabes bien que nunca tendrás.
Bak, ben kavga etmek istemiyorum.
Mira, yo... no quiero pelear.
Elbette yalan söylemeni istemiyorum.
Por supuesto que no quiero que mientas.
Seni burada görmelerini istemiyorum.
No quiero que te vean aquí.
Ne düşüneceklerini bilmiyorum ama herhangi bir bela istemiyorum.
No sé qué pensarán pero no quiero problemas.
Kimsenin hayatını havaya uçurmak istemiyorum.
No me interesa arruinarle la vida a nadie.
Advil istemiyorum. Vicodin'e ihtiyacım var.
No necesito ibuprofeno sino hidrocodona.
İstemiyorum dedim Helen.
Dije que no las quiero, Helen.
Yardımını istemiyorum Helen.
No quiero tu ayuda, Helen.
Gerçekten bunun hakkında konuşmak istemiyorum.
Realmente no quiero hablar de eso.
Seni incitmek istemiyorum Sadece...
No quiero dañarla. Solo quiero- ¿ Qué le pasa?
Seni öldürmek istemiyorum.
No quiero matarte.
Seni incitmek istemiyorum dostum.
- No quiero lastimarte.
Hayır, istemiyorum.
- No, no quiero.
Bak, kiminle buluşacağıma saçma bir programın karar vermesini istemiyorum.
No, no quiero que un algoritmo me diga con quién salir, ¿ sí?
Öyleyim, mutluyum, sadece kalbinin kırılmasını istemiyorum.
Así es, pero... no quiero que salgas lastimado.
Hayır. Bunu yapmak istemiyorum. Eve gitmek istiyorum.
No, no quiero eso, quiero volver a casa.
Ama sonra beni aldattı ve sonra da terk etti. Bunu izlemek istemiyorum, tamam mı?
Y luego, él me engañó y me abandonó.
Bir şey hakkında konuşmak istemiyorum, Gunny.
No quiero oír hablar más del tema, Gunny.
Seni gerçekten burada bırakmak istemiyorum.
De verdad que no quiero dejarte aquí.
Ben... Benim için yalan söylemeni istemiyorum.
Yo no... no quiero que mientas por mí.
Benimle birlikte batmanı istemiyorum.
No quiero que caigas conmigo.
- İyi ya işte. Kibar olmayı istemiyorum.
No quiero ser sutil.
- Hayır istemiyorum, sana demiştim.
- No, no, te lo dije.
İngilterede beyaza dair bir şey görmek istemiyorum.
No dejaré que haya nada blanco en Inglaterra.
Duyamayacağım bir hikaye duymak istemiyorum.
No quiero escuchar... una historia que no pueda borrarme.
Küçük Hap yüzünden bundan olmak istemiyorum.
Y no necesito tu pequeña polla metiéndose en medio.
Kral olmakla bir sorunum yok. Ama bir tarikat yönetmek istemiyorum.
Oye, me agrada ser rey, pero no quiero liderar un culto.
Hayır, teslim olmak istemiyorum!
¡ No quiero rendirme!
Artık soytarı olmak istemiyorum.
Ya no quiero ser una payasa.
Biliyorum, istemiyorum.
Lo sé, no es lo que quiero.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]